Sıkıcı bir sağanağın ortasındayım. Ortasından bölünmüş bir elmadan nice halim. Çürük isyanlar ve vebali nice çekirdek düş, düşsel yetilerimin mekanizması bir düş’üş belki de hiçliğimi haykıran ve esefle adımı haykıran kırık sarnıç.

B/üzüldüğümden değil yüreğime kaynak yaptığım acılar bilakis ürkünç aryalar söyleyen yeryüzü cinleri üstelik iki ayağının üzerinde yaptığı patinajlarla aklımı alan.

Sıradan olmadığımı biliyorum en azından öyle diyorlar yine de ayrımcılığında insanların bilfiil duyuyor ve görüyorum.

Evet, isyanlar şu insan ırkının asla gerisin geri ifa etmekte zorlanmadığı yine de ertesinde tövbe edip yeniden küfre ve kahra yüklendiği. Annemin dediği gibi…

Evet, benim de bir annem var ama çok yaşlı ve aksi diyemesem de oldukça geri fikirli. Babam gittikten sonra iyice değişti huyu suyu: Önceleri az da olsa çıkardık lakin o gidince-ki nereye gittiğini de söylemedi ama-evet, o gitti ve biz eskiye bir perde çektik. Amcalarımdan biri-adını unuttum zira o kadar çok eve girip çıkan amca var ki-bana demediğini bırakmadı ve annem nasıl da kızıp bağırdı ona ve bir daha da gelmedi eve, eli kolu dolu. Zamk… Zamk dedim, değil mi? Evet, zamk sürmüştüm bir gün kedimin kopan kuyruğuna. O gün de annem kıyamet koparmıştı ve hışımla telefon etti bir yere ve kırmızı bir araba geldi, aldı beni götürdü. Kırmızı idi araba ama içi berbat kokuyordu. Sonra koluma iğne yaptı elma yanaklı gençten bir kadın. Hemşire olduğunu söyledi ve tatile götürdüklerini beni. Neyse… Velhasıl vardığımızda hava çok karanlıktı ve götürüldüğüm odada elimi kolumu bağladı iki iri yarı adam. Biri nasıl da benziyordu annemin misafir ettiği amcalara. O da aynı şeyi yaptı: uzandık kulağıma ve fısıldadı:’’Sen çok farklısın çok hem de…’’dedi ve gitti ve o gece dua ettim gelmesin diye: tıpkı evde de amcalar odama gelmesin diye ettiğim gibi. Neyse ki duyuyor Allah baba da, odamın kapısını kilitlemesem bile gelen giden olmuyor ama… sadece bir kez kurcalandı kapım sonra annemin ağladığını duydum ve çok büyük bir gürültü koptu annemin yatak odasından sanırım cam kırılmıştı neyse… zaten uyumuşum sonra.

Annem bana özel bir karışım veriyor amcalara sofrayı hazırlamazdan önce ve içip mışıl mışıl uyuyorum. Bir gün sordum içinde ne olduğunu ve beş parmağının izi çıktı annemin. İki gün şiş dolaştım derken geldi yanıma ve aynen şunu dedi:

‘’Beni yalnız biliyor o amcalar.’’

‘’Neden benden haberleri yok peki?’’

‘’Büyünce anlarsın. Şimdilik sen uyu onlarla işim bitene kadar.’’

Neyse unuttum bile hem çok da gereksiz onların beni bilmesi yoksa onlar da anlayacak benim sıra dışı olduğumu.

Bir gün sordum anneme:

‘’Neden farklıyım?’’

Farklı olmadığımı söyledi annem ama özel olduğumu ve güzel de… Sahi, güzel miyim ben?

Mesela annem çok güzel bir kadın ve saatlerce aynaya bakıyor. Bir gün ben de gidip odasına bakmak istedim yine beş parmağının izi iki gün kaldı yüzümde. Nereden mi biliyorum çünkü kaşığıma bakınca görüyorum gerçi annem bunu bilmiyor ama…

Anneannem eskiden sık gelirdi bize ve hep derdi anneme:

‘’Bakma şu aynaya. Delireceksin. Hem çok daha başka sakıncaları da var…’’

Zaten sonra gelmez oldu. Önce babam gitti sonra amcalar gidip gelmeye başladı ve anneannem de terk etti bizi. Annemin dediğine göre; bizi silmiş. Silmek ne demek ki? Silgimle sildiğim gibi mi, hani şu yazdığım sayılar ama sadece birden beşe kadar…

Beşten sonrası yok. Anneme sordum: ‘’Bu kadar mı?’’ diye ve elinin beş parmağını gösterdi:

‘’Sadece beş.’’

Babam yanımızdayken bana söz vermişti en iyi okullarda okutacağını ve derken rahatsızlandı. Sonra azıcık iyileşti ama bu sefer de ben hastalandım. Annemin dediğine göre çok ateşlenmişim ve o yüzden böyle sıra dışı olmuşum…

Bir haftadır uyuyorum ve hala elim kolum bağlı. Gençten bir kadın geliyor, ağzıma tıkıştırıyor ekmeği sonra da çekip gidiyor bazen de su içmek için sesleniyorum ve o iri kıyım adam geldi iki üç kez su içirmeye. Aptal adam bir de suyu üstüme döktü ve ıslandı her yerim. Sonra da elbiselerimi çıkardı. Çıkarış o çıkarış. Allah’tan doktor amca geldi de elbiselerimi giymemi söyledi. Meğer yırtılmış üstüm başım ama fark etmedim ben sanırım uyuya kalmışım. Ve adamı bir daha da görmedim.

Doktor amca diğer amcalara benzemiyor. O kadar sessiz ve iyi huylu ki. Sordu bana:

‘’Saymayı biliyor musun kızım?’’

‘’Beşe kadar’’ dedim.

‘’Ya sonrası?’’

‘’Gerek yokmuş.’’

‘’Kim dedi?’’

‘’Annem.’’

‘’Annen nerede?’’

‘’Evde.’’

‘’Başka kim var evde?’’

‘’Amcalarım.’’

‘’Annenin kaç kardeşi var?’’

‘’Hiç.’’

‘’Ya, o adamlar kimin nesi?’’

Sordu da sordu ama cevaplarımı da beğenmedi zahir. Gitti.

Ertesi sabah yeniden geldi. Ve anlatmaya başladı:

‘’Artık yeni bir hayatın olacak.’’

‘’Babam mı döndü?’’

‘’Aslında…’’

‘’Annemi özledim.’’

‘’Emin misin?’’

‘’Bir de annemin odasındaki aynayı.’’

‘’Neden?’’

‘’Benim hiç aynam olmadı.’’

‘’Ama olacak bundan sonra.’’

Yaşasın, demek ki annem odama ayna almış…

‘’Lakin annen olmayacak yeni yuvanda.’’

‘’Neden?’’

‘’Çünkü uzun bir yolculuğa çıktı ve bu senin için gerekliydi.’’

‘’Ben annemsiz ne yaparım?’’

‘’Asıl annenle nasıl yaparsın?’’

‘’Anlamadım doktor amca.’’

‘’Şimdi seninle güzel bir yolculuğa çıkacağız ve sana yeni kıyafetler alacağız ve…’’

‘’Bir de aynam olacak mı?’’

‘’Olacak ve arkadaşların da olacak.’’

‘’Ya amcalar?’’

‘’Onlar asla olmayacak ve sen her gününü huzurlu geçireceksin.’’

‘’Ya saymayı öğrenecek miyim tabii ki beşten sonrası varsa…’’

‘’Olmaz mı? Ayrıca çok da mutlu olacaksın.’’

‘’Ben…’’

‘’Dinliyorum canım: Sen ne?’’

‘’Ben farklı mıyım ve sıra dışı?’’

‘’Buna sen karar vereceksin hele ki gittiğin okulda öğrendiklerinle büyüdüğünde ve yeni bir birey olduğunda.’’

‘’Odamın kapısını artık kilitlemesem de olur mu doktor amca?’’

‘’Tabii ki de olur çünkü senin yuvan artık orası.’’

‘’Bir de…’’

‘’Bir de ne?’’

‘’Bir gün siz de silecek misiniz beni annemin ve babamın sildiği gibi? Aslında ben de silmek istiyorum ama sadece annemi…’’

‘’Asla canım asla. Sana söz veriyorum.’’

‘’Beş rakamını hiç sevmiyorum en çok da onu silmek istiyorum hele ki annemin beş parmağının izi günlerce geçmezken her vurduğunda. Beşi atlasak olur mu?’’

( Beş... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 20.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.