İnsan yalnız kalınca az da olsa kafada dinliyor ama fazla yalnızlıkta iyi değil, onu da söyleyeyim. Duvarlarla konuşmayı ta yıllar öncesinden bırakmışım zaten. Ben konuşuyorum onlar sadece dinliyorlar, eee dedim ben de, hiç cevap vermeyince onlar bana, kestim duvarlar ile konuşmayı, iyi etmişim değil mi?
Mübarek ramazan ayı yavaş yavaş yaklaşıyor ramazan öncesi son kandil berat
kandili de geldi geçti, hadi hayırlısı bakalım. Ev de oturup da kös kös
televizyon seyretmek benim işim değil kesinlikle. Televizyonda seyrettiğim tek
dizi ''Seksenler'' de tatile girdi seyredecek doğru düzgün bir şey kalmadı
sizin anlayacağınız işte böyle durumlar...
Şehit pilotlarımıza nihayet ulaşıldı. Allah rahmet eylesin ve kederli
ailelerine de sabır metanet versin. Her ne kadar bunları gönülden söylesek de
ateş her zaman düştüğü yeri yakıyor. Allah yurdumuzu zalimlerin eline
bırakmasın; sadece bizim yurdumuzu değil tüm İslam beldelerini ve
Müslümanları...
Evin balkonunda bir dolu çiçek var sulanmayı bekleyen, güzel tabi canlılara su
vermek, herhalde onlarda içlerinden bana ''su gibi aziz ol'' Ahmet ağabey
diyorlardır, demeseler de fark etmez ''Yaratılmışı severiz yaratandan ötürü''
Bugün mübarek cuma kime iyilik yapsam diye düşünürken, bakarsın fırsatlar
yıldırım hızı ile çıkıverir insanın karşısına. İyilik yapıp da denize atın,
merak etmeyin hiç bir iyilik boğulmaz, hepsi de yüzme bilir daha sonra ahrette
karşınıza çıkarlar kurumuş bir vaziyette...
Ne yapalım işte bu da bizim hastalığımız gördüklerimiz duyduklarımızı yazmak,
karalamak, tedavisi de zor ilaç milaç da yok. Geçen doktora gittim dedim doktor
bey böyleyken böyle ben de yazma hastalığı var ne yapmam lazım. Doktor hemen
cevabı yapıştırdı ''Ölünce geçer hiçbir şeyin kalmaz Ahmet bey''dedi. İşte
böyle havadan sudan şeyler...
Sevgi ve saygılarımla...
6 Temmuz 2012