Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 2.01.2017
Okunma Sayısı : 3491
Yorum Sayısı : 3


2017  yılına   maalesef  kanlı  bir  şekilde  girdik  ki  İstanbul-  Ortaköy’de  Reina  adlı  gece  kulübünde  yaşanan  katliamı  artık  duymayan  kalmamıştır  sanırım.

İsim  olarak  çok  bildiğim  ama  görmüşlüğüm  olmayan  bir  mekan  Reina…İstanbul’un  ve  Türkiye’nin jet  sosyetesinin  mekanı olan  bir  yer.  Yılbaşı  gecesi  orada  yediyüz  insanın  bulunduğu  söylendiğine  göre  demek  oluyor  ki  oldukça  büyük  bir  mekan.  Hatta  bir  iskelesi  bile  varmış.  Bazı  müşterileri  yatlarla  veya  deniz  araçlarıyla  gelirlermiş  oraya.  İki  sene  önce  de  bir  öğrencim  orada  çalışıyordu.

Her  neyse..İşte  bu  gece  kulübüne  gelen  gözü dönmüş bir  cani  uzun namlulu  bir  silahla  önce  kapıdaki  polisi şehit  ettikten  sonra  güvenlik  görevlisini  de  öldürüyor  ve  içeri  giriyor.  Sonra  da  içeride  tam  bir  katliam  yapıyor.  Bu  katliamda  otuz  dokuz  kişi  ölüyor,  altmışın  üzerinde  de  yaralı  var.

Otuz dokuz  kişiyi  öldürüp, altmışın  üzerinde  insanı  yaralamak  için en  azından  bu  katilin  400- 500  kurşun  sıkması  gerekir.  Çünkü  tarama  yapıyor.  Peki  en  baba  silahın  şarjöründe  kaç  mermi  olur? Beş yüz  mermi  sıkacak  bir  silah  sanmıyorum  ki  var  olsun.

Peki  neden  ille  de  beş  yüz  mermi?  Çünkü   bu  adam  hiç  mi  boşa  kurşun  sıkmadı.  Tek  tek  atışla  öldürmediğine  göre  kurşunlarının  büyük  bir  bölümünün  sağa  sola  saplanmış  olması  gerekir.  Ayrıca  ölenlerin  hepsi  de  tek  kurşunla  ölmedi  sanırım.  İşte  o  bakımdan  bir  hayli  kurşun sıkmış  olması  gerekmez  mi?

Peki  hem  uzun  namlulu  bir  silah,  hem  de  beş  yüz  civarında  kurşun  toplamda  kaç  kilo  eder?  Yani  bu  katil  kaç  kiloluk  bir  ağırlık  üzerinde  olduğu  halde  o  mekana  geldi.

Kısaca  bu olay  tek  kişinin  işi  olacak  bir  olay  değil  derim  ben.  Ancak  anlatılan  o  ki  eylemi  tek  kişi  yapmış.  Yapan  her  kim  ise  oldukça  soğukkanlı  ve  profesyonel  bir  katilmiş.  Çünkü  onca  insanı  öldürdükten  sonra  üzerindeki  kıyafetleri  değiştirip  başka  bir  kıyafetle  sanki  müşteri  gibi  o  da  mekandan  koşarak  çıkmış.

Bir  başka  husus  mekan  sahibinin  ‘’  ABD  (  Hatta  doğrudan  CIA )  beni  bir  saldırı  olacağı  konusunda  uyardı’’  demesi.   CIA  neden  bir  şahsı  uyarır  da  direkt  Emniyeti  uyarmaz?

Bütün  bunlar  inşallah  ortaya  çıkarılacak. Ancak  benim  üzerinde  durmaya  çalıştığım  ana  konu  bu  değil.  Ana  konu  bu  katliamın  faturasının  - Pek  çok  olayda  olduğu gibi-  İslama  kesilmiş  olması.  İslam  ne  alaka  peki?  Efendim  bu  katliamı  yapan  hain  yaratık  güya  insanları  tararken  tekbir  getirmiş.

‘’Eee..Ne  olmuş  tekbir  getirmişse’’ Demiyoruz  artık. Direkt  yapıştırıyoruz:  İslami  Terör…İslam  Dini  Adına  Katliam…

İşte  burada  aklıma  bir  fıkra  geldi.  Her  ne  kadar  böyle  bir  katliamı  anlatırken  pek  de  uygun  düşmese  de  konuyu  izah  edebilmem  için  bu  fıkrayı  anlatmam  lazım  ki  bilindik  bir  fıkradır.

Almanya’da  bir  Alman,  Türkler  gibi  kurban  kesmeye  niyetleniyor  ve  bir  koyun  alıp  bunu  kesecek  birilerini  arıyor.  Derken  yaşlı  bir  adam  bulup  koyunu  kestiriyor  ama  yaşlı  adam  kesme  işi  bittikten  sonra  deri  yüzme  işini  yapamayacağını,  çok  yorulduğunu  söylüyor.  Alman  ‘’ peki  deriyi  kime  yüzdüreceğim’’  Deyince  yaşlı  adam  ilerideki  bir  mescidi  gösterip  ‘’  Oraya  git.  Caminin  hocası  sanırım  yüzer’’  Diyor.  Alman  elinde  kanlı  bıçakla  mescide  dalıp  ‘’  Hoca  kim’’  Diye  sorunca    cemaat  korkuyor.  Hepsi  birden  dehşet  içinde  hocayı  gösteriyorlar  ‘’ O ‘’ diye.  Hoca  hemen  atılıyor  ‘’ Ulan  şurada  iki  rekat  namaz  kıldırdık  diye  hemen  hoca  mı  olduk?’’

Ortaköy  katliamındaki katil  de  ‘’  Allahu  ekber’’  dedi  ya (  Ki, dediğini  de  bilmiyoruz  aslında)  hemen  Müslüman  oldu. Öyle  olunca  da  bu  terör  saldırısı insanların  yaşam  ve  inançlarına  yönelik  bir terör  saldırısı  oldu  çıktı.

Peki  olamaz  mı?  Yani  gerçekten  de  bu  katil  yılbaşı  gecesinden  neredeyse  bir  ay  öncesinden  başlayan  yılbaşı  kutlamalarına  karşı  kampanyalardan,  söylemlerden,  din  adamlarının  vaaz  ve  nasihatlarından  etkilenerek  böyle  bir  cinayeti  yapmış  olamaz  mı?

Olamaz. -  Şeytani  de  olsa-  müthiş  bir  zekaya sahip  olan  bir  katil eğer  yılbaşı  kutlamalarına  karşı ve  kendisi  aşırı  İslamcı  olduğu  için  böyle  bir  cinayeti  işlemiş  olamaz. Çünkü  Reina  denen  o  mekana  yerlilerden  daha  çok  yabancıların  geldiğini,  yabancıların  ise  yılbaşını  zaten  kutladıklarını  bilir.  Yani  hedefi  yılbaşı  kutlayan  yabancıları  değil,  Müslümanları  öldürmek olması  gerekmez  mi?

Yılbaşı  gecesi  içinde  Türk  ve  Müslümandan  daha  çok  yabancıların  bulunduğu  bir  mekanda  katliam  yapmak  yerine  mesela  Ramazan  ayında  açık olup  içinde  - Nüfus  cüzdanına  göre  Müslüman -  olan  insanların  bulunduğu  bir  mekanı  taraması  beklenmez  mi  böyle  bir  katilden?  Ama  böyle yapmıyor.

Neyse…Diyelim  ki  bu  caninin  düşünce  yapısı  ve  psikolojisi  çok  farklı. Kemal  Kılıçdaroğlu’nun  sorduğu  soruyu  işte  tam  burada  sormak lazım :  Katil  onca  mermiyi ve  silahı  nereden  buldu?  O  katile  o  silahı  ve  mermileri  kim  verdi?

Efendim,  bu  gün  dünyanın  gözleri  önünde    tekbir  getirerek  kafa  kesen,  insanları  diri  diri  yakan  sapıklar  yok  mu?  Var  elbette.  En  belirgin  misal  de  İşidciler.

Bu  katil  İşidci  olamaz  mı?  

Büyük  ihtimalle  öyledir?

İşidciler  ‘’Allahu ekber’’  Diyerek  kafa  kestiğine  göre  bu  katliam  bir  İslami  terör  değil  midir?

İşte  asıl  soru  bu.

En  son  yazdığım  yazımda   bir  cinayetten  bahsetmiştim.

Adam  karısıyla  tartışıyor.  Sonra  kadını  öldürüyor;  ardından  evinin  balkonuna  çıkıyor  ve  ‘’Allahu  ekber’’  Diye  tekbir  getirip  kendini  aşağı  bırakıyor  ve ölüyor.  İşte  bu  olay  ne  kadar  bir  İslami  cinayetse  Ortaköy  katilinin  ya  da  İşid  katillerinin  yaptığı  cinayetler  de  o  kadar  İslami  bir  katliamdır.

Hz.  Ali’yi  ‘’  Hüküm yalnız  Allah’ındır  ya  Ali’’  Diyerek ve  ‘’  Allahu  ekber’’ deyip  tekbir  getirerek   katleden  İbn-i  Mülcem  ne  kadar  Müslümansa,  o  katliamı  ne  kadar  İslam  dini  adına  işlemişse  Ortaköy  canisi  ya  da  İşid  katilleri de  o  kadar  Müslümandır.

680  Yılında  Hz.  Hüseyin’i  ve  ailesini  katleden,  683  yılında  ise  Harre olayı  dediğimiz  katliamda  Kabeyi  mancınıklarla  taşa  tuttuktan  sonra  binlerce  Müslümanın  kafalarını  kestirerek  veya  kaynar  kazanlara  atarak  katleden  Yezit  ne  kadar  Müslümansa  Ortaköy  canisi   ve  İşid  katilleri  de  o  kadar  Müslümandır  ve  yaptıkları  İslam  ile  bağdaşır.

Gerçek  Müslüman, yılbaşını  kutlayan  Müslümanı  tenkit  edebilir,  ayıplar,  ona  bir  kaç  söz  de  söyleyebilir  ama öldürmez,  canını  incitemez. Yabancılara  yani  gayrimüslime  hiç  bir  şey  deme hakkına  bile  sahip  değildir  bırakın  öldürmeyi.

Ortaköy  canisi  eğer  bu  katliamı  İslam  adına yapmış  ise  sormak  gerekir:  Bu  cani  Sultan  II.  Abdulhamit’den  daha  mı  Müslümandı ?  Çünkü:

Padişah II.  Abdülhamit bırakın  gayrimüslimleri  yılbaşı  kutluyor  diye  cezalandırmayı  tam  tersine  1893 yılında "Yılbaşı Yortusu" dolayısıyla Rum ve Ermenilere para vermiş, her iki patrikhane de Padişah'a teşekkür mektupları göndermişler ve bu mektuplar Sadrazam Cevat Paşa tarafından Mabeyn Baskitabeti'ne 4 Ocak 1893'de arz edilmiştir. Dahası  19.2.1318 (1902) tarihli bir iradeden (  padişah fermanından ) bunun alışılagelmiş  bir uygulama olduğu ve her  Noel  ve  Paskalya'da, Noelin  ve Paskalya'nın girişinden önce verildiği anlaşılmaktadır. (  kaynak: 1- Başbakanlık  Osmanlı  Arşivi Irade-i Hususiye Kataloğu 1318. Genel No: 88~, Husus! No: 29
2---4 Sefer 1320 (1904) tarihli irade-- BOA; Irade.i Hususiye Kataloğu 1320. Genel No: 742, Husus! No: 9.)

Ayrıca  yine  Sultan  II.  Abdülhamit’in  1896  yılında  İstanbul-  Beyoğlu’nda  Madam  Flora  adlı  bir  terzinin  evinde  (  Modacı )  süslenmiş  bir  yılbaşı  çamının  altında,  evlatları  ve  eşi ile  birlikte  yılbaşı  kutladığını  hatta  madam  Flora’nın  kendisine hediye  ettiği  robdaşambr  için  teşekkür  ettiğini  biliyoruz.( http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=149006 )   O  zaman  sorarım.  Abdestsiz  bir  tek  adım  atmadığı  söylenen  II.  Abdülhamit’ten  daha  mı  Müslümandı  bu  hain  katil?

Kısaca…Bu  katliamı  getirip  yine  İslamın  üzerine  yıkmaya  kalkmasın  hiç  kimse. 

Rabbim  bu  katliamda  ölen   Müslüman  ya  da  gayrimüslim  herkese  rahmeti  ve  merhameti  ile  tecelli  eylesin.  Alçak  teröre  bir  kere  daha  lanet  olsun..Her  kimden,  her  ne  taraftan  gelirse  gelsin  Teröre  lanet  olsun…İbni  Mülcemlere,  Yezit  ruhlulara  lanet  olsun.

2017 yılında  başka  katliamlar  ve  acılar  yaşamamamız  dileklerimle  tekrar  tüm  milletime  baş sağlığı  dileklerimin  yanı  sıra  daha huzurlu  daha  nice  yıllar  temenni  ediyorum.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
NOT:  Yazıyı  yayınladığımda  ''İşte  Reina  Katilinin  resmi  diye  yayınladığım  net  bir  resmin  katliamı  yapan  kişi  ile  hiç  bir  ilgisi  yokmuş.  Katilin  en  net  resmi  yukarıda  yeniden  tarafımdan  yayınlanmıştır.




( Cani Tekbir Getirmiş ! başlıklı yazı Sami Biber tarafından 2.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.