Müslüman âleminin on bir ayýn sultaný diye nitelediði Ramazan ayýna girmiþ bulunuyoruz. Bu kutsal ayýn herkese hayýrlý olmasýný diliyerek bu kutlu günler hakkýnda kalem oynatmak istiyorum. Öncelikle bu ayda tutulan oruçlarýn Yüce Allah’ýn indinde kabul edilmesini dilerim.

         Ramazan ayý þöyle tanýmlanýyor ve betimleniyor. Baþlangýcý rahmet, ortasý maðfiret, sonu cehennem ateþinden kurtuluþ olan bir ay. Bu cümleyi birazcýk açalým. Rahmet demek, merhamet etme, acýma anlamýný içeriyor. Demek ki, bu ayda hakkýyla yapýlan ibadetler Ulu Allah indinde biz kullar olarak O Ulu yaratýcýnýn merhametine ve acýmasýna nail oluyoruz. Bu yargýyý hak edenlere nu mutlu.

         Maðfiret kelimesi baðýþlanma eylemini içeriyor. Biz insanlar günah iþlemekten muaf yaratýklar deðiliz. Ne büyük bir güzellik. Özellikle Ramazan ayýnda yýl içinde bilerek ya da bilmeyerek iþlediðimiz günahlardan azat olma olanaðýný yakalayabiliyoruz. O baðlamda oruç ibadetimizi usulüne göre icra edebilirsek tuttuðumuz oruçlarýn yüzü hürmetine günahlarýmýzdan baðýþlanýyoruz. Nihayet son olarak oruç bizi cehennem ateþinden koruyor. Ne mutlu oruç ve diðer ibadetlerini layýkýyla ifa edip günahlardan kurtulma ümidini taþayabilenlere.

         Diðer ibadetlerin olduðu gibi oruç ibadetinin amacý da insanlarýn ruhlarýný günahlardan arýndýrmak davranýþlarýný düzene sokmaktýr. Yoksa Allah’ýn bizlerin aç kalmamýza ihtiyacý yoktur. Yoksul olanlar açlýðý tanýrlar. Oruç ibadetiyle varsýl insanlar da yemek yemek, su içmek gibi bedensel gereksinmelerin bir süre men edildiði zamanda aç olmanýn ne demek olduðunu yaþayarak idrak ederler. Böylece aç insanlarýn durumlarýný daha iyi anlarlar.

         Oruç tutan insan aç ve susuz kalmakla nefsine hâkim olmayý, sabýrlý olmak, tahammül edebilmek gibi olumlu hasletleri ediniyor. Bu süre içinde daha çok yaþanýlan hayatýn bir deðerlendirmesi yapýlabiliyor. Ýç dünyaya bir seyahat yapýlýyor. Ýnsan olmanýn gerekleri bir kez daha hatýrlanýyor.

         Ýç dünyaya yapýlan yolculukla, dostluktan, hoþgörüden, paylaþýmdan, yardýmlaþmadan, iyilikseverlikten barýþtan, huzurdan yana duygular hatýrlanýyor. Bu duygularýn ne kadarý içselleþtirdiðimizin bir muhasebesi yapýlabiliyor.

         Ruhumuzun bir yerlerinde saklý, kin, aþýrý hýrs, fitne, fesat, dedikodu, yüksek ego gibi duygulardan arýnmaya da neden oluyor oruç ibadeti. Güzel duygularla gecenin ortasý bir zamanda sýrf sevap için baldan tatlý diye nitelenen uykuyu bölüp savura kalkmak hiç de kolay deðil. Ýþte samimi, inançlý bireyler sýrf Allah’ýn hoþnutluðunu kazanmak için uykusuzluk ve açlýk zahmetlerine katlanarak oruç ibadetinin gereklerini yerine getiriyorlar. Bu zahmetlerdir ki, oruç ibadeti bizleri kötü duygulardan arýndýrýp olgun insan olma düzeyine eriþmemize neden oluyor.

         Oruç ibadetinin bir önemi de þundan kaynaklanýyor. Yüce Allah oruç ibadetinin sevabýný kendisinin takdir edeceðini beyan ediyor. Ýnananlar için ne güzel bir müjde bu haber. Bu müjdeyi hak edenlere ne mutlu.

         Dini görevlerin amacý biz insanlara dünya ve ahret mutluluðu saðlamaktýr. Bizler dinlerin emirlerine riayet ettiðimiz oranda toplum içinde kendimize saðlam bir yer ediniriz bu dünya mutluluðu yakaladýðýmýz gibi ahiretimizi de kazanýrýz.

         Dinlerin, ibadetlerin önemi her zaman toplumlarca saygý duyulan deðerlerdir. Ne yazýk ki, dinin saygýnlýðýndan yararlanan, kendini inançlý gösteren kiþiler dini motifleri ve söylemleri kullanarak kiþisel çýkarlarý için samimi insanlarý sömürmekteler. Bu uygulama yýllarca sürüp gitmektedir. Daha açýk söylemle içi dýþý farklý olan münafýklar tarihin her döneminde olmuþtur ve olacaktýr. Münafýklarýn kiþisel çýkarlarý için ortaya koyduklarý fiillerinin güzel dinimizle ilgisi olmadýðýnýn bilincinde olmak gerekir.

         Oruç ibadeti sadece Müslümanlar için emredilmiþ bir ibadet deðildir. Yüce Allah, (Bakara süresi 183) “Ey iman edenler! Allah’a karþý gelmekten sakýnmanýz için oruç, sizden öncekilere farz kýlýndýðý gibi, size de farz kýlýndý.” Demek ki oruç ibadeti bizlerden önce yaþayan ümmetlere de farz kýlýnmýþ. Ayette belirtildiði gibi orucun insanlara Allah’a karþý gelmeyi, günahlara duçar olmayý önleme gibi güzel özelliði de var.

         Ýnançlarýný ve ibadetlerini gösteriþten, riyadan uzak sadece kendisi için yaþayanlara selamlar olsun. Gösteriþ ve riyaya kaçmadan Ýnanç ve ibadetlerinde Allah’ýn hoþnutluðu için dinini yaþayan insanlar gerçek Müslümanlardýr. Müslümanlarýn elinden ve dilinden hiçbir kimseye zarar gelmez. Mümin Müslüman payesine eriþmek için de baþta oruç ibadeti olmak üzere diðer ibadetleri de layýkýyla seve seve ifa etmek gerekiyor.

Eðer ibadetler bizlerin davranýþlarýný olumlu yönde etkilemiyorsa ibadetlerimizi layýkýyla yapmýyoruz demektir. Bu durumda eylemlerimizi ve fiillerimizi yeniden bir deðerlendirmeye tabi tutmalýyýz.