ŞİİRİN HİKAYESİNDEN
ÖNCE BİR MESAJ:
Sevgili Fikret Kardeşim
Sen bana, ben
sana..Bu ne zamana
kadar devam edecek?
Atışma iyi, güzel, hoş
da belli bir
noktadan sonra site
sakinlerini de baymaya
başlar. Yani her şeyi
tadında bırakmak gerekmez
mi?
Tabii böyle deyince
‘’ Sami Hoca
yoruldu’’ Diye düşünülebilir. Kabul etmeliyim
ki evet yoruldum.
Ama söz konusu olan
atışma olunca benim
ölüm bile hortlar
yazar bir şeyler
mutlaka.
Konu yorulmaktan ziyade kendimizi köreltmekle
ilgili.
Yani diyorum ki
ne kendimiz için
ne de site’ye
şiir okumak üzere gelmiş insanlar için
sıkıntı olmayalım. Ayrıca şiir demek sadece atışma demek değildir.. Her gün bir atışma, bir ya da iki de başka şiir yazarsak insanlar bu kadar şiiri okumazlar. Oysa şiirlerimizi okunsunlar diye yazıyoruz.
Naçizane tavsiyem bu.
ŞİMDİ, DE ŞİİRİN
HİKAYESİ
Sami taşlamış yine bulamamış gediği
Yeniden dişi çıkmış yapamamış hediği
İmdat istemiş ama çalamamış düdüğü
Bu şair neyin nesi bakalım mı burcuna
Heleee
Sen beni yenemezsin selam söyle Adem'e
Anlı şanlı neferim hele bak şu kıdeme
Yazıp da dediklerin ağrı vermez mideme
Neyini eksik koydun çakalım mı harcına
Bak bak bak bak
Senden alacaklıyım daha çok yazmalısın
Her gün uyumak olmaz arada sızmalısın
Bu kadar bana yetmez daha da kızmalısın
Ele tüfek alıp da çökelim mi borcuna
Vay vay vay vay
Böyle olmuyor beyim ya istiklal ya ölüm
Gönlümü eğlendirir sanırsın ki bu zulüm
Biraz hareket lazım daha uzadı dilim
Sessizlik meydanına dikelim mi curcuna
Heleee
Sıkılmıştın dünyadan sana ne çok yaradım
Haşlama taşlamayla saçlarını taradım
Baharat dükkanında acı tatlı aradım
Seni tuz buz ederek ekelim mi tarçına
Bak bak bak bak
Muhabbet bülbülleri içine olmuş yara
Garip Fikret ne yapsın kara şu bahtın kara
Topla tası tarağı veda et bu diyara
Yatağı yorganını dökelim mi hurcuna
Vay vay vay vay
Çok mu çattım BİBERO bardağı mı taşırdım
İnciyim bu alemde çok mercanlar pişirdim
Meydanlardan ebedi atıp silip süpürdüm
İnciyi sağ bırakıp sıkalım mı mercana
Heleee
Ya sabır demen lazım böyle büyük ozana
Bayılırım vallahi senin gibi kızana
Yetişemezsin billah ÜNALAN'ın hızına
Hiç değilse tespih çek çekelim mi narçına
Bak bak bak bak
Mehmet Fikret ÜNALAN
BU DA
CEVABI:
Anlaşılan bizim sopa az geldi.
Ustasından biraz daha ders ister
Tavuk sanmış idim lakin kaz geldi
Yolup da asayım şunu ters ister.
Gezme dedim hep avara avara
Tokat yeyince başladı havara.
Kafasını güm güm vurur duvara.
Bazı kez de vurmak için örs ister.
Cetvelimin hem gurme hem düşkünü
Durduk yerde bana çattı kış günü.
Bu Allah’ın divanesi, şaşkını,
Koca kurdu kart horozdan tırs ister.
Şeytan diyor zehir zıkkım içirem
Üfleyerek toz edem de uçuram.
Yalınayak meydanlardan kaçıram.
Bir - sıfırdan anlamadı mars ister.
Aşıklığı zannediyor körebe
Ustasına kafa tutuyor bebe
Gam yemezdim bilse idi alfabe.
Ben A derim o inatla mors ister.
Bilemedim nedir bunun uyruğu.
Hiç dinlemez ferman ile buyruğu.
Oysa elimdedir artık kuyruğu.
Hal böyleyken arma ister, fors ister.
Karşısında gördüğünde aslanı.
Rengi bomboz oldu da gitti canı.
Yardım diye dolaşıyor ormanı.
Ordusuna ayı ister, pars ister.
Ensesine iki sille vuralı.
Gördü o da kim alemin kralı.
Kaçar iken koydu
geçti Turhal’ı
‘’Erzurum da yetmez’’ dedi, Kars ister.
Saçlarını tarar iken tırmıkla
Etlerimi didikledi cırmıkla.
Helvasını kardım gayrı irmikle.
Bilemedim ki zavallım kurs ister.
Sami der ki çomak soktum çarkına
Öldü ama
varamadı farkına.
Gelin gayrı yedisine,
kırkına.
Atışma dediğin biraz hırs ister.
Not: 1- Bu şiir aslında daha önce özelde başka bir şair arkadaşa, genelde ise benle aşık atmaya kalkan tüm şairlere hitaben yazılmış bir şiirdi. Az bir değişiklikle bir kez daha yayınlıyorum.
2- Benden bu kadar...