Bir zamanlar hukuk, adalet tekti,
Dürüstlüğün
tirajı çok yüksekti,
Gönüllerden
sevgi, güven el çekti,
Bütün
vicdanları korkular sardı.
Mevki,
makam kundaklarda belendi,
Ahde
vefa, yarışlarda elendi.
Gece,
serkeşlerce kelepçelendi,
Gündüzü
kâbuslar, uykular sardı.
Saldık
Ummanları tel kafeslerden,
Ne
tablolar yaptık biz nefeslerden,
Ürktük,
burnumuza gelen seslerden,
Kulakları
aymaz kokular sardı.
Kiminin
karnı aç, kimi doymakta,
Gücü
yeten, yetmeyeni soymakta,
Sadakat
kalmadı evde, oymakta,
Toplumu
çok ciddi kuşkular sardı.
Özü,
sözü bir olanı yereriz,
Çıkar
için her boyaya gireriz,
Kalpler
arasında duvar öreriz,
Gönlümüzü
ifrit duygular sardı.
Kız saçını usturayla kazıtır,
Oğlan
ise beline dek uzatır,
Kaynanası
sus pus, gelin azıtır,
Arzı
dehşet dolu olgular sardı.
Heyhat,
Yanık Ozan, değişti beşer,
Herkes
birbirinin kuyusun eşer,
Yüreklerde
kazan kazan aş pişer,
Mideleri
ise tutkular sardı.
6 Mayıs 2007/ Akyazı
Muhammet AVCI