El kavgaları da buradaki put söylemli anlatımlar içindeki karadelik etkilerden ortaya çıkmaktadır. Yeni durum yansıması kadar farkla El, eski durumuna göre bağıntı ilişkilerini de haliyle taşıyamaz. El, eski süreçle müthiş bir kavga sürtüşmesi içine girer. 


El’in eski içindeki boşluk devimli parça süreçli özgün olayları, yeni durum içinde yeni sürece uygun anlamlar taşımaya başlar. Bu haliyle, yeni anlamla yüklenen eskinin boşluk devinmeleri tam da yeni anlama göre bir inşa olmadığı anlaşılır.


Eskisiyle, yeni anlamı içindeki boşluk devinmeleri; eski kalıba göre anlam devinmeli olan yapı; sıçrama denen kendi düzenleşim hareketlerini yapar. Bu tarz bileşke dengeli hareketliyle yeni içinde süre bilen işlevler, karadelik etkilerini ortaya koyar.  


El, bu tarz kendisiyle kendi kalmak ve kendi kalamamak bağıntılarıyla ileri akışlı bir durumdur. El özel mülk ihdasıyla yeni olurken; özel mülk eski üreten ilişkiler üzerine yeni bir inşadır. Üreten ilişki olmasa El yeni de olamaz. Özel mülk sahibi de olamaz. El özel mülk sahipliği üzerinde, salt özel mülk sahibi olmakla da kalamaz.


 Özel mülk sahipliği üzerinde sentezlerle tekelci olmakla mutlak olan monarşiyi oligarşiye dönüşürken sebep olduğu Nemrutluklarıyla yoksulluk, zulüm gibi kaygı verici olayları nedeni içindeki ileri süreçleri içinde en büyük ve en çok acıyan, merhamet eden olur (kendi kalamaz).


El'in ilk tipi; ilahlardı. İlahların üreten ilişki bağıntısı içinde olması dediğimiz eski süreç dinamizmi ile ilahların ortak irade kullanması; El’e ilham olur. El; ilahi dönemin üreten ilişkisi içindeki zorunlulukları aynen korur. El de bu zorunlu ilişkilere göre üreten ilişki ortaya koyarken; üretileni paylaşma aşaması olan süreç devinmesine geldiğinde; paylaştırmaya rızk, nasip diyordu.


 Üreten ilişkinin paylaşımla tüketim olacak kısmına nasibi bol olmak, nasibi kısık olmak ve nasibi kesik olmak türünden kavramlarla tanımlıyordu. Buna göre kimine pay veriyor kimine de pay vermiyordu.


 Ne var ki kişinin yarın yeniden üretmesi için çalışacak olmasıyla, kişinin doyması gerekiyordu. İşte mülksüz olan ve yarın yine çalışacak olan kişinin doyması süreci; yeni bir ikinci karartmayla mülk sahibinin ihsanı ve lütfu oluşla söyleniyordu.


 “Biz, kiminizle kiminize; geçimi olan rızkları bu şekilde vermeseydik siz ne yapardınız?” diyordu. El’in rızk dediği; mal mülk olarak verdim dediği şeyler üretilen ilişki ile ve emek gücüyle ortaya konan şeyler olduğu El tarafından unutmuş gibidir.  Böylece gizlenen gerçek anlamlar; yeni anlamın süreç tutumlarına dönüşüyordu. El, özel mülk sahibiydi. El’in mülk sahibi olması, ilahla hiç örtüşmüyordu.


 El de ilah gibi saygı görüyordu. El de ilah gibi bir yaptırım olan muktedirlikti. El de ilah gibi meşru olanı ortaya koyuyordu. Elde ilah gibi takdirde bulunuyordu vs. Bunlar El ile ilahın örtüşen benzerlikleriydi.


İşte denk gelme olan bunun gibi benzeşenler El ile ilahın örtüşen kısımlarıydı. İşte bunlar eski olan ilahla; yeni olan El'in örtüşen kısımlarıydı. İşte bunlar El'in eski, ilahi malzeme içinde kullanacağı yerler buralardı.


Eski olan ilahi dönemde üreten ilişki vardı. Üreten ilişki El döneminde de var. Ve El dönemiyle üreten ilişki rızk, nasip oldu. Üreten ilişki gruplar arası deklarasyon olmasına rağmen; El dönemiyle bu anlayış deklarasyon olmaktan çıkıp; El takdirine dönüşmüştü.


İlahi dönemde üretileni herkese göre paylaşma vardı. Paylaşma yine vardı. Anacak paylaşma herkese göre değildi. Ve paylaşım El’in takdirine göre keyfi takdir olmakla; kimine özel mülk olarak dağılma; kimine göre de özel mülkten yoksunluğu dileyişti.


İlahi dönemli süreçlere, El tarafından yeni anlamlar verildi. El bu anlamları eyleme dönüştürüyordu. Eskiye göre örtüşmeyen yeni anlamlar, yeni öznel oluşlar; fark anlamlı süreçler olmakla; yeni olan şey "özel mülk sahipliğinin" anlam ve eylem farkıydı. Yansıması korkunç olacaktı. Zevki sefalar, gözyaşları üzerine inşa olacaktı.


Eski olan, yeni farkı kırpacaktı. Bu kırpma nedenle eski olan; ilahi olan; El anlayışlı El süreçlerine izin vermek istemeyecekti. Eski olan ilahi dönemin içinde sadece yeni olanın yansıması kalacaktı. Eskinin içine hapis olan bu yansıma da, kırpıldığı için; yeni olanı bir türlü ortaya koyamıyordu. Bilecek gibi oluyordunuz.  Sanki dilinizin ucuna geliyor ama bilemiyordunuz.


Yeni olanı veremeyen ve eski olanın içinde kalan bu yeni yansımanın kendi içindeki bilgi bit’leri de eski olanın içinde taşınıyordu. Bu bit’ler yansıma veriler. Bitler eski içinde yeni olanı veren, etkileriyle bir belirme olurlar. Yeniyi veremeyen sessizliği nedenle de eskinin içinde olan eski bitler gibi davranırlar.


Kırpma yapmakla seçme ayıklama içinde olan eski; kendi içinde yeni olanın bitlerindeki yansıma olan belirme; yeniyi veremez. Ama bu belirme de yeni olanı duyurtan bir karadelik etkiyi de, ortaya koyar. Yani eski olan ilahi dönem içindeki bitler; uygun koşullar içinde çimlenme olduğunda ilahi dönemin içinde özel mülkiyetli düşünceye geçişi ele veren El sezilir. Ve El, İlahı iyi bilir. Çünkü ondan doğup ona göre düz ve ters (zıt) durumlarla biçimlenmiştir.


İlahi süreç kendi kırpmalarından ötürü; kendi içine yansıyan tartışmalı fark durum olan özel mülkçü anlayışı da, bu çimlenmezdik nedenle veremez. Ama eski içinde yeni olanın örtüşen kısımları da, özel mülkçü anlayışa göre aynı etkiyi (meşruiyeti oluşu, iradi oluşu, muktedirce oluşu vs.yi) ortaya koyan değişmeleriyle ve bu bağıntılarıyla da yeni süreci ortaya koyar.


Eski içinde yeni olanla örtüşen deyince okurun kafası karışabilir. Aslında çok nettir. Ortak olan üretim ve paylaşım hareketinin zıddı; ortak olmayan üretim ve paylaşımdır. İlahi dönem içinde ortak üretim ve ortak paylaşım var olan süreçtir. Zıddıyla da süreçle örtüşmeyendir. Bu da çok büyük sonuçların doğurup yansıması olmakla, yeni bir girişmenin inşasıdır. İşte bunlar Yeni olan El'den eski olan (ilaha) geçişme yapacak fark düşüncelerin, eski içinde yansıma geçişmeleri olacaktı. El’in ilahla olan kavgası olacaktı.

( El Kavgaları 5 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 6.06.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.