Bitmiş içi dolu
mutluluklar,
Herkes birbirine yedi yabancı
olmuş.
Dolaşıyor dillerde manidar
nutuklar,
Gönüller kin ve
nefretlerle dolmuş.
Bitmiş içi dolu
muhabbetler,
Sevmeyi şiar eden
gönüller sancılı.
Çizgisi belli olanlar
olmuş en tehlikeli sanık,
Görevini harfiyen
yapamıyor hakimle savcı.
Bitmiş içi dolu aşk ve sevgiler,
Manevi değerler düşmüş
ayaklar altına.
Semizotu misali ziyadeleşmiş
kemlikler,
Gitmiyor kimse kimsenin
yanına.
Bitmiş içi dolu ahde
vefalar,
Vicdan ve merhamet
unutulmuş.
Riyakar olmuş benim ben
diyen insanlar,
Aslanların otağına
tilkiler oturmuş.
Bitmiş içi dolu hürmet
ve saygılar,
Malı götüren götürene.
Her geçen gün artıyor
ha bire kaygılar,
Boşu boşuna birbirini
yeren yerene.
Bitmiş içi dolu gidip
gelmeler,
Riyakarlık yapan
yapana.
Şerefli ve namusluya
atılıyor çelmeler,
Su-i zan yapan yapana.
Bitmiş içi dolu insan
gibi insanlıklar,
Kalleşçe arkadan vurmalar,
artıkça artmış.
İki gönül bir olunca, yaşanmıyor
artık mutluluklar,
Fikri güzel gönül
güzeller bir başına kalmış.
Bitmiş içi dolu
samimiyetler,
Herkes olmuş birbirine
buzdağı.
Saygı ve hürmet
görmüyor artık gerçek âlimler,
Zalimler mahirce
örüyorlar mazlumlara ağı.
Bitmiş içi dolu
sadakatler,
Hısımlar mum ışığında
aranır olmuş,
Karı koca arasında yaşanıyor anlamsız firkatler.
Meclisler düzenbazlar ile dolmuş.
13/ Haziran /2017