"Kim de bir mü’mini kasden öldürürse, onun cezası, içinde devamlı kalmak üzere, cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, lânet etmiş ve büyük bir azab hazırlamıştır." Nisa süresi, 93. ayet


Allah Rahmet etsin, iki yıl önce, üniversite öğrencisi kızımız, evine gitmek için dolmuşa binmiş, minibüste başka yolcu kalmayınca, şoför ona taciz etmek istemiş. Kız ise, atasından öğrendiği, “Eline, beline, diline kızım sahip ol”, ahlakı içinde buna karşı koymuş ve sonuçta bıçaklanarak öldürülmüş ve sonra ise acımasızca yakılmıştır. Bu öylesine acı dolu dramdır ki… İnsanlar, istediklerini elde edemeyince karşısındaki insanı hunharca öldüreceğine, böylelikle delilleri yok edeceğine inanıyor ve öldürüyorlar da… Yukarıda bahsi geçen ayette bir insanı kasten öldürmenin karşılığı öbür dünyadaki ebedi cehennemde kalmaktır diyor yaratan. Peki, bunu yapan insan bilmiyor mu? Hayır bilmiyor. Ona sorsanız Müslüman’ım diyecektir de… İnsanlar, Allah’ın gazabından değil de, insanların gazabından, ayıplanmalarından korkuyorlar. Yaptıkları eylemlerin sonuçlarının hesabını yalnızca insanlara vereceklerini düşünüyorlar. Özgecan kızımızı öldürürken, onun ölümünü saklamak için, kendi üzerine yıkılıp ispatlanmaması adına yakılmasının sebebi de budur. Hâşâ, onun ölümünün nedenini, kanıtlarını sanki Allah bilmiyormuş gibi… O katil bir gün öleceğini, ölüm sonrası dünyadaki her yaptığından Allah’a hesap vereceğini düşünmüyor, tınlamıyor da… Bir kimse başka bir kimsenin kaderini değiştiremez, Allah’ın işine soyunamaz, asla…


Acı, bizler ne kadar üzülsek de düştüğü yeri yakıyor. Bu gibi yazıları, taziye mesajlarını okumaya, üzülmeye birkaç gün devam edeceğiz, sonra ise unutacağız. Nerdeyse 10 yıldır konuşulan Münevver Karabulut cinayeti ne kadar yazıldı çizdi basında. Münevver kızımızı katili öldürdükten sonra testere ile parçalara ayırarak çöp konteynırına atmış. Aylar sonran katili yakalandı, hapisle cezalandırıldı ve en sonunda hücresinde kendisini astığı! Ölümle sonuçlanan sonla, bir dramla sonuçlandı. Bu kadar konuşuldu, ama ders alınmadı. Eline tüfeğini alarak, eşini çocuklarını öldürdükten sonra kendisini öldüren kişilerin haberleri neredeyse her gün haber oluyor. Hatta dün, altmış yaşındaki bir baba iki çocuğunu zehirleyerek öldürüyor, sonra eşinin ve kendisinin canına silahıyla son veriyor. Bir aile telef oluyor bir anda. İnsan nasıl çocuklarına kıyar, eşine kıyar, kendisini nasıl öldürüp intihar eder, anlamak mümkün değil, asla….


En son Özgecan cinayeti ile görülüyor ki, ne yazık ki bu tür acı olaylar son olmayacak. İnsanların bu vahşiliğini, kendince karar verdiği hukukunun önüne geçilmesi için acil yollar bulunmalıdır. Toplumda ahlaki sistemin yeniden canlandırılmasının gereği açıktır. İnsanların başkalarına saygı duydukları-kul hakkına sebep vermeyecek paylaşımlardan kaçınmaları, adaletin hakim olduğu yeni bir Türkiye ortamı sağlanmalıdır. Herkes yaptığı işlerde başkasının özgürlüğünü kısıtlayacak eylemlerden kaçınmalıdır. Kişi alkol alıyorsa, aldığı alkol ile çoluğuna çocuğuna ve çevresine zarar vermemelidir gibi…


Ben çocuğumu devlet okuluna gönderemedim. Her türlü pislik, çeteler, kötü alışkanlıklar buralarda yaşanıyor. Öğretmenlerin çoğunun çocuklara iyi bir eğitim verme gibi lüksleri yok. Ebeveyn zaten, çocuklarıyla uğraşacak zaman bulamıyor. Okullarda bunu yapamıyor. Eğitimsiz kalmış bir nesil hızla yetişkinliğe adım atıyor. Ne dininden, ne ahlakından, ne de vatanından habersiz, gününü kurtarmaya bilinçlendiriliyor. İçimden idam cezası yeniden verilse diyorum. Ama bu eğitimsizlikle o idamlarda, bunlardan vazgeçirmez diyorum, içten içe.


Son kelam diyorum ki, bilinçli ve dindar bir nesil yetiştirmedikçe, kimse kimseye adalet vermeyi istemedikçe, ahlaksızlık artacak ve maalesef bu gibi acı görüntüler devam edecektir. İdam cezası tek başına çözüm değildir. Bu topluma atalarımızın geleneksel ahlakını inşa edecek acil bir eğitim sistemi tesis edilmelidir. İnsanlar para kazanmaya değil, ahlakı ve şerefiyle yaşamaya devam edeceği bir toplum oluşturmaya heveslendirilmelidir. Paranız çok olabilir ama eğer yaşadığınız yerde emniyetiniz konusunda şüpheleriniz varsa, evinize hırsız giriyor, çocuklarınıza tecavüz edilip öldürülüyorsa, paranın ne önemi var ki… Yaşamaya nefes alamadığınız çevrede, öğretmen, doktor, mühendis olmanın, mucit olmanın size ne faydası olabilir ki!


Saffet Kuramaz

( İki Yıl Önce İşlenen Özgecan Cinayeti Ve Düşündürdükleri başlıklı yazı safdeha tarafından 16.02.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.