ONU
Sevda,
Amansız hastalık gibi,
Sarmıştı, onu
…Ve
Delicesine seviyordu,
İnatla…
Bir yangın yerine çevirdi,
Sol yanını
Başından belliydi,
Bu sevdanın sonu
Lakin o
Kendi gökyüzünde uçarken
Kırık kanatla
Bir yudum sevgiye feda etmişti,
Ömrün her anını
Gel gör ki
Nasıl mutlu olacaktı?
Acı hayatla…
Gündüzü geceydi,
Geceleri ise,
Kâbustu…
Anlatamazdı gönül derdini,
Dili laldı
Oysa
Onun adı dudağında,
Heceydi
0,
Nedense yüreğinin yalnızlığıyla
Sustu…
Çaresizliğinin içinde
sessiz kaldı
Sevmek adına
Yüreği bir okyanustu…
Bir ümit aradı durdu,
O’nun
Bir günahsız bakışından
Kim bilir?
Belki bir tatlı gülüşünden
Her şeye rağmen,
Ona dair sayısız hayaller kurdu
Her gün bir medet umdu,
Tavır takışından
Ne hallere döndü,
Yaşarken bin defa
ölüşünden
Bir avuç kül misali,
Onun bu yakışından…
Beklemekle geçiyordu,
Hayatın demi
Bazen acıyla,
Bazen de yapayalnız,
Sahipsiz
Hayal kırıklığı,
Depremdi,
Onun ruhunda sevda
harbi
Yıllar var ki
İçinde biriktirmiş,
nice özlemi
Kaç darağacında
İntihar etmişti, ipsiz…
Kaç yargısız infazda
Tekleyip durmuştu kalbi
Hiç aklınıza geliyor mu?
O, nasıl yaşardı severken kalpsiz…
Bir müddet
Unutmayı denedi,
Onu…
Sevdasını gömerek maziye
Her şeyi
Geçen zamana bıraktı
Vazgeçmiş gibi görünse de
Hani!
Yine hep sevdi içinden,
Gizilden gizliye
Bu sevda artık onun yüreğinde
Son duraktı
Silemedi gitti hiç!
Kazıya kazıya…
09.07.2016