1
sevdasına
bir kuşun, bir
buğday tanesine vurulduğu gibi vurulduğum sevgili,
seni dağdan
düşer gibi sevdim gümbür gümbür hem de
çağıldayan
şelaler gibi sevdim gürül gürül hem de
bir yangın
gibi cayır cayır
bir coşkun
ırmak gibi köpük köpük
hasadına
hasret düştüğüm, bize ayrılık yakışmıyor
tohumu
topraktan, yağmuru buluttan, aşkı gözden
ayrı mı bellersin
güneş bile
üşüyor sensizlikte,
bu nasıl
bir sensizliktir ki yerden göğe her şeye değiyor
israfil'in
suru mu sessizliğin, rabbin nuru mu senliliğim
dalında
açan çiçekten tut da
göğün en
sonundaki yıldıza varana değin her şey
tam tekmil
yokluğuna bulaşmış
bu nasıl
bir sensizliktir, düşünsene
sütün içine
düşen bir damla mürekkep
gibi bir
hüzündür senden bana düşen
okyanusun
kapkara derinliğine düşmüş
yüzme
bilmeyen bir adamım sensizlikte
ifşa
ediyorum halimi, beyan ediyorum, içimi faş ediyorum
gözlerimi
yaşla ödüllendiriyorum
sözleri taş
olan sevgili, daha kaç kez kıracaksın kalbimi
al okunu
aşkın vur tam da ortasından yüreğimin
sana
ağlarsam namerdim
boğazıma
kadar batıyorum yokluğunun
soğuk ve
bir o kadar karanlık okyanusuna
çırpınıyorum
ama boğulmak kaderim oluyor
yaşanılmıyor
olmadığın dünya, çekilmiyor vallahi
her yerde, herkeste
olan sevgili yoksun bende
sana isyan
etmek istiyorum
sığmıyorsun
şu göğüs kafesime
hani adın eskaza
geçse bir mevzuda
kaburgalarım
kırılacak diye korkuyorum
güneşe
haksızlık edemem bu yüzden
içindeki
ateş, içimdeki ateşten daha fazla yakıcı değil
ay
düşünüyor beter halde, kim dedi ki sana sevdalansın diye
görmez mi
hali pür melalimi; ey biçare ay, vah sana, vay
yıldızlar
isyanda, topu tırnağın etmez
sana
ulaşmak adına her gece birisi kayıp düşüyor dünyaya
dilek tutuyor
bir yıldız kaydığında garipler
kayan
yıldızın da dileği bastığın toprağa değmektir
ayağının
tozu olmaktır
sen ise
nisyandasın ey sevgili
beni
silmedesin; izimi, gözümü, sözümü, özümü
ömründen
kaldırıp atmadasın, olur mu böyle iki gözüm
derde
vurulur mu bu yürek, hüzne salınır mı
kementlenir
mi boynu, kenetlenir mi yokluğuna
bir yarış
atı gibi sana dört nala koşmaktayım
damarlarım
şişmekte, kalbim çarpmakta
aklım
oynamakta, halimi düşün
ben nasıl
yanarım cehennemde, içim dışım buz gibi
her tarafım
yokluğunun soğuk yüzüyle dopdolu
şimdi söyle
bana bakayım; yokluğundan öte cehennem mi var bana
açmıyor
çiçekler zorla değil, kokmuyor elde değil
hep
sensizlikte bu acayiplikler
çıkmıyor
sahneye ay geceleri, yıldızlar küsmüş gibi
ruhumdaki
karanlık, yaşadığım dünyaya sirayet etmiş gibi
bir başımayım
sensiz, dağ devrilse bana mısın demem
dünya
yıkılsa umrumda olmaz, okyanuslar kurusa bana ne derim
bana hayırlı
olan sensin anlayacağın, vadedilmiş olan.
senden
dönenin canı çıksın, senden gidenin.