Issız ege kıyılarında
terk edilmiş bir köy
hafif, çiseleyen yaz yağmuru

ve, bir ahşap evin çürümüş 
bakır, oluklarından damlayan 
yağmur taneleri ıslatıyor 
antik taş, merdivenlerin üstünde
oturan ihtiyar bir adamın, kır saçlarını

o ihtiyar adam, elinde baston
oracıkta oturuyor
yaslamış sırtını, iğde ağacına
ve izliyor mavi gökyüzünde 
kırlangıçların danslarını

sonra dalıyor yine düşlere
güneşin altın sacları altında
aklına düşüyor, genç yaşta göçenler

ve, hayal ediyor
meyilli tarlalarda tay gibi 
koşuşturan küçük ibrahimi
hatırlıyor 
kerpiç evin tozlu bir odasında
mum ışığında doğan yusufu

ve, bir anlık uyuklama sonrası
ufukta yansıyor
neredeyse kör gözlerinde
bakımsız ve yaşlanmış
uçsuz bucaksız, zeytin bahçeleri

sonra yelteniyor, ayağa kalkmaya
bir yerlere gitmek istiyor, yaşlı bedeni
ama nafile, bacakları tutmuyor

ve gözü kayıyor, kıyıdaki yosun tutmuş 
balıkçı teknesinin az ötesindeki
bir tepede, parlayan iki mezar taşına

ve üzerinde toprak, kuru yaprak, ve taş
su birikintilerinin, yağmur kokusu 
bir ılık esintiyle yayılıyor nefesine

ve, ışıldayan mermer kabir taşları 
son dileği son duası, oraya kavuşmak
ve, son bir kez toprağı öpmek ve sarmak

ve kefen gibi bembeyaz, mermer taşları
çağırıyor, durmaksızın ihtiyar adamı... 




Suskun//
( Yaşlı Adam Ve Yağmur başlıklı yazı Mikail Dede tarafından 8.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.