Bildiğimi...
Gördüğümü sanıyordum
Çıktığım yollarda şaşkınlık yaşıyordum
Kendimi ne kadar
ihmal ettiğimin farkına varıyordum
Tarihin her satırına, sessiz
kalan zamana şahitlik yapıyordum
Artık sahafları
gezmeyi bıraktım, göçüp giden,
viran olmuş değerleri okuyordum
Bana refik olan
yol arkadaşım sükut eden haline
baktıkça daha çok derinlere gidiyordum
Bir insan vardı
ama gözleri görmeyen,
aklı zanla yol alan, bilinçten
uzak olan elbette ki hayıflanıyordum
Gülerken,
tebessüm ederken,
türbe ve zaviyelerde kendinden
geçerken samimiyetine şahitlik yapıyordum
Mümkün olduğu kadar
masum ve yalın dille ona
hurafe ve biatleri anlatmaya
özen göstererek, gizli şirki izah ediyordum
Gözlerine...
Meftun olsam ne olacak
Toprak vakti
gelince ona hiç acımayacak
Kalbin akleden
olmadıkça şuur ve iz'an kararacak
Şah damarından daha yakın
olan Hak ne zaman anlaşılacak
Ruhundan
sökün eden hicran umutlarını
ıslatacak, gaflet aralanacak
Anbean şafak
kalbine inşirah sunacak, tevhit
hakikati işte o zaman seni kurtaracak
Giderim...