Sırtında hep keçesi  elinde asa gezer
Ayağında lastiği yürüyor garip çoban
Kavalı dertli çalar icimde yaram azar 
Gam kederi içinde dürüyor garip çoban


Geçen hüzünlü gördün derdin sordum demedi
Içi hicran yuvası sözle yordum demedi
Ekmek bölek dedimde  oturupta yemedi
Gurur yaptı önüme seriyor garip çoban


Ne gecesi gecedir nede gündüzü gündüz
Malı katar önüne dağ tepe gezer  düm düz
Birde  mal sahibi var vallah öküzden öküz 
Hayvanları dost gibi görüyor garip çoban


Doğduğunda yazılmış nasip felek tekmesi
Her yıl başka bir köydür onun ekmek teknesi
Belki kaderinde  var böyle çile çekmesi
Koyun kuzu bir ömür sürüyor garip çoban


Tek başına yaşıyor evi kıtlık yuvası 
Duvarları çatlamış dökülmüş tüm sıvası
Camdan rüzgar esiyor sanki viran ovası
Dişleri bir birini kırıyor garip çoban


Oda sevmiş bir zaman köyde ağa kzını 
Kışa cevirmiş ağa baharını yazını 
Evinin  köşesine  asıp dertli  sazını
Dertleri kucaklayıp sarıyor garip coban


Sonra gezinmiş durmuş olmamış onun eşi
Daha evde pişmemiş bir tabak sıcak aşı
Kuytularda ağlarmış dinmemiş gözde yaşı
Helal süt emmiş yari arıyor garip çoban 


M.Kılıçel
( Garip Çoban başlıklı yazı M.Kılıçel tarafından 4.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.