GAZİANTEP'İN KURTULUŞU VE ŞEHİTLERİMİZ

 

 

 Ahmet AYAZ

Gaziantep Güneş Gazetesi  29 Aralık 2016-12-28

……………………………………………………………

 

       Gazi Şehrin Kurtuluşunun 95 Yıldönümü, Şehit Polis Memurumuz Ufuk Bozgeyik kardeşimizin de Mevlüdü Şerifine denk geldi. Tahmazoğlu Camii de okunan mevlüdü şerifde Tahmazoğlu Camii İmam Hatibi Mehmet Hoca, Mehmet Ali Çelik, Ramazan Çaldıran, Mehmet Akgöz,  mevlüdü şerif öncesinde orada  bulunan  büyük bir topluluğa ayrı ayrı seslendiler. Fakat mevlüdü şerifin bitiminde, Raif Bozgeyik Hocamızın konuşması, kendisini de, dinleyenleri de çok derinden etkiledi. İnanın gözyaşlarımızın dökülmesine bir türlü engel olamadık. Ben Raif Bozgeyik Hocamızın oradaki konuşmalarını burada dile  getirmeyi çok isterdim. Ama ola ki konuyu anlatırken bir yanlışa girerim diye korktuğum için söz edemiyorum.

       Gazi şehrimiz kurtuluş savaşında 5317 şehit vermiştir. Arap’ı ile, Türkü ile, Kürt’ü ile, vs, Çok değerli dostum Dr. Ahmet Çevik, 678 sayfalık “TUTSAK YOLLAR” adlı romanın da, Antep  Savunmasını bütün çıplaklığı ile anlatmış. Okurken ağlamamak mümkün değil, yaşanan günlerde, çekilen sefalete.  Gençlerimiz lütfen bu kitabı okusunlar  da Gazi Şehrin neler çektiğini yakından bilsinler. Birlik ve beraberliğin nasıl yaşandığını görsünler. Hal böyle iken, peki bugün bize ne oldu da, kendi ülkemizdeki, kendi insanlarımızla savaşarak, polisimizi, askerimizi şehit ediyoruz. Şahinbey, Karayılan, Özdemir Bey, Aslan Bey, Dedem Çarko Ahmet ve binlerce adsız şehitlerimizin yerlerini kirlettiler, kan gölüne çevirdiler demeye dilim varmıyor. Yazık. Günah değil mi? Lütfen, hayrı ve şerri bilelim, günahı ve sevabı bilelim, Allah rızası için bu kirleri, birlik ve beraberlik içinde olup, temizleyelim. Cumhuriyet düşmanı olmayalım. Bu cennet vatanımızı, cehenneme çeviren insan artıklarına meydan vermeyelim. Gazi şehrin evlatlarından Bülbülzade Abdullah Edip Bayram ve Hafız Tevfik Karslıgil, Kendileri ile yakın ilişkim olan Adil Özbek, Mehmet Bedri İncetahtacı, Hasan Arslan Hocaefendi, ayrıca  Mehmet Emin Er’i,  rahmet ile anıyorum. Ve  diyorum ki, âlimlerimizin yerini alimler ile, kahramanlarımızın yerlerini de, kahramanlarımız ile dolduralım.  Dış düşmanlarımızın bizim ile verdiği savaş, bizi, biri birimiz ile düşman ederek, savaşı kazanmaktır. Bunu da fevkale de başarıyorlar. Bakınız, Güzel Diyarbakır’ımızda “Demir sana tapar, şimşek baş eğer. İsteme sen yarat, görme sen göster” Diyerek,  ülkemiz insanlarını, bilim ve teknik yolunda yönlendirmeye çalışan Ziya Gökalp gibi, Cahit Sıtkı Tarancı gibi vatanını ve ülkemiz insanlarını seven şairlerin memleketidir. Ahmet Kabaklı, Servet Kabaklı, Esat Kabaklı,  gibi  değerli insanların yetiştiği Elazığdan, Serhat Kabaklı bakın ne demiş. Yeni doğan bebeği için yazdığı şiirden birkaç beyit alıyorum. Sizler ile paylaşmak için.

“Gün gelende, ay gelende gel oğul,

Cihan yanar sen gülende gül oğul.

Bir yol vardır Hakk yoludur bul oğul.

Çabuk büyü çabuk yürü ey oğul

Vatanına göz koyanın gözlerini oy oğul.” Demiş değerli şair.

Serhat  Kabaklı böyle derken, Kıymetli Elazığ’dan

adını biliyorsunuz diye demeyeceğim. Kimler çıkıyor.?

Onların adına ben  üzülüyorum. Saygıdeğer okurlarım; Yüreğimin ateş aldığı  bu günlerde size şunu söylemek isterim. Bizi dış düşmanlar yıkamaz. Biz birlik  ve beraberlik içinde olursak. Yeter ki dış düşmanların oyunlarına gelmeyelim. Çok konuşup kafanızı şişirmek istemiyorum. Çünkü her şeyi herkes biliyor.  Bilmek istemeyenler var. Onları da diyecek sözüm yoktur. Şimdi İstanbulda Beşiktaş maçından sonra patlamada 45, ve son şehidimiz olan,  polis memurumuz UFUK BOZGEYİK için yazdığım iki dörtlüğü alıyorum. Gayem bugün bu köşemde şiir yayınlamak değil, İçimdeki acıyı sizlerle paylaşmaktır. Beni unutmayın, sohbet köşemde sizler ile yine buluşalım. En güzel ve mutluluk dolu günler, hep ve hepimizin olsun, hoşça ve dostça kalınız diyorum.

ŞEHİT POLİSİMİZ UFUK BOZGEYİK İÇİN

….

Beytullahtan bir gül düştü  köyüme,

Elden bir şey gelmedi ki, ne diyem.

Damarından kan karıştı soyuma,

Kader O’na gülmedi ki, ne diyem.

Bir çiçekti Yakacık'a atıldı,

Gözlerim yaş doldu, dilim tutuldu.

Peygamberin ordusuna katıldı,

Şehit oldu, ölmedi ki,  ne diyem.

Ahmet AYAZ

 

 

( Gaziantepin Kurtuluşu Ve Şehitlerimiz başlıklı yazı Ahmet AYAZ tarafından 29.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.