* Ne Kıskançsın be Kaptan *

Kaç yolcumuz var dersin, Kaptan
söyle, hangi kente yol alacağız
sana söz
İstanbul'a vardığımız da, ilk işimiz
liman meyhanelerinde demir atmak olacak
hey garson! diyeceğim
doldur kadehleri, çal bir şarkı  
bu şehrin balıkçılarını da çağır masamıza
sarhoşlarla kolkola gezelim sabahlara kadar.

Ne kıskançsın be kaptan
bak, çoğalıyor Boğaz' da ki sis
bu saatten sonra, hangi esmer, hangi sarışın, uğrar buraya
hangi yağmur, hangi rüzgâr, okşar saçlarımızı
hadi gel kaptan, bu kentin meyhane anılarını
sana bırakıyorum, ve ben ayrılyorum 
sen keyfine bak, sakın gelme arkamdan.

İçimde, bir ses diyor ki saçlarında kurdelesi
üsküdar'lı bir kız,
kuzguncuk vapur iskelesinde, bir telaş içinde
ellerini tutar gibi  yüzüme sürüyorum
hüzünleniyor yüreğim, öptükçe
(hep böyle başlar ya, devlerin aşkı)

Marilyn Monroe, Zeus'un tapınağında
yalvarışların zamanı geçti, bulutlar indi çoktan...
her sürgün yeni bir ayrılık, yeni bir başlangıç
geçmişten utanarak, geleceğe bakan bir çocuğum
ya siz?
ey sırasını unutup, gelen günbatımları.

Nuri Dağdelen
Özdere-İzmir


Not: Güzel yorumuyla, şiiri seslendiren Derya Kaya, Nağmeler programın değerli spikerine
sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.


( Ne Kıskançsın Be Kaptan başlıklı yazı Öz tarafından 11.02.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.