O günler...
Başka zamanlardı
Beni içine hapseden anlardı
Ruhumdan derin
hüzün hissettiğim sayfalardı
Sessiz ve sakin köşeler
sığınağımdı, o an gözlerim bırakırdı
Düşüncelerim sırdı,
güven sıkıntılıydı, yokluk
zaten malum olan zamandı
Babam, annem
kendi hallerinde olan insanlardı,
zaten geçim derdi
yorgun ve takatsiz bırakmıştı
Benim farkım olmalıydı,
umutlarım gün yüzüyle buluşmalı
ve bahtımda açmalıydı,
bunun için samimiyet şarttı
O günler demiştim ki; şayet ben
evlenebilirsem dünyada evlenemeyen
hiç kimse kalmaz diye
bir yalnızlığı dile getirmiştim
Rabbim öyle bir refika nasip etti ki
huzurum, sürurum, umudum,
dareyn saadetine giden yolda onurum
olarak altı çocuğumun annesidir
Ben...
Henüz kendimi tanımadan
Her halimle
yüzleşerek çözüm bulmadan
Sığ suları derya sanmak, marifeti bilgi
yapmak yanılgım dan arınmadan
Hayatı ve taşımaya
mecbur bıraktığı yükü kaldıracak
takat ve kudrete ulaşmadan
nasıl talip olurum
Beklentilerim için zehaptan tutunurum,
düşleri ve hülyayı bizzat
içimde yaşatırken niçin gözlerden bırakırım
Ham bir can olarak,
pişmiş gönlü nasıl hakkıyla anlarım,
ganimet bulmuş gibi sahiplenirim,
bizzat o iştiyaka yetişmeliyim
Elbette ki...
Ölmeli,