- O olsa yanımda, öleyim hiç de! diye yazmıştım bir defasında duvarıma. Karşı taraf okumuş olacak ki yanıtlayıvermişti:

            - Allah korusun! Sen yaşa tek, olmasam da olur. diye.

            Bu cevaba akıp da demlenmez misin şimdi hüzne?

            Yağmura duran bulut olmaz mısın?

            Aklı çelen düşünce...

            Kalbe düşen sancı...

            Saça düşen ak...

            O olsa yanınızda dünyanın bütün dertleri derman olmaz mı anında?

            Gecenin karanlığında rabbimden başka kimsem yok yanımda. Her tarafım ağrı içinde. İnsanın görünmez ağrıları olur. Dokunamazsın o ağrıya ama o oradadır. Bilirsin yandığını, hissedersin içten içe kanadığını. Gözlerim uykuya hasret... Aklım bana şikayet... Kalbim felaket...

            İlacı yoktur, merhemi, pansumanı...

            Yârin dudağından başka şifası yoktur.

            Konuştu mu, güldü mü öptü mü fark etmez!

            İlla ki sağaltır ağrıyan yeri.

             O yârin:

            - Senin nen var? demesi bile iyileştirici etkiye sahiptir.

            - Nem yok ki sevgili? Dertler bulut, gözyaşları yağmur... Dur durağı yok! Muson mevsiminde yüreğim. Kalbimin Afrika olan toprağına dert olup yağıyorsun sağanak sağanak. Rabbimden başka yok sığınağım.

            Ellerimi açtım da rabbime bu gece, kalbimi taş etsin diye münacatta bulundum. Amin diyenim sen ol bu yakarışıma. Çok yakışır sana, çokkkk...

            - Sana bu kötülüğü yapmamı nasıl istersin? Hiç mi için sızlamaz? der gibi o yâr, hissediyorum.

            -  İçimde mahkum kalırsın. Başkasını sevemezsin. Taş duvarın olurum, demir ranzan, volta attığın bahçen olurum, ayağına vurulan prangan... Be hey kahpe ayrılıkların müsebbibi! Sahte aşkların kutbu! Terk et beni, sil! Bu iyiliği yap bana! Yoksa üstüne kalır cenazem, tabutum omuzlarına kalır.Toprağımı atmak ellerine.

            - Böyle konuşma!

            - Senden izin alıp da yazdığımı, konuştuğumu mu zannediyorsun. Eğer öyleyse yazık sana. İçimden geldiği gibi yazdığımı ne zaman öğreneceksin? Kalbimden sökün eden her bir kelimeye ne zaman ikna olacaksın? Yemin etmemi isteme benden! Yeminle sevdim seni.

            Olmadığın bu can üzerinde hiçbir tasarrufun yoktur.

            Söz hakkın...

            Göz hakkın...

            Sana and olsun hiç göremeyeceksin beni.

            Sesimi duymayacaksın.

            Bana seslenmeyeceksin.

            Ellerimi açtım da rabbime bu gece canımı alsın diye dua ettim. Amin diyenim sen ol bu duama. Canım bulaşsın canına. Bu yürek nasıl dayanmış bugüne kadar anlamıyorum. Gidişim kalpten olacak. Birden, tertemiz... Hiç gelmemiş gibi bu dünyaya. Hiç yaşamamış, sevmemiş ve sevilmemiş gibi.

            -Deme!

            - Haykıra haykıra diyorum, sağır ede ede... İnadına diyorum, gıcıklığına, uyuzluğuna... Benim sevdam kalp kiri gibi bir şeydir sende. Uzak tut beni kendinden. Ayrı kıl seni benden.  Ne kalır geriye diye düşünme asla? Yeşeren ağaçlar kurur bir gün, açan çiçekler solar, gürül gürül akan dereler çöle döner bir gün. Doğan güneş batar, gülen göz ağlar, çok olan azalır bir gün.

            Ellerimi açtım da rabbime bu gece vermiş olduğu ayrılıktan dolayı teşekkür ettim saatlerce. Ayyuka çıkan sancılarımın arşa değen feryatlarımın artık son bulmasını istiyorum. Seni içimden seviyorum, derinden...Sen bile bilmeyeceksin bunu. Anlamayacaksın senin için ağladığımı. Görmeyeceksin senin için mutlu olduğumu.

            - Etme!

            - Ederim. Her saniyem ayrı bir işkence! Be hey bu ömrün yalan sevdası, bu kalbin süveydası, aklımın bitmez davası, hüznümün ezeli şürekası! Kötüyüm ben, çok kötü! Duran bir kalbim, kanayan bir beyin, ağlayan bir çift gözüm.... Bunu bilmeye hakkın var diyorum. Bu yüzden hakkını helal et diyorum. Hakkını helal et sevdiceğim. Helal et... Helal!

            Münacatım şudur rabbimden:

            - O yâr, bensiz mutlu olsun bu alemde. Silsin beni bir kalemde. Yoksam kaderinde, olurum illa kederinde.

( Münacaat başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 17.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.