Ben O'na hayranım diye boşuna demiyorum!
11 roman olmak üzere tam 40 kitap... 
Kolay kolay herkesin cesaret edemeyeceği, inanılmaz güzellikte hece şiirleri, çeşitli internet siteleri ve gazeteler için hazırladığı birbirinden güzel mesaj veren köşe yazıları, yaşadığı şehirlerde gerçekleştirdiği etkinlikler...
Dün akşam üstü aradım.Hem hal hatır sorayım hem de bir kitap basmayı düşünüyorum bu konuda fikrini alayım diye .
Ne olursa olsun her telefonu mutlaka açar ve uygun olmasa bile gayet kibar ''Ben seni birazdan arasam olur mu?'' diye kapatır, en kısa sürede mutlaka arar.
Bir kere bu çok takdir ettiğim bir yanı.
''Merhaba nasılsın?''
Yorgun ama son derece sevgi dolu bir sesle:'' Sağol canım. N'olsun işte her zamanki halim.''
O'nun her zamanki halini anlatmak istiyorum size.
Sabah erkenden kalkıp iki küçük evladını okul için hazırlar ve sevgiyle öperek gönderir.
O şevkatli,sevgi dolu bir anne! 
Aceleyle ama özenerek toplumdaki yerine ve görevine uygun giyinir, o kısacık süreyi kendince pratik yöntemlerle en güzel şekilde değerlendirir ve siz gün boyu şık,bakımlı bir hanımefendi olarak görürsünüz O'nu.
O çok başarılı bir öğretmen!
Okulda kısacık molalarda sosyal etkinlikler için telefon görüşmeleri yapar, randevular ayarlar,
İş çıkışı ise yapacağı etkinlikler için hazırlık amacıyla alışveriş prova zamanıdır.
Eve dönüş saati gelir ve her şeyi ardında bırakarak çocuklarına, eve koşar.Sanki onlardan çok uzun süre ayrı kalmış gibi her defasında sarılır defalarca öper, karınlarını doyurur.
Sıra çaya ya da kahveye gelir. İşte o zaman eşi dostu ile konuşur dertleşir ve her akşam mutlaka misafirleri vardır, onlar için bir şeyler hazırlar... 
O ve sevgili eşinin en sevdiğim yanları; bugün bir çok kimsede olmayan misafir perverlikleri. 
Öyle ki; hani eskilerde olurmuş ya, büyüklerimiz hep anlatır; Başka yerden gelmiş, buraların yabancısı...Mıknatıs gibi onları çekerler adeta ve ellerinden gelen yardımı yaparlar.
Dışı değişmiş olabilir ama içi hiç değişmemiş bu çiftin: tam bir Anadolu insanı onlar.
Fatma Çetin Kabadayı bazen 3-4 işi aynı anda yapabilme özelliğine sahip: yemek yaparken telefonda konuşur, bir elinde çay bardağı çay içer, minik oğluna ödevlerini yapmada yardım eder arada bir de aklına geldikçe açık olan bilgisayarında yeni romanı için bir kaç cümle yazar.
O'nun yazıları, şiirleri, hikayeleri, romanları öyle yalın öyle akıcı ki; 7 yaşındakinin de 70 yaşındakinin de anlayarak bir şeyler kazanacağı nitelikte eserler.
Bir şey daha var: Başka kitapları okurken gidişattan az çok romanın sonunu kestirebilirsiniz ama Fatma Çetin Kabadayı sizi hep yanıltır.
Yalın ifadeleri, kısa cümleleri sıcacık anlatımıyla okuyucuyu büyüler, esir alır ve kitap bitene kadar aklınıza gelmez zaten sonunda ne olacağını düşünmek çünkü her satırda mutlaka size ait bir şeyler bulursunuz. 
Yeni bir roman yazıyor hayırlı uğurlu olsun.
Bunun dışında seyahatler, imza günleri, radyo tv programları, söyleşiler...
24 saat O'na nasıl yetiyor anlamıyorum.
Yoruldunuz değil mi? 
Vallahi ben de öyle ama O asla yorulmuyor.
İşte bu yüzden soruyorum:
Fatma Çetin Kabadayı sen biyonik misin?

( Fatma Çetin Kabadayı Sen Biyonik Misin başlıklı yazı S.Karagöz tarafından 24.03.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.