Aykırı bir ömür kimine
göre;
Gözümün içine de soka
soka…
Kanadı kırık ölü
güvercinim
Hâlbuki saatler evvel
Ellerimle beslemiştim.
Duymasın sakın
bizimkiler;
Az sonra dirileceğim
Hele bir sonlansın
şiir:
Şiirin şirin dizeleri
olmalıydı oysa
İçimdeki çocuğa yemin
ettim;
Söz, bir sonraki
Yine buluşma adresim
Yeter ki elimdeki
şıkları eliyim tek tek.
Seçmece her cümlem ve sevdiğim
her şair;
Hem kaç kişi kaldık
şunun şurasında?
Bir ben
Bir de beni bana sunan
yaslı çocuk.
Ç/im olmuş acılarımı
biçiyorum,
Gömülü dünlerimden
bihaber ahvalim,
Dokunuyorlar yaralarıma
aralıksız,
Muhatabım değil oysa
hiç biri.
Köfte dudaklı kadınları
da sevemedim gitti
Bir de içlerindeki
çığlığın
Dışa vurumu iken
yüreklerinin isi.
Siyahtan da haz etmem
Hâlbuki asaletin
rengiymiş,
Annem söyledi safça.
Ya şimdi?
Kombin yapıyorlar,
Siyah baş tacı,
Onlar da beyazı dışladı
dışlayalı.
Akça pakça hatunlar
kararmış,
Kalaylamak lazım
ruhlarını:
Kim bilir kim söyledi?
Kışın ortasında yaza
göz kırpıyorum:
Düşlerim her nasılsa
hala berrak,
Bari onları kirletmeseler.
Kayıplarımsa lacivert,
Artık kimin derdiyse
Ereceğim yarınların
yanına şimdiden çentik atan
Bir de bilseler ya;
O küçük kız çocuğunun
maharetlerini.
Deli fişek bir enkazım,
Ezkaza yağmura
tutulduğum.
Yan odanın gizemini
taşıyorum:
Yansız cümlelerim
Bir de göğe çizdiğim
resim:
Alı al, moru mor kayıp
imgelerim;
Derleyip ipe çizdiğim
Ölümle aşkı ördüğüm
Örtülü yüreğin zikri.
Portakal bahçelerini
özledim belki de
Görmediğim ülkelerin
prangalarını eskittiğim
Yine sair dilimde;
Tutunmaksa asil bir
imgeye
Delirdiğimin tek kanıtı
belli ki.
Alıngan cümlelerim
terledikçe
Alıntı bir aşka
içerledikçe
Alı al moru mor bir
kelam bekliyorum
Az sonra vahi ile
inecek bir de hikâye:
Kurgusu, titrek
ellerimin niyazı,
Dokunduğum kahramanım
Adını az sonra koyacağım
Hele ki konduramazken
Aşk tüten bir günü alın
yazıma.