Şövalye zırhı içinde bir delikanlı, bahçeli evin kapı önünde büyük savaşlar kazanmış komutan edasıyla sağdan sola soldan sağa yürüyordu. Heybesine eline attı. "Yedi başlı Ejderha," dedin, yedi kelle getirdim sana,” deyip kelleri kapı önüne fırlattı. Sesindeki kuvvet her adımıyla artıyordu. Eli bir kez daha heybesine gitti. "Yıldızlar," dedin, galaksileri indirdim ayağına,” dediğinde eğilmiş siyah göktaşı parçalarını eşiğe diziyordu. Son parçayı da bırakınca beline sardığı deri çantayı açtı. "Kutuplar," dedin, kutuplardan kar getirdim.” Buz küplerini avuç avuç göktaşlarının üzerine sıraladı. Parmakları kıp kırmızı olmuştu. Avucunu ağzına götürüp hızlı hızlı üfledi. Diz çöktü. Bacak ceplerinden iki büyük kaya parçasını çıkarıp havaya kaldırdı. "Dağlar", dedin, dağları deldim. Şimdi sıra sende. Kapına geldim,” diye bağırırken boğazı düğümlenmiş, göz bebekleri kızarmıştı.  Arkasından uzanan el omzuna dokundu. “Taşındılar.” Delikanlı başını yavaşça döndürdü. Fal taşı gibi açılmış gözlerini ihtiyara dikti.

 

Evin karşısındaki yola park etmiş arabadan, üç genç indi. Bir birlerine bakıyorlardı. İçlerinden birinde kamera vardı. “Faruk’un yanına gelen kadın kim?” “Kapı açılmadı.” “Bir terslik var,” deyip endişeyle yolu geçtiler. Kadın Faruk’un yanından ayrıldı. Faruk olduğu yerde dona kalmıştı. Arkadaşları etrafını çevirdi. Soru yağmuruna tuttular. Faruk’un ağzını bıçak açmıyordu. Kameralı olan “Youtube’a bu rezaleti yükleyemeyiz,” deyip ihtiyar kadının peşine koştu.

 

Hava alanı bekleme salonu kalabalıktı. Oturacak yer zor bulunuyordu. Gişe önlerinde kuyruklar uzamıştı. Kadın adamın elinden tuttu. “Bilal, başka bir şehre tayinini istemiş olduğuna inanamıyorum.” Adamın canı çok sıkıldı. Derin bir nefes verdi. “Merve, kızın peşine tiyatro öğrencisi takıldı.” Kadın gülümsedi. “Bir birlerini seviyorlar.” Adam elini hızla çekti. “Kızımı tiyatrocu parçasına verecek değilim. Bu işin sonu evliliğe gider.”

 

Kuyruğun arkasında ki koltuk grubunda dirseklerini dizlerine dayamış başını ellerinin arasına almış genç kız kara kara düşünüyor, ara sıra gözlerini siliyordu. Burnunun ucuna gelen dondurmayla korkup başını kaldırdı. Faruk’la göz göze geldi. “Karlara ne oldu?” diye sorarken sevinç gözyaşlarını tutamadı. Arkadaşları seslendi. “Faruk çok güzel bir video oldu. Tıklanma rekoru sizde.”

Kuyrukta bekleyenler gürültü patırtıya döndüler. Adam buz kesmişti. “Merve, o zevzeğin elinde uçak bileti olmadığını söyle!”  

 

Şiir

 

"Yedi başlı Ejderha" dedin..

Yedi kelle getirdim sana..

"Yıldızlar" dedin..

Galaksileri indirdim ayağına..

"Kutuplar" dedin...

Kutuplardan kar getirdim..

"Dağlar", dedin..

Dağları deldim....

Şimdi sıra sende..

Kapına geldim..

Ömer Emecan Şair- Yazar- Gazeteci
( Aşk Erimez başlıklı yazı E.Kirişçi tarafından 13.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.