Bir köşeye sinmiş üzgün ihtiyar
Sabah saatleri mart güneşinde!
Belli ki olmamış bir an bahtiyar
Umutları hala zar düşeşinde!
Ne kadar isterdi geçmişe gitmek
Geçen yıllarını hazla seyretmek
Ne kadar pişmanlık duysa da atmak
İmkânsız diyordu her gözyaşında!
Şu öğrenci bendim bir hamal gibi
Şu kravatlı bendim uykusuz biri
Şu sakallı bendim emekli yeni
Ömrüm geçti sanki aş telaşında!
Tekerlemeler bir bir sıralanır
Dillendikçe mazi kor yaralanır
Gariban gibi zar zor mırıldanır
Konuşur durur hep yalnız başına!
Oturuyor yorgun bastonda kolu
Her yerde insanlar var sağlı sollu
Yaşlı yalvararak arıyor yolu
Helallik ister göz, sanma eğleşme!
Saffet Kuramaz
Gençliğin ateşi,söndüğü zaman,
üşürsün kalbinin, soğuklarında.
ömrün geçecektir kovuklarında
çocuğa el açar, dilersin aman... Özçiçek