Canından bezdiriyorlar;

Bir şiltenin yamasına gizlenmişler

Kanatsam yüreğim gibi masum

Gözlerim gibi fersiz dolunayda

 

Karla kapatsam üstlerini suya gömsem izlerini

Çağıldayan gönüllere bir meyhane bozasında

Şıralaşsa ellerim/

 

Ellerim nasır

Ellerim yeni yetme

O gözü çığasıca parmağım

Belki de ayıplı işaretler ölçüyor

Ölçüyor da insanın bazen

Terazisi yan çizer

Kefesi boştur

Boşluğun…

 

Artık onlarda mutasyonda

Geçende Fatma emenin oğlu

Deli hat çanın mor güllü fistanından tutmuş

Keneli parmaklarımı yüreğine geçire cem diye

Ah ki ne ah/

Buralar yaşanmaz oldu

Buralar kör kuyu/

Gitmek bir heybenin nakışlarında

Yolların gözü bende evrilir…

 

Geçen günde Ayşe ninenin ineğine dadanmışlar

Eti lezzetli geldi zağar hayvanı bir güzel didiklemişler

 

İlacı varmış ilacı;

Kelin merhemi olsa diyesim var

Yorgo’nun şu gâvur icadı ilacı

Sürünce kaçıyormuş soykalar

 

Kalp ısırığı zordur

Bir gönül’e tuğla örmek

İyileşmez kalp yarası

İyileşmez aşk yarası/

Kanar durur…

 

Durur da keneler taşır bir yarayı

Kendi kabukları dolsun diye

Kandan…

 

Isırık izlerinde/

 

( Kene Isırığı başlıklı yazı prens tarafından 17.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.