Açlık-tokluk; güvende (korunma içinde) olma-kendini güvencesiz hissetme; barınma duygusu-barınmada yoksun olma gibi kısaca; haz ve elem duygularını yalıtıma yapan süreçler; totemi ortamın, kendi ortamı içine yaptığı genel alan etkisi olmaktadırlar.

Genel alan etkisini duymanın stresi de kişilere göre parçalanmakla, kişiler içinde duygu oluşa; eylem koyuşa; söz söylenişe parçalanır. Her bir stresler parçaların durum enerjisi olurlar. Ortamın alan şiddeti; ortamın özel girişmeli, ortam içi alan etkilerine dönüyordu.

Totemi alan herkese göre aynı alan şiddetiyle belirirken; kişiler bu belirimi kendi bedenlerinde farklı kapasite içinde hissederler. Ve bu hissedileni de yansıtırlar. Birilerinin sıcak bulduğunu, diğerlerinin ılık ya da soğuk bulması bundandı. 

Kişiler, aynı şeyi niceli kapasite farkıyla yüklenip, dışa yansıtırlar. Kişi üzerinde dışa yansıtılanlar dış ortam içindeki duygu yüklü potansiyelleriyle kişiler birbirini etkiler. Bu kişilerin kişiyi etki ile stresli kılması olur. Bu etki özel alan etkisidir. 

Aynı alan etkisini kişiler, kendi iç dünya duygularına dönüşürler. Bu iç dünya da kişinin kendilerine göre niceli olan durumuyla kişinin özel ve öznel belirimler içinde olması demektir.  Kişiler bu özel ve öznel duyumlu belirimlerini bir birine yansıttıkları davranış ve sözleriyle iletirler.

Açlık duygusuna A dersek, tokluk duygusuna da küçük “a” deriz. Bir an açlığı ele alalım. Dıştaki alan kişi benci durumla beliren strese karşılık olur. Daha doğrusu kişi, dıştaki enerji akışı olan stresi; kendi üzerinde parçalı durumla akış etmiştir. 

Kişi, dıştaki parçalı ve stresli enerji akışı içinde en minimal bir parçayı kendi üzerinde düzenleşimle yalıtmıştır. Düzenleşimle olan yalıtma kişide, enerji çevrimli parça olmakla, potansiyeli olan yetenek haline getirmiştir. 

Kişideki bu tarz potansiyelli konumdaki akışın bilgi ve becerisi; kişi korunumdu yasa; kişinin bencilliğiydi. Kişinin bencilliği dıştan kopmakla kişi içinde yalıtıma olmuştu. Yalıtıma olan şeyler de kişinin içinde tuzaklanmalarıyla iyonize olur. Böylece bencillik bir iyon hareketi gibi davranırlar.

Bu nedenle içteki iyon hareketli stresimizin dışta kısıtlı girdilerle dengede olmak veya nötr olmak gibi süre durumlu, zorunlu eğilimleri vardır. Totemi alan sizin dışınızda başka bir yalıtma alanıdır. Totemi alan sizlere dışarıda karşılanma olur. Totemi alan içinizde nötr olmamızın güvencesini veren bir sosyal birlikçi alandır. 

İyon hareketini, özne ve öznel devinmeli organik hareket yapmakla düzenleyen vücudumuz; doğadaki temel devinimleri kılıktan kılığa sokuyordu. Bir yolun bin bir türlüsü olur olmasına rağmen vücudumuz buralara takılıp kalmaz. Yine de bin birinci türden oluşma yollarını ortaya koyacaktı.

İşte totem alan; çekme, itme, nötr olma; etki ile stresi yükleme gibi eğimler içinde olmanın, iyonize hareketlerin karşılanmasına denk düşen durumlardı. 

Totemi etki alanının bu bin bir tür yollarından bir diğerini inşa etmesi yanında; bencillik dediğimiz organik iyon tarzı, iyonik hareketlerimize de bir etki alanıydı.  İyonların valans hareketi bizdeki duyguların eşik hareketi ve eşikler transferleri oluşla devinim bulup bizleri eğilimli kılıyordu. 

Eşik hareketlerinin dıştaki kişiler arası sentezi de kişide sosyal zekâ ile toplumsal zekâ oluyordu. Eşik hareketi yine sosyo toplumsa zekânın hatırlama kıyaslama yapan öznellik skalası (göstergesi) da oluyordu. Totem de; bu etki alanını, diğer dış dünya etki alanları içinde ayırmamız oluyordu. 

Totem alan, totem alanın dışıyla totem alanın iç farkını ayırma yapmamıza neden oluyordu. Bu nedenle ve bu bilinçle totem alan kendi sosyo toplumsa olan özne bilincimiz içinde, yalıtılmanın anlam, bilinciydi. Sosyal zekâydı.

İyonize bilincin dışta eğilimli davranışlarla örgütlenmesi vardı. Kişi dışında örgütlenen ve korunan bilinç sosyo toplumsa bilinçti. Yani dıştan örgütlenen sosyo toplumsa bilinç bencillik olan iyonize hareketli geri bağlanım yasasıyla da artık bizde sosyo toplumsa bilinçti. Yetenek ve özellikleriyle iyonik bilinç salt değildi. Ama bu düzlemin içinde geri bağlanımla iyonik kurallı güdü de vardı.

Totemi alan etkisi, bencil kişi güdülü, sosyal zekâlı ortamdır. Totemi alanın etkisi bencil kişi güdülerine karşılık düşer. Totemi alan ortam içindeki güdülere karşılık düşer. Bu nedenle totemi alan ortamın bencil kişisi üzerine etkili olur ve ortamı girişmeli yapar.

Totemi sosyal alan etkisinin bencil kişi güdülerine karşılık düşen kısımıyla ortam içine yaptığı basıncına 1 birimlik basınç diyelim. Bu bir birimlik basıncı da kişinin açlık duygulu yönelimini karşılayan doygunluk olmakla söyleyelim. 

1 birim totemi alan etkisini ve alan etkisinin nötr (doyma) olacak karşılanmasını kişiler, üzerlerindeki açlık uyaranıyla yüklenecektirler. Bu stres yüklenmesini kişiler kendi yeteneği (kapasitesi) kadar yüklenirler. 

Bu yüklenme alan etkisi içteki duygularımıza cevap olacaktır. Alan etkisiyle yüklenen kişiler harekete geçerler. Stresli yüklerle harekete geçen kişilerin eylemi ve duyguları kendi iç dünyalarında, kişilerin farklı nicelimdi duygu sellerine neden olacaktır.

Böylece herkes aynı alan etkisi karşılanmasını; benzer veya farklı niceli duygu içinde olmakla ifade edecektirler.  Bu farklı ifadeleri basit şekilde örnekleyelim.

Totemi alanın açlık duygusuna karşılık olan nötrleyişin (sağlatıcı) alan etkisi; kişi üzerinde duygu sellere dönüşmekle parçalanacaktır. Duygu sellerle parçalı olan kişilerimizden biri olan bir kişimiz; bu duygusal niceliklerini 5 farklı duygu ile ifade eder.

Bir başka iki kişimiz de, ilk kişinin söylediği 5 duygudan sadece dört tanesini aynı duyguyu duymanın heyecanını söyleyecektir. Ve ilk kişimize bu iki kişimiz aynı 4 duyguyu paylaşmanın ortak empatisiyle birbirine sempatik karşılık verirler. 

Dört noktada bileşen duygu eşliği; bu üç kişide ortak hareketli olumlulukla haz veren duygu yönelmesine dönüşür. Sadece bir tane aynı yönlü olan parça duygu kişisi üzerinde paylaşma olmakla stres etkisi olmaya devam eder.

Aynı yönlü olup ta, diğer (3) kişilerimizle paylaşılmayan o bir parça stres duygu, birlikte yönelimin senkron duygudaşlığı içindeki diğer dört kişilik ortamdaki 3 paydaş duygudaşına, etki ile etkileme olmanın içinde yansır. Bu taşıyıcı sinerjili olmaktır.

5 duygunun, dördüne aynı heyecanla karşılık vermekle ikinci iki kişimiz; beşinci duyguyu kendilerinin hissetmediğini belirtecektirler. Böylece “bir birimlik” alan herkese aynı şiddetle belirir. Ama totemi alanın basıncı kişilerde farklı duygulara neden olur. Bir ve aynı olan basınç; kişi düzlemli iç dünya içinde kişinin duygusu oluşla niceltilirler.

Yani kişiler bu bir birimlik alanın etkisini birbirine söyleşirken; herkes duygusunu çeşitli söyleyişin davranışlarıyla niceleyeceklerdir.  Zaten dıştaki bir birimlik tüm basınç, kişilerdeki (şeylerdeki) iyon hareketli girişmelere denk düşerliklerdir.

Totemi alan etkisi içinde beliren bir birimlik basınç kişinin kendi bencil duygulu belirimleri içinde bu basınç 1 birimlik karşılanma duygusuna dönüşür. Kişilerin benciliğine doğru sağlama olan her bir basınçla oluşan karşılanma, kişimizde algıda ya da duyguda seçicilik olacaktır.

Yani totem alandaki basınç kişinin açlık, korunma gibi beliren bencil duygularına sağlatan karşılık olmakla, kişinin algıda seçicilik bilinci olacaktır. Denk düşmenin karşılanması olacak bu 1 birimlik basınç; kişilerde eşik yükselmeli bencil oluşun karşılanması olacaktır.  

Böylece 1 birim olan totem alan basıncı; birleşik olduğu diğer baskı ve basınç türü yansımalardan; beliren bencilliğin türüne göre denk gelen karşılanmalar olmakla ayırt edilecektirler. 

Bir kişi açlığını karşılamaya denk olmakla ayırt ettiği dıştaki bu etki basıncı, 5 türlü duyguyla söyler olsun. Kimi kişi de karşılama olan bu etki basıncın kendi üzerindeki izlenimini 4 türlü söyler olsun. Kimisi de bu cazibeye yönelimini 3 türlü vs. söyler olsun. Duyumlar açlığın giderilmesine doyum karşılığı olmakla; her biri her bir karşılanmaya, bir birimlik bir etki olmuş olacaklardır.


( Totemi Alanın Geri Bağlanım Yasası 1 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 25.04.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.