Merak  etmeyin  değerli  okuyucular !  Yukarıda  soldaki resim  %99  ihtimalle  bir  fotomontajdır.  O  yüzden- yazım  her  ne  kadar o  resimden  ilhamla  yazılmış  olsa da-   milleti  gerim  gerim  geren  bir  yazı  olmamasına  özen  gösterdim.   Daha  önce  bu  sitede  yayınlanmış  olan  bir   mizahi  anımı bazı  eksiltmeler,  bazı  ilavelerle   tekrar  yayınlıyorum.


........................................................................................................

GUSLÜM  GUSLÜM  GUS  İÇİN...


Yıl 1964-65 filan. Rahmetli anacığım elimize bir bohça sıkıştırıp bir kaç kuruş da para vererek ’’ Haydi doğru çermiğe. Şöyle güzelce bir yıkanın’’ Deyip ağabeyime de ’’ Kardeşlerini iyice bir kesele tertemiz olsunlar’’ emrini  verince hem sevinçten havalara uçmuştum hem de Freddy’nin kabuslarını seyreden sinema seyircisi gibi dehşete düşmüştüm.

Sevinmiştim çünkü çermiğe, yani kaplıcaya gidecektik. Bu durum bizim aile için bir lükstü.

Lakin...Evet lakiiinnn çok önemli bir sıkıntı vardı. ’’ Kardeşlerini iyice bir kesele ’’ Diye annemden talimat almış olan ağabeyim Hacı Kani Efendi ( O zamanlar hacı-macı değil tabii ki on dört-on beş yaşlarında, fırlamalığın kitabını yazmaya başlamış genç bir yetenek !) pis pis bakıyor diğer üç kardeşine ( Ben dahil tabii ki ) Konuşmuyor ama ’’ Düştünüz elime..Derinizi yüzmezsem namertim.’’ Diyor gözleri. O keseyi bir kaşağı gibi kullanacağından adım gibi eminim. ’’ Ben gitmiyorum anne. ’’ Desem, süpürkenin kokocu kafama inecek ( Efendim..Süpürkenin elle tutulan yerine annemin memleketi olan Sürmene dilinde ’’ Kokoç ’’ Denir. Rahmetlinin favori silahıydı.) ’’ Tamam gidiyorum.’’ Desem ağabeyimin bakışlarındaki kanımı donduran dehşet...Neyse...’’Hiç olmazsa çermiğe gidecek olmanın tadını çıkarmalı’’ Diyerekten takıldık Hacı Kani Efendi’nin peşine. Erzurum'un  Hasangala yani Pasinler  ilçesi  kaplıcalarına  vasıl  olduk.

Çermikte aynen dediğim gibi oldu. Ağabeyim, önce en küçüğümüz olan Naci’nin derisini yüzdü bir güzelce. Onu tam anlamıyla kuru yolma piliç haline getirdikten  sonra bir küçüğüm olan Raci’yi ele aldı. Şer Raci’ye öyle bir kese attı ki Hasan Galalı’nın tüm intikamı alınmış oldu Raci’den. Adeta ’’ Sen misin Pasinler Ovasında ne kadar kümes varsa hepsinden yumurta çalan, sen misin ne kadar küçük çocuk varsa döven, sen misin kedilerin kuyruklarına teneke bağlayıp zavallı hayvanları deliye çeviren ’’ Dercesine Raci’yi tam anlamıyla kurbanlık dana gibi dersinden tamamen  azade eyleyip kıpkırmızı bir kütle halinde bir kenara koydu ve gözlerini bana dikti. Aman Allah’ım...’’ Kıyma bana abi !  Aynı  anne  babanın  evlatlarıyız.’’ Diyeceğim ama korkudan dilim tutulmuş adeta. Sadece ben mi? Çermikteki tüm vatandaşlar bu vahşet karşısında donup kalmış vaziyetteler. 

Benim nazarımda musalla taşı olan göbek taşına uzattı boylu boyunca. Uzatmayalım efendim öteki kardeşlere yaptığı işkencenin aynısını bana da uyguladı. Sıra artık sabunlanıp güzelce yıkanma faslına gelmişti. Yani Çermik olayının en zevkli kısmına. Lakin meğer benim işkence faslım henüz bitmemişmiş. Yıkanma faslında abimin şefkatli(!) elleri sayesinde her birimiz ayrı ayrı Sami Haşlama, Raci Kızartma, Naci Çevirme haline dönüşsek de benim asıl işkence henüz başlamamışmış bile.

Yıkanma faslından sonra ağabeyim kulağıma eğildi.

-Kocaman eşşek kadar adam oldun. Artık gusül abdestini öğrenmen lazım.

Anaaaaa...Resmen ayvayı yedik desene...Ağabeyim ve ondan bir şeyler öğrenmek...( Ağabeyim diyorsam siz onu normal mahlukattan biri olarak düşünmeyin..O dönemlerde Azrailin Pasinler temsilcisi..) Bu, derimin yüzülmesinden de felaket bir işkence...Öte taraftan ben din dersinde bizi camiye götürüp abdest almayı öğretecek olan rahmetli ilk okul öğretmenimin dersinden bile kaçmış bir adamım. Normal abdestten kaçmışım yani. Şimdi bizim hazret bana gusül denilen bir başka abdesti öğretecek.

-Şeyyy...Ben öğrenmesem..Çok acil mi?
-Olur mu ulan? Koskoca herif oldun.( Henüz on-on bir yaşlarındayım ) Cenabet cenabet mi dolaşacaksın ortalıkta?
-Cenabet ne?
-Oğlum senin kuşun ötmüyor mu?
-Yav abi benim kuşum mu var ki ötsün? 

Abimi ilk defa gülerken gördüm...Hem de katıla katıla gülüyordu. Bu duruma tarihte ilk kez tanık olsam da şimdi bunu düşünecek durumda değildim. Ben ’’ Eyvaaaahh..Tozuttu iyice...Resmen moku yedik ’’ Diye düşünürken o başladı derse.

-Şimdi önce niyet edeceksin.
-Nasıl?
-’’Niyet ettim Allah Rızası için , cünüplükten kurtulmak için gusül abdesti almaya’’
-Yahu cünüplük ne? Niçin kurtulacağım ben bundan?

Hamam tası kafama indi.

-Kapa çeneni...Ben ne diyorsam sen onu yap.

Kafada bir yumru oluştu ya önemli değil. Ağabeyimin dediklerini yapayım bari. Yoksa daha çook yumrular oluşur bu kafada.

Niyetimizi aynen söylenen minval üzere yaptık.

-Şimdi...Üç defa ağzına su al ve çalkala.

Ohoooo..O kadar da işkence değilmiş yahu. Üç defa su aldım ağzıma çalkalayıp tükürdüm.

-Şimdi de üç defa burnuna su çek ve sümkür.

Onu da yaptım ama ağabeyime beğendiremedim nedense. Hamam tası indi yine kafama.

-Öyle ucundan değil...Taa genzine çek suyu. Burnunun içinde sümük kalmasın.

Denileni harfiyyen yaptım tabii ki.  Daha  sonra  tüm  vücudumu yine  abimin  sevkatli  ellerine  bıraktım.  Bir  taraftan  bolca  köpürttüğü  sabunlu  lifle  ovuyor  öte  taraftan  nasıl  olsa  parasını  ödedik  diye  suyu  bol  keden  tas  tas  üzerime  boça  ediyordu.Yani daha  öceki  yıkanma  faslı  geçerli  değilmiş. Gusül  abdesti için  bir  daha  yıkanıyorum...

  Her  ''  Yandım  Allah,  az  soğut  şuyu''  dedikçe  kafama  inen  tasları  hesap  etmezsek  bu  fasıl  biraz  daha  azabı  az  olan  bir  fasıldı. Eh  iyice  aklanıp  paklanmıştım.  Artık  hamam  faslı  sona erdi  diye  düşünüyordum ama  değilmiş.  Abim  Adolf  Hitler  mi  desem  Gobbels  mi  desem  işte  aynen  öyle  bir  edayla  emretti: 

-Şimdi dua edeceksin.
-Nasıl yani ?
-Ben ne diyorsam aynen tekrarla...Başlıyorum: Guslüm guslüm gus için.
-Ne, ne için? 

Kafama hamam tası indi bir kez daha.

-Guslüm, guslüm gus için. Tekrarla..
-Yav ’’ Gus ’’ Ne?

Kafama bir daha indi tas...Yok hani sağlamdır bizim kelle..Darbelere mukavimdir. Tamam da bu kadar da değil..Neticede o da bir insan kellesi.

-Tekrarla...Guslüm, guslüm gus için.
-Guslüm guslüm gus için.
-Guslüm su için.
-Guslüm su için.
-Su paklık için.
-Su paklık için.
-Temizlik Allah için.
-Temizlik Allah için.
-Pislik şeytan için. 
-Pislik Şeytan için.
-Adem babamızdan üç tas su kalmış.
-Adem baba da kim yahu? Bizim Babamız Kamil değil mi?

Tas bir daha indi kafama..Ulan haydi her şeyden geçtim de abim olacak bu cellat resmen babamızı inkara zorluyor beni. Ama çaresizim..Yoksa resmen dağıtacak kafamı.

-Adem babamızdan üç tas su kalmış. Tekrarla...
-Adem babamızdan üç tas su kalmış.
-Biri sağ omuzuma...Şimdi tekrarla ve sağ omuzuna bir tas su dök.

’’Biri sağ omuzuma’’ Diyerek bir tas suyu döktüm sağ omuzuma.

-Biri sol omuzuma...

Bir tas su da sol omuza döküldü.

-Biri tepeme.

Bir tas suyu da artık tepe olmaktan çıkmış olan, ceviz büyüklüğündeki bir sürü yumrularla dolu kafama döktüm. Sonra abim kesin talimatını verdi.

-Bana bak..Bu duayı asla unutmayacaksın. Bu duayı okumadan çıkarsan banyodan, cünüp kalırsın..Milletin içinde cenabet cenabet dolaşırsın.

Cenabet ve cünüplüğün ne olduğunu bir kaç yıl sonra öğrenmiş olsam da abimin duasını hiç unutmadım. Eminim kendisi çoktaaan unutmuştur ama ben hiç unutmadım. Ne zaman banyo yapsam aklıma gelir. Söylemem tabii ki ama aklımdan çıkmaz hiç. Her  banyoya  girişimde  aptal  aptal  kahkalar  atmama  alışmıştır  bizim  hane  halkı...

....................................................................................................
Şimdi  merak  ettiğim  husus  şu:

Yukarıdaki  fotoğraf  eğer  %1 ihtimalle bile olsa   fotomontaj  filan  değilse  bir  vatandaş  gusül  abdestine  niçin  hayır  der?  Yoksa  onun  da  kafasına  tasla  vurup  ''  Söyle  bakalım: Guslüm  guslüm  gus  için ''  Diye  tekrar  etmeye  mi  zorluyorlar?  Banyoya  girince  başına  birileri  dikilip  gusül  abdesti  alıp  almadığını  mı  kontrol  ediyor?   Kim  nereden  bilir  ki   bir  insanın cenabet  mi değil  mi  olduğunu?  Bu  ''Hayır''ın  mantığı  nedir?

Yani  şimdi  ülkemizde  insanlara  zorla  gusül  abdesti  mi  aldırıyorlar? Almak  isteyen  alır,  almak  istemeyen  almaz. Bunun  için  eylem  yapmanın  mantığı  nedir?

2009 Yılında  ''Zulmün  adı  haşema ''  Diyen  bayanın  2017  Yılında  ''  Kıyafetime  dokunma''  Demesinde  bile  bir  mantık  bulabiliyorum  da  ''Gusül  abdestine  hayır ''  diye  höngürdeyen  bir  vatandaşın  bu  ''Hayır'' ında  bir  mantık  bulamadım  henüz.   
.............................................................................................................

Ulan  Hacı  Kani !  Yoksa  bu  kadına  da  mı  kese  atıp  kafasına  tasla  vuruyorsun?  Sen  o  işleri  bırakalı  elli  sene  olmadı  mı  yahu?  Yoksa  yeniden  mi  başladın ?  

( Adem Babamızdan Kalan Üç Tas Suya Da Hayır ! başlıklı yazı Sami Biber tarafından 4.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.