Bir fanusta hareketsiz kalmak gibi bir şey,

dört duvar arasında yaşa(ma)mak.

Ben yağmur sonrası toprak kokusuna,

öğle sonrası çınar uykusuna,

kuş cıvıltısına, su şırıltısına alışkınım.

 

İlham vermez, yüzü soğuk beton yığınları;

kentin bloklarında esir bir şaire.

Bir yumruk oturur boğazıma, nefes alamam.

Ve klavye başı sevdalardan haz alamam,

yarin gözlerinin içine bakıp,

bir gül tutuşturmayınca ipek ellerine.

 

Selamsız, sabahsız apartman sakinlerinin,

dostlukları da kadim olmaz.

Ketılda kaynayan şebeke suyuna atılmış,

sallama çay gibi tadım olmaz.

Homurdanarak sokaktan geçen motorlar,

kemirir kafatasımı.

İyi günümden geçtim,

kimseler duymaz yasımı.

 

Dokunmadan duramam çiçeğe, yaprağa,

İnsanoğlu ölünce dahi yaslanır toprağa.

Velhasıl, apartman hayatı bana göre değil canlar!

Beni ancak, üstü başı çamur kır çocukları ile

Yorgun, çilekeş bahçıvanlar anlar.

Ben, toprağın oğluyum…

 

29.05.2017

 

Muhittin Alaca

 

 

( Toprağa Özlem başlıklı yazı Alaca tarafından 29.05.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.