Akşam akşam seyredeyim dedim
televizyonda ki bir şov programında röportaj yapıyorlar. Görevli arkadaş elinde
mikrofon ile sokaktaki adamlara ve kadınlara soruyor. Soruyor dediysem öyle ÖSS
veya SBS sorusu gibi ya da matematik sınavı, kimya sınavı sorusu gibi görmeyin.
Soru belki de dünyanın en basit sorusu ''İki aylık ömrünüz kalsa ne
yapardınız?'' Verilen cevapları duyunca aklım tavana vurdu, geri geldi tekrar
tavana vurdu. Kimisi ''içimde ki bütün söyleyeceklerimi söylerim.'' diyor.
Kimisi ''Çıplak dolaşırım iki ay boyunca'' diyor. Bir tanesi eşimden dostumdan
üç aylık borç alırım diyor.'' başka bir tanesi ''Her türlü pisliği yaparım
insanlara.'' diyor. Bir diğeri ''Eşimden boşanırım.'' diyor. Ben de bunları hayretler
içinde seyrediyorum...
Allah için şu insanların ve insanlığın geldiği duruma bakar mısınız arkadaşlar?
Benim iki aylık ömrüm var ve insanlara pislik yapmaya devam ediyorum, nasıl
olsa öleceğim, ben öleceğim ya onlarda rahat etmesinler. Elimden, dilimden her
şeyi çeksinler. Bu ne kadar bencilce ve kendini beğenmişlikle dolu bir
düşüncedir. Hey arkadaş zamanın kısıtlı ve sen beşer şaşar bir insansın, yani
günahlar ile dolu. Bu durumda yapılacak tek şey tövbeyi sıklaştırmak olmalı
değil mi aslında arkadaşlar? İnsanın ömrünün son zamanlarına doğru
yaptığı/yapacağı tövbenin bile kabul edilip edilmeyeceğinin garantisi yoktur,
daha önceki yaşamını günahlara batarak geçirmişse vatandaş. Bak bak hele de
uyanığa iki ay sonra ölecek ve arkadaşından üç ay sonra ödemek üzere borç para
alacak ve o parayı ağız tadıyla yiyecek sonra da Allah rahmet eylesin.
Musallada ''Merhumu nasıl bilirdiniz?'' diye sormayacaklar mı? Seyircilerden ve
sunucudan da büyük alkış ve övgüler. Ne oldu o borç ödenmedi. Ödenmedi ama dostum
sen de ahrete kul borcuyla gittin bilmem farkında mısın? Yüce Yaradan kendine
olan borçları bile silebileceğini, ama kul borcu için mutlaka o kullar ile
helalleşmek gerektiğini söylemiyor mu?
Gerçekten toplumun geldiği şu aşamaya üzülmemek elde değil. Tabi ki doktor size
iki aylık ömrünüz kaldığını söylediği zaman moraliniz epeyce bozulur,
sevdiklerinizi, geride bırakacağınız insanları düşünürsünüz. Şimdiye kadar
samimi olduğum insanlara, akrabalarıma neler verdim, neler veremedim maddi
manevi olarak ilk aşamada bunları düşünür, düşünmeli de insan. Yoksa benim iki
aylık ömrüm kalmış, iyi o zaman gideyim banka şubesini soyayım, çaldığım o
paraları da afiyetle yiyeyim yakalanmazsam yanıma kâr, yakalanırsam da zaten
içeride iki ay sonra öleceğime göre iki ay yatar cesedim ile tahliye olurum
ceza evinden.
Her şeyin maddiyata döküldüğü, insanın maneviyatı unuttuğu vur patlasın çal
oynasın, dünya bir gündür o da bu gündür diyerek insanlığını unuttuğu
zamanlarda tabi ki insanların böyle davranış kalıplarında bulunmasını da
yadırgamamak gerekir. Gerçekten üzücü bir durum Allah böyle kullara ve dahi
hepimize akıl ve fikir ihsan etsin ne diyelim...