GURBET AKŞAMI

                      - Dünya sılamız mı yoksa gurbet mi...

Gönül hazanında devran dönerken,
Gözlerime bir sis konar ansızın…
Bir mızrak ötede güneş sönerken,
Yıldızlar tepemde yanar ansızın.

Hisli bir karanlık çöker sokağa,
Sevdalar göç eder hayli uzağa,
Vuslatın yankısı yansır şafağa,
Dileklerim yolda donar ansızın.

Ürkek adımlarla yaklaşır umut,
Gözleriyle der ki: ‘Haydi beni tut!’
Rüzgârı hapseder insafsız bulut,
Yelkenlerim suya iner ansızın.

Gözlerim kısılır, dalar meçhule!
Kaç mevsim bu hasret, bilmek nafile,
Duvarda asılı takvimler bile,
Kaybolan yılları anar ansızın.

Mâsum bir köşede değişir nöbet,
Düşüncem buz keser, yorulur elbet,
Yerleşir içime her akşam gurbet,
Bade-i hicranı sunar ansızın.

Bülbülün gözüyle ufka bakarken,
Zamanın nehrinde anlar akarken,
Aşk acısı yüreğimi yakarken,
Hayaller sırtıma biner ansızın. 

Gönül kuşum pusup kalır dalında,
Hatıralar tek dost gurbet yolunda,
Ferhat, Kerem, Mecnun aşkın ilinde,
Günbeyli sılaya döner ansızın

Mahmut TOPBAŞLI
( Gurbet Akşamı başlıklı yazı GÜNBEYLİ tarafından 8.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.