Dört mevsim miski amber
kokulu sineye
Kalbimdeki şuradan şan
diyesim gelir
Karşılıksız aşk verip doğuran
anneye
Ödül sunsun Yaradan can
diyesim gelir.
Gövdeyi dalı bilmez armut
gibi sarkar
Toprakla olgunlaşır o
topraktan korkar
Emanetçi değilken hayatından
bıkar
Tüm masraflar ağadan han
diyesim gelir.
Bir gençlik kuvvetiyle
tutunca bilekler
Karanlık köşelere atılır
dilekler
Sessizce semavattan aş taşır
melekler
Hazırdaki sofradan ban
diyesim gelir.
Nerede kaldı şimdi uğrunda
koştuğun?
Sırtında bunca yükle nedensiz
coştuğun
Hem hakan hem köleyken havaya
uçtuğun
Hepsi yazı turadan zan
diyesim gelir.
Gece gündüz dönerken bir
türlü karışmaz
Görenler birbiriyle küs sanır
barışmaz
Tek halkanın dışında kimseyle
yarışmaz
Şu cennet aynasından tan
diyesim gelir.
Dünya hali bostandır yarini
bulana
Yolcu misali gider rastlanmaz
kalana
Kapısında kul olan fedadır
salana
Cehennem narından yan diyesim
gelir.
11.09.2014
Ahmet Çelik
Ceyhan