Gazetelerin kültür-sanat kısmını özellikle okurum.Kayıp gül ile ilgili yazıyı okuyunca ülkem ve Türk edebiyatı adına sevindim.Genç yazar SERDAR ÖZKAN`IN 2002 Yılında az sayıda ki baskısı ile okurla buluşdu. kayıp gül hikayeyesi daha sonra 30 dile çevrildi 40 dan fazla ülkede okurla buluşdu.Kayıp gül timaş yayınlarınca önce İngilizcesi ardından türkçe basımıyla okurlarla yeniden buluşdu.Enteresan olan kitap yedi yıl sonra tekrar gündeme geliyor.Serdar Özkan bunu söyle açıklıyor:"Buna da normal karşılıyorum;çünki Türkiye`de senede bin 500 den fazla kitap çokıyor ve bazı şeylerin keşfedilmesi zaman alabiliyor.Dünya okurlarından sonra şu an çok hızlı bir şekilde Türk okurlarıda keşfediyor kitabı."

kitap şu yönden ilgi görüyorKayıp Gül`ün kahramanı Diana`nın peşine takılan okur, başta Türk kültürüne olmak üzere, Yunan mitolojisinden Yunus Emre`ye; William Blake`ten Sokrates`e; doğu mistisizminden Küçük Prens`e; Meryem Ana`dan Nasrettin Hoca`ya; modern yaşantıdan metafiziğe; gerçek dünyadan düşlerin dünyasına ve San Francisco`dan İstanbul`a uzanan bir yolculuğa çıkıyor.

Türk yazarların yabancı ülkelerde bulunması kendi köklerinden de uzaklaşmayınca güzel eserler ortaya çıkıyor.

İskender Pala Serdar Özkan için "ilerde adını sık sık duyacağımız bir edebiyatcı olacak; demesi bir tesadüf değil

Nihat Sami Banarlı bir yazısında gül üzerine yazılmış şiir antoloji hazırlanır;İSVİÇREDE Ama hiç bir Türk şairi yoktur bu antolojide buna çok üzülür.Yunus Emre nin bu antolojiye alınması gerek demişdi.Şimdi bu öykünün olumlu etkisi ve öykünün bir yerinde yunus un dizelerinin yer alması;"bir ben var bende benden içeri" yabancı okuru kim bu şair diye düşünceye vardırıyor,böylece yunus u başka insanlarda keşfediyor.

Aslında bu öykü yıllar önce Refik Halid Karay ın 2000 yılın sevgilisi,Elif Şafak`ın aşk romanı farklı zamanlarda kişileri farklı ortamda buluşduğu fantastik bir eser,ama konuları ve tarzları değişik.

Kayıp gül`den faklı kısımları sizlerle paylaşmak istiyorum ;şiir gibi dil kullanmış bundan dolayı öyküyü okumak hoş geliyor ikinci bölümden okur için tempo yükseliyor sonuç olarak herkesin farklı düşüneceği final buda kitabı gizemli kılıyor,her okur faklı değerlendireceği bir eser.

Canım Babam,

Bugün evden ayrılmak zorundayım ne yazık ki.

Sebebini merak ediyor olmalısın...

Dün St.Exupery`nin Küçük Prens`ini uzun yıllar sonra tekrar okudum. Kitap tamamen değişmiş! Benim için kitapta değişmeyen tek şey, gülün hâlâ favori karakterim olması. Bir de tilki tabi ki! Küçük Prens`e gülünden sorumlu olmayı öğrettiği için.

Sanırım ben de bir gülden sorumlu olmanın ne anlama geldiğini biliyorum artık. İşte bu yüzden gidiyorum. Kaybolan gülümü bulmak için gidiyorum. "Başkaları gülümü çaldı mı, çalmadı mı?" Bu sorunun, hiçbir büyüğün anlayamayacağı kadar önemli bir soru olduğunu bildiğim için gidiyorum.

Beni merak etme; güvende olacağım.

Bir gün tekrar görüşmek ümidiyle

Pervane – Karanlığa isyan
Salonda uçuşan pervaneden geriye yalnızca, ince bir yanık kokusuyla tavana ışık veren lambanın üstünde belli belirsiz tüten bir duman kalmıştı. Diana, kıvrıla kıvrıla yükselen dumana bakarken, pervanenin kendini neden ateşe attığını düşünüyordu.

Karanlıktan aydınlığa kaçmasını emreden bir içgüdüye kulak vermiş olmalıydı. Işığa doğru telaşla kanat çırpması, onu çepeçevre kuşatan loşluğa bir isyandı sanki. Belirsizliğe isyandı. Işıkta eriyip gitmeyi, bir ömür boyu karanlıkta uçmaya tercih etmişti oZeynep

Hanım – Gülleri duymak
En başta, gülleri kulağımızla değil, ancak kalbimizle duyabileceğimizi iyi anlamamız lâzım. Her insanın kalbi doğuştan bu yetiye sahiptir aslında. Ama kalpler zamanla sağır olur ve gülleri duyamaz hâle gelir. Güllerin şarkı söyleyişlerine tanık olmak isteyen bir kimse, önce, büyürken kaybettiği bu yetiyi geri kazanmalıdır.

Gülleri duymak kolaydır. Çok kolay. Tek yapman gereken, ya unuttuklarını hatırlamak ya da öğrendiklerini unutmak.
( Kayıp Gül&the Missing Rose başlıklı yazı M.Filizman tarafından 4.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu