Yani anne tek başına kendi sağlama süreçlerini kolaylıkla ortaya koyamıyordu. Kaldı ki doğuran kadın çocuğun sağlaması olacak süreçleri tek başına ortaya koyabilsindi.

 

Ancak bilgi dediğimiz her bir çevrimli sosyo toplumsa süreçlerin o aşama dolaysıyla her birinin her bir insanda zekâ olmaya başlaması vardır. Ki kişisel zekâya da yansıyan hünerli emek nedeniyle, kişi sel zekâlı hünerli emek içinde çalışma; kişi sel hak ediş olmakla yansıtılacaktı.

 

Toplum sal süreçlerin olup bitmesini özel mal mülk sahipliği ve kişisi süreç bağıntıları biçimine indirgedikten sonradır ki ortak olana karşı; özel sahipliklerin ortaya kondu. Bu süreç köleci süreçti.

 

Bu süreç durumları efendi ve köle olmanın atfı içinde olması ile bu durum; miras hukuku üzerinde işlendi. Ortaklaşa olana karşı kişisel miras ortaya konunca; ortaklaşa olan sorumluluğa karşı da kişisel sahiplikle kişisel sorumluluklar ortaya kondu.

 

Kişisel mal mülk ve kişisi sorumluluk sahipliği bağlamında doğuran ve doğurtan müşterekliği içinde çocuk velayetti sorumluluk ta, asıl sorumlu olan doğuran ve doğurtanı belli olacak şekilde evlilikler olmasıyla analık babalık hukuku ortaya konacaktı.  

 

Biliyorsunuz ki köleci dönemle birlikte; ortaklığın hukuku, özel hukuka; ortaklığın anlayışı, özel mülk sahibi kişilerin anlayışına; ortaklığın olan sahiplikler, kişisi özel mal-mülk sahipliğine; ortaklaşa olanın sahiplik adaleti, özel mülk sahibinin adaleti olmakla, özel mülkçü adalet mülkün temeli olmuştu. Fırat kenarında kaybolan koyun, özel mülkü olanın koyunuydu.

 

Fırat kenarında kaybolan koyunun koruma hakkı mülk sahibinin korunan sahiplik hakkıydı. Koyunu olmayana, koyunu kayıp olmayana nasıl adalet verecektiniz ki?

 

Koyunu olmayana adalet verilemediği içindir ki, sofra artığı ile beslenen, kuşlar karıncalar gibi kılı kırk yararak sofra artığında sadaka, zekât, himmet, inayet, yardım, hamiyet, sebil, lütuf gibi bin bir tür açmazlar içinde adalet aranıp sistemin trake solunumu yapması sağlanacaktı.

 

İlk totemi süreç anaerkli süreç olmayıp, totemi mana egemence erkli süreçtir. Ki anaerklilik süreç, doğuranın salt kendi çocuğunu filan gözetmesi olmayıp ortaklığın sahipliği olan çocuklar üzerinde beliren bir etki de değildir.

 

Anaerkli algı içinde oluşacak süreç, totem grup tüzel liginin savunulması içinde zamana bağlı süreç olmakla ortaya çıkacaktı.  Bu süreç mutlaka totemi sahiplikteki çocukların da gözetilmesiydi. Bunlar totemdi mananın alan etkisiydi.

 

Anaerklilik toplumun değil topluluk düzenidir. Henüz sosyal damgalı yapı içinde çıkılmamışla anaerklilik, tümden topluluk düzenidir. Totem dönemdeki totem mesleği toplum hareketi değildir. Sadece topluma gidecek olmanın çok önemli bir adımdır.

 

Ön ittifakların başlangıç koşulları içinde totemi gruplar birbirleriyle ilk kes temas etmeleri vardı. Temas etmenin olumlu bir sosyal nedenini ortaya koyan babasız kutsal doğumlar vardı. Olumlu kutsal doğumlar bu kes de çocukların hangi totem grup velayetinde olacağı gibi tartışmalı olumsuz bir sorunu ortaya koymuştu.

 

Doğan çocuğun verileceği totem grup velayet ligi; totem kandaşların kendi aralarındaki ilişkinin ürünü olmamakla tartışmalıydı.

 

 

Burada şunu vurgulayım. Ön ittifaklı kutsal doğumların başlaması nedeniyle kandaşlar arası endogami ilişkiler şıp diye kesilmemişti. Yine bir süreliğine devam edecekti.

 

Tapınak buluşmalarında görev alan kadınlar orada kalıp kendi totem kandaşlarıyla cinsel temasları kesilirdi. Bir grubun kutsal kadını, karşı grubun buluşma yerinde bulunurdu.

( Alan Etkisi Ve Totemi Oluş 4 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 10.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.