Mukadderatımızda varsa birlikteliğimiz 'amin' der yaşarız. Yoksa eğer 'çile' der çekeriz. İmtihanımız budur şu fani âlemde. Varlığın ve yokluğunla sen şu canın en önemli öznesisin her iki cihanda. Olduğunda cennet kabul ettiğim, olmadığında  cehennem bellediğim...

            Çok şey istemem rabbimden. Tek seni dilerim, yeter bana. Çünkü sen benim çoğumsun,varımsın. Sensiz kalan her şey bana yarım... Sen benim aklı kârımsın, vefakârımsın, çilekârımsın, işvekârım... Baksana seninle ne kadar kâr'dayım. Sensiz zarardayım ve her şey bana nakıs...  

            Ayrılık alnıma çizilmiş kader nakşıdır, vahşidir. Çünkü sensizlik canımı acıtıyor. Sana vasıl olmak ise bu adamın tek aşkıdır. Çünkü varlığın canımı şad ediyor, yahşidir.

            Ufacık şeylerle mutlu olurum ben. Ekmek kırıntısı kadar sevgi olsa da şükrederim rabbime. Toz zerresi kadar da olsa bir gülüşe baş eğerim. Damlacığın damlası kadar bir gözyaşına dahi mendil olurum. Bir çocuğu  en büyük insan bilirim. Bir çakıl taşını bir büyük binanın en temel öğesi sayarım. Karanlığın içinde süzülen ufacık bir ışığa dört nala koşarım. Bir gülüşüne mesela dağları yerinden oynatırım. Bir bakışına canımı yoluna kilim eylerim. Aniden karşıma çıkışına kalbimi feda ederim. Adımı seslenişine ölürüm. Daha sayayım mı?

            Öyle pahalı keyiflerim yoktur benim. Tek taşlık zenginliğim... Deri koltuklu saltanatlığım... Ayağımı yerden kesen makam arabalarım... Malım mülküm, tüm sermayem yazdıklarımdır. Bunu zenginlik olarak görüyorsan kabul ederim zengin olduğumu. Şiirlerim takılarımdır, hikayelerim tapulu arazilerimdir, denemelerim özgürlüğümdür. Bana geleceksen eğer bunları bilerek gel. Üst baş bekleme. Parayla yoktur alışverişim, lüks dairelerde oturmuşluğum, protokol ile övünmüşlüğüm...

            Elinin değdiği bir kibrit çöpü dahi anlamlıdır bende. Bir kaşık... Bir çay bardağı... Bir sus şişesi... Bir mendil dudağını sildiğin... Giydiğin bir gömlek... Yediğin bir çikolatanın kabı... Tuttuğun kalem... Mırıldandığın bir şarkı ilahi olur bende. Sevdiğin çiçek bir tablo olur kalbime. Anlıyorsun değil mi beni? Seni nasıl da müşahhas seviyorum, nasıl da donanımlı seviyorum, dolu seviyorum.Yağmurdan kaçıp bana tutul!

            Kim bir çiçeği sana benzeterek yazabilir ki? Bir kadını kim sevebilir ki ölümsüz? Ona laf getirtmeden, onu incitmeden... Elimi tutsan bile yeterlidir bana. Gül değmiş gibi olur elime değdiğin her yer.

            - Kına mı yaptın? diye sorarlar hemen biliyorum.

            - Hayır! derim 'Yâr elimi tuttu ondandır kırmızılığı...' derim.

            - Yüzünün beyazlığına ne diyeceksin peki?

            - Yârin aydınlığıdır beni nura gark eden.

            Mevzu bahis olduğun her şeyde şiirsellik diz boyu... Şelale gibi... Yağmur... Sen ister yakın dur ister uzak... Öyle bir havan var ki nerede olursan ol gelir bana ulaşır ve alabildiğine sarar beni, atmosferim olur, gökkuşağım...

            Bir çay içişin benimle, ölümsüz andır. Bir işvene on takla atarım. Bir neşene şen şakrak  olurum. Daha ne diyeyim sana, ateş ol kendimi atayım, su ol boğulayım, kurşun ol göğsümü hedefine koyayım.

            Sen gökyüzü ol ben o gökyüzünün en parlak yıldızı olurum, sen yeryüzü ol ben o yeryüzünün en ulu dağı, sen deniz ol ben o denizin en güzel yakamozu...

            Sen kuru bir dal ol ben o kuru dala çiçek olurum.

            Sen ateş ol ben o ateşin en yakıcı alevi olurum.

            O kadar iddialı seviyorum seni.

           Öyle çok  da büyük arzularım yoktur benim; dünyayı dolaşmak, saraylarda yaşamak, kuş sütünün eksik olmadığı sofralara kurulmak, onunla aynı karede yer almak, bununla dolaşmak gibi... Referansım olsun istemem hiçbir kimse. Çocuk gibi yaşamak isterim bana sunulmuş olan bu hayatı. Hesapsız kitapsız, şeksiz şüphesiz, günahsız... Biriktirmeden öfkeyi içimde, gözyaşlarımı toplamadan gözlerime, kanatmadan yüreğimi, aklımı yarın endişesiyle tutuklamadan... Mahkum etmeden elimi paraya, meyletmeden dünyanın malına... Seni biriktirerek içimde, toplayarak gülüşlerini, sevinçlerini derleyerek, varlığını kutsayarak....  Varsın bu dünyada herkesin tek taşı olsun benim için ise tek senin gözyaşın olmasın.   

            Bu aşkta sapına kadar gerçekçi oluyorum ve imkansız olan seni istiyorum. Devrimci bir arzu bu. İsyankâr... Ferman sevgilininse çöller aşığındır diye haykırmak istiyorum.

            Hasbelkader bir aşk değil yaşadığım, keyfe keder hiç değil... Rabbin kalemi ile alnıma yazılmış olan bir kaderdir bu aşk. Mukadderimizdir kalben tasdik ettiğimiz, rıza gösterdiğimiz. Müktesebatımızdır rabbimiz tarafından bizlere ihsan edilmiş.

            Bu yüzden seni aşırı sevmem, rabbime olan saygımdandır.

            

( Mukadderat başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 21.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.