Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 10.06.2017
Okunma Sayısı : 3539
Yorum Sayısı : 1
MUSTAFA  KEMAL'İ  ANLAMAK  BU  DEĞİL.  MUSTAFA  KEMAL  ÜLKÜSÜ  SADECE  SÖZ  DEĞİL.


Halim  Yağcıoğlu'nun  güzel  bir şiiri  vardır  ki  sanırım  hepiniz  bilirsiniz ''  Atatürk'ten  Son  Mektup''  u...

O  şiirle  başlayalım  mı?  

ATATÜRK’TEN SON MEKTUP

Siz beni hâlâ anlayamadınız,
Ve anlayamayacaksınız çağlarca da,
Hep tutturmuş “yıl 1919, Mayısın 19’u” diyorsunuz,
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övünüyorsunuz.

Mustafa Kemal’i anlamak bu değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bırakın o altın yaprağı artık,
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler,
Siz bana neler yaptınız ondan haber verin,
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin?

Mustafa Kemal’i anlamak yerinde saymak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bana muştular getirin bir daha,
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan;
Kuru söz değil iş istiyorum sizden anladınız mı,
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı,

Mustafa Kemal’i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

Hâlâ o acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Hâlâ oturmuş 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz,
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın,
Uluslar, fethine çıkıyor uzak dünyaların.

Mustafa Kemal’i anlamak göz boyamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız,
Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil,
Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar,
Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar.

Mustafa Kemal’i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü
Görüyorum ki hâlâ aynı yerdesiniz hiç ilerlememiş;
Birbirinize düşmüşsünüz halka eğilmek dururken,
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen,

Mustafa Kemal’i anlamak işitmek değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla,
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla,
Bu vatan, bu canım vatan sizden çalışmak ister,
Paydos öğünmeye, paydos avunmaya, yeter,yeter,

Mustafa Kemal’i anlamak aldatmak değil, 
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Halim Yağcıoğlu

--------------------------------------------------------------------------------

PEŞİN  BİR  NOT: Bu  yazıda  bolca  küfür  ve argo  kullanabilirim.  Yazmaya  başladığım  anda  kafamda  belli  bir  plan  olmadığı  için  küfür  ve  argolar  için  şimdiden  özür  diliyorum.
------------------------------------------------------------------------------------
İki  gün  kadar  önce  sitemizin  ''Güldeste''si,  pek  sevdiğim arkadaşım  Neşe  Kızılyar,  Face  book sayfasından  bir  istekte,  daha  doğrusu  bir  ricada  bulunuyordu.

Yaşça  benden  küçük olmasına  rağmen  ''  Neşe  Abla''  diyerek  biraz  da  takıldığım bu  dünyalar  iyisi kardeşim  bir    ricada  bulunuyorsa  konu  mutlaka  önemli olmalıydı. 

Yazdıklarını  okuyunca  gördüm  ki  Neşe  kardeşim  bir  sitenin  kapatılması  için  tanıdıklarına  davet  gönderiyordu.  

Kapatılması  için  bir  kampanya  başlattığı  sitenin  adını  gördüğüm  anda  konunun  ne  olduğunu  anladım.   O  adı  yazdığım  anda  siz  de  mutlaka  anlayacaksınız  sitenin  nasıl  bir  bok  çukuru  olduğunu.

Evet..O  sitenin  adı  ''  Gay-i  Kemal  Atatürk''  idi.

Bu  sitenin  neden  bahsettiğini  anlatmama  sanırım  gerek  yok.  10.05.2017  tarihinde  yazdığım  ''ATATÜRK, OSMANLI PADİŞAHLARI VE BEYNİNİ (!) ŞEYİNDE TAŞIYAN İNSANLAR.''  başlıklı  yazımda  dile  getirmeye  çalıştığım  olayın  bir  başka  versiyonu  yaşanıyordu bu  sitede.

Bir  kez daha  burada  dillendirmeye  sanırım  gerek  yok.  

Hemen  bahsi  geçen  siteyi  buldum .   Hayret ettim  önce, çünkü  Böyle  bir  bok  çukuru  tam  267  beğeni  almıştı.  Ama daha  ilginç  olan  bir  durum  vardı; tam  2017  adet  de  yorum  yazılmıştı.  (  Yazıyı  yazmaya  başladığım  saat  itibariyle)

Allah  Allah....Böyle  bir  necasetin  267  beğeni  alması  bile  başlıbaşına  bir  felaketken  2017  yorum  alması  neyle  izah  edilebilirdi?

Yorumları  okumaya  başladım  daha  sonra.  

Çok  şükür ki  yorumların çok büyük  bir  bölümü bu  rezil  siteye  övgü  ya  da  onu  haklı  gören  söylemler  içermiyordu. Yazılanların  aleyhineydi. 

Ancak,  aleyhine  olmakla  birlikte  bir  fikir  ortaya  koyan  da  hiç  yok  denecek  kadar  azdı.  Millet  dayanmıştı  küfürü.  Eh,  Atatürk'e  gay  diyen  birine  ya  da  birilerine  anasını,  bacısını,  yedi  göbek  sülalesini  dahil  ederek  küfür  edilmesi  aslında  hiç  de  yadırganacak  bir  şey  değildi.  Hele  de  benim  gibi  gerekli  hallerde  gereken  kişilere bazen  gerektiği  kadar,  bazen  de  gereğinden çok  daha  fazla  küfür  eden  biri  için  hiç  yadırganacak  bir  şey  değildi.  Öte  taraftan  ''Nefret  nefreti  doğurur.''  kuralı  bu  sitede  de  teoriden  pratiğe  dönüşmüştü.

Bu  arada  küfürlerle  birlikte  ortaya  konan  ve  bir kısmı  buram  buram  cehalet  kokan  söylemler  vardı  ki  onları    bir  kitapta  toplayıp  ''  Cehaletin  Kitabı''  başlığı  ile piyasaya  sürmek  gerekiyordu.

İşte  onlardan  sadece  bir  tanesi:   Resimde ( 3 No lu  resim )  ''  Mustafa  Kemal'imiz  imamlık  yapmış,  Cuma  Hutbesi  vermiş''  Diye  yazılmışken  paylaşımı  yapan  kişi  daha  da  gaza  gelip  ''   Siz analarinizin  a.ında  Bile degilken o 7 düelle karsi savasmis haci olmus tc gibi devleti kurmus simdi senin gibi oruspu cocuguda ona dil uzatiyor''  Diye  yazmış

Böylece  bu  vatandaş  sayesinde  bu  güne  kadar  bilmediğim  ve  eminim  bu  yazıyı  okuyanların  hiç  birinin  de  bilmediği  muhteşem  bir  bilgiye  daha  sahip  oluyoruz(!)  Meğer  Atatürk  hacıymış  (!)

Sanırım  anlıyorsunuzdur  yazıya  niçin  Halim  Yazıcıoğlu'nun  '' Atatürk'ten  mektup  şiiriyle  başladığımı...Mustafa  Kemal'i  anlamak  bu  değil.  Atatürk  ülküsü  söz  değil''

Ancak...

Yine  oldukça  ilginç  bir durum  daha  var:  Sitenin  admini  olan  kişi  ya  da  kişiler  kendilerine  küfredenlere  mesela  ''  gay  sensin,  ya  da '' orospu  çocuğu,  ibne'' filan  diyenlere  hiç  bir  cevap  vermiyorlar, sadece yeni  bazı  resimler  filan  yayınlayıp  ortalığı  daha  da  kızıştırıyorlar. Yani  amaç  aslında  insanları  birbirine  düşürmek.

Site  adminlerinin  çıkıp  da  bir  cevap  vermemesi  üzerine  işin  doğrusu  aklıma  gelen  ilk  şey  bu  rezil  paylaşımları  yapanların da   paylaşımlara  bol  küfürlü cevap  verenlerin   bir  kısmının da  aynı  kişiler  olduğuydu  ki  bu  düşünce aslında  çok  da  yanlış  bir  düşünce  değildi. Yani  birileri  toplumu  germek,  birbirine  düşürmek,  kardeşi  kardeşe  düşman  etmek  için  bir  taraftan  Atatürk  düşmanlığı  yapıyor,  öte  taraftan  Atatürkçülük...

Neyse...Bu  düşüncem  doğru  da  olsa  yanlış  da  olsa  neticede  ortada  bir  bok  çukuru  vardı  ve  işin  garibi  en  az  1500  kişi  bu  bok  çukuruna  taş  atıyordu.(  bazıları  üç  dört  yorum  yapmışlar.  Hatta  daha  fazlası  da  var. )   Atılan  taşlarla  birlikte  sıçrayan  bok,  üzerlerine  yapışsa  da  taş  atmaya  devam  ediyorlardı.

Neticede  ortada  aşırı  bir  Atatürk  düşmanlığı  ve  tam  karşıtı olarak  bir  Atatürk  sevgisi  var  gibi  görülüyordu  ama  olayın  felaket  boyutu  sadece  bu  aşırı  nefret  söylemleri  değildi.  Bu  aşırı  nefret  söylemlerinin  arasına  öyle  cümleler  sıkıştırılıyordu  ki  o  cümleler  eyleme dönüşse  maazallah  memlekette  kan gövdeyi  götürecek.

Mesela:  ''Bu sayfanın begenlerini  nasil görürüz.  Teker teker bulup öldürelim hepsini. Atamiza kimse laf söleyemez''

Düşünebiliyor  musunuz?  Siteyi  beğenen  267  kişiyi  tek  tek  bulup  öldürmekten  bahsediyor.   Oysa  o  beğenenlerin  belki  de  tamamı  siteye  bir  şeyler  yazabilmek  için  beğenmek  zorunda  kalan  insanlardı (  bazı  siteleri  beğenmeden  yorum  yazamazsınız)  Yorum  olarak  site  yöneticilerine  ana  avrat  küfrettiler  ama  siteyi  beğendikleri  için  öldürülmeyi  hakkettiler (!)  Velev  ki siteyi  benimseyerek  beğendiler.  Onları  cezalandırma  hakkını  bu  vatandaşlara  kim  veriyor?

Ve  devam  ediyoruz...

Konuyla  alakası  olmadığı  halde  bir  başkasının  yorumu: ''  Şerefsizler oglancı torunlarısınız Vahdettinin piçleri''

Ve  her  zaman  olduğu  gibi  fırsat  bu  fırsat  deyip  Osmanlı  padişahlarına  hakaretler...Sanırsınız  Atatürk'e  gay  diyen  Osmanlı  padişahları...Atatürk'e  hakaret  eden  soysuzlara,  padişahlara  gay  diyerek  cevap  vermenin  dayanılmaz  hafifliği...

Bir  başkası, konuyla  ne  alaka  ise  artık  4.  Resimdeki  paylaşımı  yapıyor : ''  Fetö'den  ödül  alan  kişiden  darbeyi  araştırma komisyonu  başkanı  değil,  darbeyi aklama komisyonu başkanı  çıkar.'' 

Ama  bu  kadarla  kalsa  iyi.  Bir  başkası  daha da  ileri  gidiyor  ve diyor  ki:

Yok...  O  şerefsizin  ne  yazdığını  buraya  almayacağım. O  şerefsizin  ne  yazdığını  buraya  alsam  eminim  pek  çok  arkadaşım  ''  E  hocam,  sen  de  o  şerefsiz  dediğin  adamın  yaptığını  yapmış,  onun  sözlerini  buraya  alarak  milleti  birbirine  düşürdüğün  gibi  o  haysiyetsiz  köpeğin  reklamını  yapmış  oluyorsun''  Diyeceklerdir.  O  bakımdan  yazmıyorum.  Ancak  şu  kadarını söyleyeyim:  Müslümanların  daha  da  hassas  oldukları  şu  Ramazan  ayında  doğrudan  doğruya  Hz.  Muhammed'e  hem  de  en  ağırından  hakaret  ediyor. Zaten özellikle  böyle  ortamlarda  hiç  fırsatı  kaçırmaz  bu  şerefsizler.

Hani geçenlerde  bir  arkadaş  soruyordu  ya  '' Bazı  kesimler  niçin  Atatürk'e  düşmandır?''  diye...İşte  böyle  ortamları  fırsat  bilip  Atatürkçülük  maskesi altında  Hz.  Muhammed'e  söven  alçaklar  yüzünden  biraz  da...

Ben  Atatürk'e  sövenlerin  de aynı alçaklar  olduğuna  ziyadesiyle  inanıyorum. Böylece  toplumun  bir  kesimini  Atatürkçülük  maskesi  altında  Allah  düşmanı,  Muhammed  düşmanı,  din  düşmanı  haline  dönüştürürlerken bir kesimini  de  Atatürk  düşmanı  yapıyorlardı. 

Sonuç  olarak: Hakaret  edenler,  hakaret  edilenler,  sövgüler,  övgüler, resimler,  yazılar  ve  nefreti  üst  üste  koyduğumuzda  gördüğümüz  manzara  hepsinden  daha  korkunç:  Çünkü   İlk  Türk  Devleti    Büyük Hun  Devletinden,  sondan  bir  önceki  Türk  devleti  Osmanlı'ya kadar  hepsinin  yıkılma   ve  tarih  sahnesinden  silinmelerinin  sebepleri  çıkıyor  karşımıza. Ve  çoğu  kez  Atatürk'e  söven  ağız  da  Hz. Muhammed'e  söven  ağız  da  aynı.  Ya  da  Atatürk'e  sövenin  ipleri  de  Hz.  Muhammed'e  sövenin  ipleri  de  aynı  kuklacının  ellerinde...  Ve  eğer  aklımızı  başımıza  devşirmezsek  maalesef  '' İlelebed  Payidar  Kalacaktır''  Dediğimiz  Türkiye  Cumhuriyetinin  ömrü yüz  seneyi  de  bulamayacak.  

Velhasılıkelam  bu  lanet  sitenin  kapanması  için  gerekli  girişimlerde  bulunduk.  Ancak  biliyorum  ki  kapatılsa  bile  yeniden  açılacaktır  başka  bir isimle. 

Peki  bunlarla  nasıl  mücadele  ederiz?

Bu  soysuz  köpekler  kendilerine  -  safi  küfür  olsa  da-  verilen  cevaplarla  besleniyorlar.  Düşünebiliyor  musunuz bin beş  yüzden fazla  insan işi  gücü  bırakıp  bunlara  cevap  verme  yarışına  girmiş.  Onlara  cevap  yazıldıkça  bu  şerefsizler  daha  da  azgınlaşmış.  Yani  ''  Yahu  biz  yanlış  yapıyoruz.  Tevbe  edip  yazılarımızı,  paylaşımlarımızı  çekelim''  dememişler. O  halde  bunlara  neden  cevap  verilir  ki?  

Kısaca  Mevlana'nın  dediği  gibi  ''  Susmam  edebimdendir.  Her  söze  verilecek  bir  cevabım  var  ama  önce  bakarım  söylenen  söz,  söz  müdür, sonra bakarım söyleyen  insan  mıdır?''  Deyip  onları  kendi  bok  çukurlarının  içinde  debelenmeye  bırakmak  daha  doğru  değil  midir?

Ve  maalesef   bu  bin  beş yüzün  üzerinde  söven,  bağırıp  çağıran,  tehdit  eden paylaşımın  içinde  sadece  bir  tane  akıllı  adam  çıkıyor  ve  diyor  ki:

Engin Kryl :  Arkadaşlar sizler buraya yorum yazdıkça ettiğimiz şikayetler yerinde sayıyor,Çünkü ne kadar çok yorum olursa şikayetler siliniyor,Yorum yazmayalım sadece şikayet edelim...

Evet...Daha  önce  kapatılmış    olan  bu  site,  aldığı  bu  yorumlar  sayesinde  şu  anda  tekrar  faal  durumda. Sitenin  kapatılmaması  için  canla  başla çalışanlar   ise  zaten  kerhaneden  farksız  olan  bu  siteyi  daha  da   rezil  bir  kerhaneye  çevirmek  için   yorumlarıyla  besleyen  sözüm  ona  Atatürk  severler...  Ve bu  Atatürkseverlerin(!)  maalesef  hiç  birinin  Peygamberimize  yapılan  hakarete  karşı  hiç  bir  tepkileri  söz  konusu  değil. 

( Mustafa Kemal'i Anlamak Bu Değil. Mustafa Kemal Ülküsü Sadece Söz Deği başlıklı yazı Sami Biber tarafından 10.06.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.