Ulaşım her ülke de olduğu gibi bizim ülkemizde de zaman zaman sorun
olabiliyor. Bir çok şehrimiz de başta taksi, dolmuş, halk otobüsü, belediye
otobüsü olmak üzere çeşitli ulaşım araçları var. Çoğu zaman bu ulaşım araçları
şehrin trafiği için gerekli vasıtalar. Kalabalık bir şehir de yaşıyorsanız eğer
günün her saati bu araçları kullanma durumu hasıl oluyor haliyle. Çok kolay
binilen araçlar değil minibüs ve belediye otobüsleri ile halk otobüsleri...
Sabah erkenden, kargalar, kelebekler, çekirgeler uyanmadan kalktıysanız, bir
otobüse veya minibüse bindiğinizde koltuğa oturma şansınız da hayli fazladır.
Eğer ki on beş yirmi dakika kadar geç kalırsanız, büyük bir ihtimal ile ayakta
gideceksiniz demektir. Sadece ayakta olsa iyi, bir de itiş kakış, sıkış pıkış
olacaksınız bindiğiniz araçta. Burada yapılması gereken en önemli şey bir kere
ağırlık merkezinizi iki ayağınıza dengeli bir biçimde dağıtıp yere düşmemeye
çalışmaktır. En önemli düşme olayı da şoförler sert firen yaptığı zaman olur.
Tavandan asılan deri halkayı da sıkı sıkıya tutarsanız düşmeme olasılığınız
daha da artar.
Baktınız şoför bey çok lakayt bir şekilde araba kullanıyor, toriği çalıştırın
biraz canım siz de. Yanınızda ki hiç tanımadığınız arkadaşa ''Aslında ben fahri
trafik müfettişiyim, şimdi bu şoförün yaptığı bütün hataları tek tek defterime
yazıyorum, inince en yakın trafik birimine ileteceğim.'' dediniz mi, bunu da
sesli söyleyin ki şoför duysun mutlaka. Ondan sonra bakın bakalım kullanmasını
biraz düzeltiyor mu, düzeltmiyor mu? Bence her otobüs veya minibüs şoförü yutar
bu zokayı. Ayrıca fahri trafik müfettişleri kimlik göstermek zorunda da
değiller bildiğim kadarı ile...
Yaşlısınız, bindiniz, halk otobüsüne ya da bir minibüse. Delikanlılar da size
yer vermemek için ya uyuma numarası yapıyor ya da pencereden dışarı bakıyor. Bu
durumda ne yapmanız lazım? Hemen hastalık ayağına yatın, illa ki birisi
kalkacaktır ya da ''Ben Gaziyim yavrum.'' deyiverin, bakın hemen nasıl kalkıyorlar.
''Hani nerede amca gazilik madalyan derlerse de.'' Cevabı yapıştırın hemen
''Yavrum bu trafikte bu kalabalıkta gazi olmayan bir vatandaşımız var mı, illa
madalya mı olması lazım göğsümüzde?''
Benim otobüslerde en sinir olduğum şey magandaların ve kıroların bayanlara
sarkıntılık etmesidir. Ne yapılabilir bu konuda diye düşünüyorum. Ağır cezalar
tabi ki bir ölçüde caydırıcı olacaktır. Başka bir aklıma gelen şey de gripli ya
nezleli taklidi yapıp sık sık hapşu hapşu diyerek uyduruktan da olsa hapşırmak,
arada bir kağıt mendil çıkartıp da burnunuzu silmek, yanınıza gelecek
magandaları az da olsa geriye çekecektir. Ya da cep telefonunuzdan o anda bir
polis arkadaşınızı arıyormuş gibi yapın, cümle aralarında da ona ''Amirim,
amirim.'' diye hitap etmeyi de unutmayın. Bakın o zaman nasıl uzak duracaktır
sizden otobüs ve minibüs magandaları. Ben de ki de ne akıllar, şaşıyorum yahu
aklıma, niye hep ben düşünüyorum diye bunları. Hadi hepinize sevgi ve saygılar
benden yine...