SİZ  KİM  OLUYORSUNUZ  DA  BİZİM  EĞİTİMİMİZİN  KALİTESİNİ  DÜNYA  SONUNCUSU İLAN  EDİYORSUNUZ?

Ey  Millet !  

Siz daha  uyuyun.

UNİCEF'in  neler  yaptığından  haberiniz  yok  tabii  ki.

Neyse  ben  açıklayım  da  öğrenin  sayemde.

Bu  UNICEF  Denen terör  örgütü (  Ki  Fetöcü  olduğu konusunda  oldukça  kuvvetli  kanıtlar  mevcuttur. )  bayram  değil  seyran  değilken  tutmuş  bir  rapor  hazırlamış.  Bu  raporun  konusu  da "Geleceği kurma: Çocuklar ve Zengin Ülkelerde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri"  

Bu  konu  çerçevesinde  bir  rapor  hazırlamak  için  tabii  ki  kıyaslama  yapmak  lazım.  Yani  değişik  ülkelerde  vaziyet  ne?  İşte  bunun  için  41  ülke  belirlemişler  ki  bu  ülkeler  arasında  Türkiye de  var. Yani  Türkiye'yi zengin  ülkeler  arasına  katmış  olmaları  göğsümüzü kabartıyor  ama Şili,  Bulgaristan,  Romanya  gibi  ülkeleri  de  bu  kategoriye sokmuşlar  ki  daha  işin  başında  kıllandım  ben  bu  durumdan.  

Sonra efendim  bu  örgüt,  dokuz  ayrı  kategoride  çocukların  durumları  değerlendirilmiş.  Değerlendirme  sonunda  da  ortaya  bir  rapor  çıkarmışlar  güya?

'' Güya''  diyorum  zira  bu  raporu  asla  kabul  etmiyorum.

Şimdi  dikkat  edin:

Efendim  bu  rapora  göre  41  ülke  içinde  çocukların  yaşam  koşullarının  en  iyi  olduğu  Ülke  Norveç  iken,  Türkiye  bu  41  ülke  içinde  36.  Sırada  geliyormuş.

Yani  Efendim  buyur  burdan  yak.  Ulan  Norveç  dediğin  nedir  ki.  Norveç  uskumrusundan  başka  bir  bildikleri  mi  var  adamların?  Zaten  soğuk  da  bir  ülke.  Öyle  herşey  yetişmez.  Böyle  bir  ülkede  çocuklara  ne  sunabilirsiniz  ki  yaşam  koşulları  en  iyi  olsun?  Oysa  bizim  ülkemizde  yoğurt  desen  var,  pekmez  desen  var,  çeçil  peyniri  var,  lavaş    var,  otlu  peynir  var,  sumaklı  mantı  var,  çiğ  köfte  var, laz  böreği  var, mıhlama var,  var  oğlu  var... Yani  mutluluk  için  her  şey  var. Dolayısıyla  da  yaşam  koşullarının  en  iyi  olması  gereken  ülke  biziz.

Yani  sinir  olmamak  elde  değil.  

Efendim  bu  rapora  göre  bakın  daha  nelerde  kaçıncıymışız?

Mesela  Türkiye'de  her  üç  çocuktan  biri göreceli  yoksulluk  yaşıyormuş.  Yok  anasının  örekesi. Eşşek  sıpaları  yamalı  pantolon  mu  giyiyorlar?  Yırtılan  ayakkabılarını  ayakkabı  tamircisine  götüren  mi  var? Yedikleri  önlerinde  yemedikleri arkalarında.  Neresi  yoksul  bizim  çocukların? Ulan  biz  sokaklarda  çember  çeviridik  be...En  kral  oyuncağımız  25  kuruşa  aldığımız  şimşir topaçlardı. Kızlar  bez  bebekle  oynardı.  Bir  de  şimdiki  çocuklara  bak. Akülü arabalar, ışın  kılıçları, en sefilinin  elinde bile bir  kaç  bin  Tl  lik   I  Pon  bilmem  ne  var.

Şimdi  gel  de  bu  rapora  ''Tarafsız''  de.

Devam  edelim  efendim.

Eğitim  kalitesinin  en yüksek  olduğu  Finlandiya  ve  Japonya'da  bile 15  yaşındaki her  beş çocuktan  biri  okuma ve  hesaplama  konusunda  yeterli  becerilere  sahip  değilmiş. 

Şimdi  sormak  lazım  o  raporu  hazırlayanlara: Finlandiya  niçin  eğitimde  kalite  katorisinde  birinci  sırada?  Yahu adamlarda  eğitim  denen  bir  şey  yok.  Düşünün  bir  kere: Sınıfta  kalmanın  olmadığı  bir  eğitim  olur  mu?  Hem sınıfta kalma  olmayacak  hem  de  eğitim  kalitesi  en  yüksek  ülke  olacak. De  babam  deee. Böyle  bir  sistemde kör  ninem  de  başarılı  olur.  Ondan  sonra  da  ''Eğitimde  kalite''  Diye  hava  atarlar.

Hem  sonra  madem  en  kaliteli eğitim  Finlandiya'da,  o  halde  neden 15  yaşındaki  her   beş gençten  biri  okuma  yazma  ve  hesap-hendese  işlerinde  yerlerde  sürünüyor?  Ulan  bizim  çocuklar  daha  beş  yaşında  okuma  yazma  öğreniyorlar.  Benim  torun    daha  ana  sınıfındayken  okuma  yazmayı  söktü.  Ama  gelin  görün  ki  UNICEF'in  raporuna  göre  Eğitim  kalitesinde   sıralamada  sonuncuymuşuz.  Yani  bizim  çocuklarımızdan  her  beş  tanesinin  beşi  de  mi  okuma  yazma  ve  hesaplama  konusunda  beceriksiz?  Çüş  yani?  Hani  hesap  konusunda  tamam,  millet  olarak  biraz  matematik  özürlüyüzdür  ama  okuma  yazma  konusunda  bu  raporu  asla  kabul  etmiyorum. 

Koskoca  Türkiye'yi  bu  toplam  dokuz  kategoriden  sadece  birinde  biraz  matah  bir  yere  koyup  bir  üçüncülük  lutfetmişler.  O kategori  de  ''  Sorumlu  Tüketim  Ve  Üretim''  

Her  gün  16.000.000 (  Yazıyla  on altı milyon )  ekmeğin  çöpe  atıldığı  ülkemizde  sorumlu  tüketimde,  dünyada  kendine  yeten yedi  ülkeden  biriyken  bu  gün  buğdayı hatta  tuzu  bile dışarıdan  ithal ettiğimiz  halde  üretimde dünya üçüncüsüysek siz  artık  diğer  ülkelerdeki  durumu  hesaplayın  gayrı.

Ha  bu  arada,  ''  Uygun  iş  ve  Ekonomik  Büyüme ''  Kategorisinde de  vaziyetimiz  fena  değilmiş.  O  kategoride  22.  sıradaymışız. Yani  çocuklarımızın  yarısı  için  uygun  iş  varmış. Öteki  yarısı?  Bardağın  dolu  tarafından  bakmak  lazım  değil  mi?  Neden  ille  de  ''  Ya  ötekiler''  Diye  soruyoruz  ki?  Dolu  tarafa  bakalım.

Evet..Asıl  can  alıcı  yere geldim  şimdi.   ''Lütfen  sinirlerinize  hakim  olmaya  çalışın''  diyeceğim  ama  bunun  boşuna  bir  çaba  olduğunu  biliyorum.  Çünkü  çıldırmamak  elde  değil.

Efendim  Türkiye  ''  Sıfır  açlık''  Kategorisinde  de  41  ülke  içinde  40.  Sıradaymış.  Yok  anasının  gözü.  Ulan  Develer !  Ramazan  Ayında,  gündüz  vakti,  Sultanbeyli  gibi  bir  yerde  yaparsanız  araştırmanızı  elbette  ki  ''  Türkiye  bir  açlar  ülkesi  ''  desiniz. Peki sordunuz  mu  millete  ''  Niçin  açsın  kardeş?''  Diye...Namaz  bilmezsiniz,  oruç  bilmezsiniz,  kafanıza göre  rapor  yazarsınız.  Ulan  Kadıköy'de  yapsanıza  aynı  araştırmayı.  Bakın  bakalım  aç  insan  görecek  misiniz?  Tüm  barlar,  lokantalar,  birahaneler,  büfeler,  fast  foodcular, balık-ekmekçiler,  hepsi  açık  ve  millet  tıka  basa  yiyor.  Ayrıca,  mesela  Sultanbeyli'ye,  Ümraniye'ye  bir  de  iftar  vakti  gidin  bakalım, yine  ''  Türkiye  aç''  diyebilecek  misiniz?

Kısaca  böyle  bir  raporu  ülke  olarak kabul  etmiyoruz.  Bu  raporu  protesto  etmek  için    UNİCEF  tarafından  üretilen  hiç maddeyi  kullanmayacağız.  Görsünler  ebelerinin  bebelerini.

Ayrıca  o  UNICEF'e  bir  çift  lafım  olacak.

Eeeeeyy  UNICEF  !

Ulan  sen  kim  oluyorsun  da benim  ülkemdeki  eğitimin  kalitesini  yetersiz  buluyorsun?  Sen  kendi  kalitene  bak  angut!  Kendin  çok  mu  kalitelisin  sanki.  O  kadar  kaliteli  bir  eğitime  sahipsen  şu  soruya  cevap  ver  de  göreyim  boyunu:  Bir  sepette   kırk  yumurta  var.  Altı  düştü  kaç  sağlam yumurta  kalır?  Kehh  Kehhh  Kehhhh.  İşte  böyle  morarırsın  gerzek. Otuz  dört  yumurta  kalmaz  Allahın  salağı.  Sepetin  altı  düşerse  hiç bir  tane  sağlam  yumurta  kalmaz.

Haydi    şunu  bil  bakalım  madem  ki  o  kadar  iyisin  eğitim  konusunda...  Denizin  ortasında  ne var?  Dedem  deve,  girmez  eve,  kes  başını  girsin  eve..Bil  bakalım  gözün  yiyorsa.  

Hem  sonra  sen  bize  laf  söyleyeceğine  öldürdüğün  Kızılderililerin  hesabını  ver.  Esir  kamplarında    yakıp  yağlarından  sabun  yaptığınız  insanların  hesabını  ver.

Benim atalarım helayı,  kanalizasyonu  bilirken  sen  lazımlığa  sı...  sıcak  sıcak  yapıp  sokaklara  saçıyordun.  

Senin  halin  aynen  fıkradaki  gibi:

Erzurumlu, Almanya'da  uzun  süre  çalışıp  bayağı  para  biriktirdikten  sonra  tekrar  memleketine  dönmüş.  Memleketinde  bir  kaç  gün  Almanlar  gibi  Türkçe  konuştuktan  sonra  bakmış  millet  anlamıyor,  başlamış  eskiden  olduğu  gibi  Erzurum  şivesiyle  konuşmaya.

Bir  akşam  abisinin  evinde  yengesine seslenmiş

-Heeeyyy  yenge...Bir  kayfe  yap  da  yak  fenari.

Yengenin  zaten  öfkesi  burnundaymış  bu  ukala  kaynına  karşı.  Hemen  cevap  vermiş:

-Alamanya'dan  gelmiş  de  buralarda  dil  öğrenmiş.  Vay  g.tümün  kenari...

Vay  g.tümün  kenarı.  Adam  olmuş  da  bizdeki  eğitimi  beğenmiyor.

Velhasılıkelam  raporunu  asla  kabul  etmiyorum  UNICEF...  Kabul  etmediğim  gibi  esefle  kınıyorum.  Simdi  gidip esefi  bulayım  ben. (  Kulakları  çınlasın  Esma  Kahraman  vardı  bu  sitede  ve  bu  espri  ona  aitti.)   

Haa  şimdilik  gidiyorum  diye  konuyu  unutacağımı  sanma.  Gözlerim  hep  üzerinde  olacak.

.............................................................................................................

-Heeey  Oğlum...Saate  bir  bak  bakayım  iftara  ne  kadar  kaldı? 

..............................................................................................................
RESİMLER

1- UNİCEF'in  halt  etmesi
2- Bir  okulumuzda  çok  kıymetli  bir  öğretmen  arkadaşımız  çocuklara  makrome  dersi  veriyor.
3- Bu  çocuklara  iyi bakın.  İçlerinde  hiç  yaşam  koşulları kötü olduğu  için  mutsuz  görünen  bir  çocuk var  mı?
4- Hani  bizim  çocuklar  açtı?  Bunlar  ne  peki?
5- İftar  çadırlarını  böyle  dolduran  bir  milletin  göreceli  ya  da  görecesiz  açlık  yaşaması  mümkün  mü?
6- Artık yeni  müfredat  geliyor.  Ezberci  eğitim  kalkıyor.



( Siz Kim Oluyorsunuz Da Bizim Eğitimimizin Kalitesini Dünya Sonuncusu İla başlıklı yazı Sami Biber tarafından 20.06.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.