Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 24.10.2016
Okunma Sayısı : 2193
Yorum Sayısı : 1
1979 Yılında Antalya’nın Manavgat ilçesinde öğretmen olarak görev yapıyordum. Oturduğum evin hemen yanında Mehmet abi dediğim çok sevdiğim bir komşum vardı. Mehmet abi çiftçiydi ve hemen benim evin duvarına yapışık olan ahırında bir iki inek ve tosun, boğa filan da beslerdi.

Bir gün baktım Mehmet abi ahırın kapısı önünde ağlıyor. Başladık konuşmaya.

-Hayırdır Mehmet abi niçin ağlıyorsun yahu?
-Hocam var ya ben hayvanın tekiyim. Ben hayvandan da aşağılık bir insanım.
-Estağfirullah Mehmet abi. Olur mu öyle şey. Sen harika bir insansın.
-Yok hoca yok. Ben hayvan bile olamam.
-Ya hayırdır ne oldu? Hele anlat bakalım.
-Hocam, biliyorsun benim bir tosun var. Artık bayağı bayağı boğa oldu. Bir de bu tosunun anası olan ineğim var. Onu da biliyorsun.
-Evet biliyorum. Ne olmuş?
-İşte bu gün ben bu tosunu anasının üstüne çımaya, yani tosunun anasını döllemesini sağlamaya çalıştım. O kadar uğraştım, anasının üzerine çıkmadı. Hayvan hayvanken anasını bildi de ben insanken o tosunun anasının üzerine çıkmayacağını bilemedim.

Bu anıyı şunun için anlattım:

Kendi anası ile cinsel ilişkiye girmek hayvan fıtratına bile ters bir durumken insan olan Hz. Adem’in çocuklarının fıtratına ters olmadığını, onların kendi anne ve babalarından olan kardeşleriyle cinsel ilişkiye girdiklerini söylemek nasıl olur da insan fıtratına ters görülmez ve nasıl olur da ‘’ O zamanın şeriatı öyleydi’’ gibi bir önermeyle açıklanabilir?

O zaman insanın aklına elbette şu soru geliyor:

Yahu arkadaşım. Adem ile Havva ilk insanlarsa, bütün insanlar da ondan doğarak dünyaya geldilerse ve dahi insanların çoğalması cinsel birlemeyle olduysa Adem ile Havva’nın evlatlarının birbirleriyle cinsel ilişkiye girmelerinden başka seçenek var mıydı? 

Eğer Allah ilk insan olarak Adem ile Havva’yı yarattı ama başka bir insan yaratmadı dersek evet başka bir seçenek kalmıyordu ancak ‘’İlk İnsan Adem ile Havvaydı ama…’’ diye başlayıp o ‘’ama’’ nın yanına başka seçenekler de koyarsak ensest bir ilişki yerine daha insan fıtratına uygun söylemler ortaya çıkarabiliriz.

Peki ortaya çıkaracağımız bu söylemler Kur’ana uygun olur mu?

Tabii ki bizim söyleyeceklerimiz de varsayımdan öte gitmez ama her şeye rağmen Kur’ana daha uygun olur. Zira Kur’an bizlere kimlerle evlenip, kimlerle evlenemeyeceğimizi gayet açık bir şekilde söylemiştir. 

Bu durumda konuyla ilgili başka varsayımlara bakalım:

1- Bir televizyon programında ilk insan Hz. Adem konusu ele alınmıştı çok seneler evvel. Katılımcılardan sadece Kezban Hatemi aklımda kaldı maalesef. İşte bu - Branşı din olmasa da- bilim insanı diyordu ki Hz. Ademden önce de insan vardı ancak bu insanlar şuur sahibi değildiler. Yani düşünemeyen, konuşamayan, hayvanlardan aşağı yukarı hiç bir farkı olmayan yaratıklardı. Adem Peygamber ise şuur sahibi olarak yaratılmış ilk insandı. Adem peygamberin evlatları bu şuur sahibi olmayan insanlar ile cinsel ilişkiye girdiler ve nesil böylece çoğaldı. 

Bu iddia tabii ki hiç kabul görmedi. Daha sonra da üzerinde durulmadı ve unutuldu gitti. 

2- Bir diğer iddia ise yazımızın başlığı olan Naci ve Naciye meselesi.

Aleviler olaya daha değişik bakıyor ve inanıyorlar. ( İşin doğrusu her Alevi böyle mi bakıyor onu da bilemiyorum ama aşağıda yazdığım şekliyle bakanların var olduğu bir gerçek.) 

Alevilere göre de Havva anamız hep biri erkek biri kız olmak üzere ikiz doğum yapmıştır. Ama yaptığı doğum sayısı 120 değil 37 dir. Bu otuz yedi doğumdan 36 sında ikiz, birinde tek bir çocuk dünyaya getirmiştir. Yani yetmiş iki+buçuk evlat sahibi olmuştur ( yetmiş iki buçuk millet ) Ancak bu çocuklar asla birbirleriyle cinsel ilişkiye girmemişlerdir. Çünkü Allah , cennetten Naci( temiz erkek) ve Naciye ( Temiz kadın ) adlı bir erkek ve bir kadın göndermiştir ve Naci ile Naciye Adem Peygamberin kız ve erkek çocuklarıyla evlenmişlerdir. Böylece herhangi bir ensest ilişki olmadan insan nesli çoğalmıştır. Bu nesle de ‘’Guruh-u Naci’’ Yani ‘’Temiz nesil’’ denir. 

Şimdi peşin peşin bir şey söyleyeyim : Ben bir Sünniyim.

Bunu dedikten sonra ilginç bulduğum bir konuyu burada yazmadan geçemeyeceğim.

‘’Ana bacı tanımazlar, mum söndü yaparlar’’ Diye yüzyıllardır haklarında iftira atılmış olan ve atılmaya devam eden Alevilerin ‘’ Biz ensesti kabul etmiyoruz. Hz. Adem’in çocukları ensest ilişki yaşamadılar. Onlar için Allah, cennetten Naci ve Naciye adında temiz bir erkek ve temiz bir kadın gönderdi ve insanlık nesli böylece çoğaldı ‘’ demelerine karşılık onları ensest ilişkiyle suçlayan biz Sünnilerin ‘’Adem peygamberin evlatları birbirleriyle evlendiler, çünkü o zamanın şeriatı öyleydi’’ demeleri, 1600 lü, 1700 lü yıllarda yaptıkları minyatür resimlerinde bile bu kardeşler arası cinsel ilişkiyi resmetmelerine ne demeli? (Yukarıda soldaki resmin sol alt köşesine bakınız. Adem ve Havva’nın evlatları anne ve babalarının gözü önünde ne yapıyorlar(!) görüyorsunuz. )

Peki şimdi şu ayete bakalım ve konuya devam edelim:

3. Görüş: 

Bakara suresi 30. Ayette diyor ki: Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd ederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.

Bu ayette Allah yeryüzünde bir halife yaratacağım derken kast ettiği şey elbette ki insandır( Bütün müfessirler yani Kur’an tefsircileri bu halifeden kastın İnsan olduğunda hemfikirdirler ) ve ayete çok dikkat edersek ‘’yaratacağım’’ dediğine göre henüz daha yaratılmamıştır.( Yani meleklerle bu konuşmayı yaptığında Adem Peygamberi henüz yaratmamıştır.) 

Henüz insan yaratılmadı ise meleklerin ‘’ Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?’’ Diye sormaları bir tezat değil midir? Melekler nereden biliyorlar yaratılacak olan bu varlığın bozgunculuk yapacak, kan dökecek biri olduğunu/ olacağını? Öyle ya melekler ancak ve ancak kendilerine öğretileni bilirler. Gelecekte ne olacağını bilemezler. Ama ayet meleklerin, insanın bozgunculuk yaptığını, kan döktüğünü bildiğini söylüyor. 

Kafalar iyice karıştı sanırım

İşte bu noktada akla gelen şudur ya da şu olmalıdır: Evet, Hz. Adem ilk insandı ama düşünebilen, konuşabilen, aklı ve izanı olan, şuurlu ilk insandı. Sorumlulukları olan ilk insandı. Yaşar Nuri Öztürk’ün ifadesiyle ‘’ Bizim kulvarımızda olan’’ ilk insandı. Ama Allah ondan öce de insanlar yaratmıştı. Öyle olmasa melekler nereden bileceklerdi insanın bozgunculuk yapan, kan döken bir varlık olduğunu? 

Yani kısaca Adem her şeyiyle tam donanımlı olarak yaratılmış ilk insandı.

Olaya bu noktadan bakarsak Kur’anla çelişir miyiz? Bence hayır. Çünkü gerçek manada ilk insanın Hz. Adem olmadığını söylemiyoruz. 

Şöyle düşünelim: Beş yaşında bir erkek çocuğumuz ve onun dört yaşında bir kız kardeşi olsun. Bir gün bakıyoruz ki erkek çocuğumuz kız çocuğumuza pipisini gösteriyor. Hatta daha da ileri giderek bizim yatakta eşimizle yaptığımız şeyi kız kardeşine yapmaya çalışıyor. ‘’Vay seni sapık köpek vay’’ diye ikisini de zina etmiş kabul edip çok ağır bir şekilde cezalandırır mıyız? Mesela idam eder miyiz? Hayır. Çünkü onlar evet insandır ama henüz olgunlaşmamışlar ve henüz bizim kulvarımızdaki insan durumunda değildirdirler. İşte Meleklerin ‘’ yer yüzünde bozgunculuk yapacak ve kan dökecek ‘’ dedikleri de böyledir. Onlar şeklen insandırlar ama ruhen insan değildirler. Adem Peygamber ise hem şeklen hem de ruhen tam bir insandır.

Yani 1. Varsayım olarak belirttiğim konu hiç de mantık dışı olmadığı gibi hiç de Kur’ana aykırı bir görüş değildir. ( Bana göre tabii ki ) 

Gelelim şimdi de dördüncü bir görüşe: 

4. Görüş:

Zümer Suresi 6. Ayet:

Bu ayetin Diyanet tarafından yapılan meali şu şekildedir :

O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini var etti. Sizin için hayvanlardan (erkek ve dişi olarak) sekiz eş yarattı….( Ayet devam ediyor ama konumuzla ilgili kısım bu ) 

Bir ilahiyatçı olan Abdullah Parlayan ise işin içine - ayette asla adları zikredilmese de - koyun, keçi, sığır, deve gibi hayvanları da katarak şöyle bir meal yapmıştır: 

O sizin hepinizi, bir tek candan yaratmıştır ve ondan da eşini var etmiştir ve sizin için hayvanlardan dört türden koyun, keçi, sığır, deve sekiz çift ikram ve ihsan etmiştir…..

Diğer tüm mealler aşağı yukarı diyanetin mealine uygundur. 

Buna karşılık bir başka ilahiyatçı olan Mehmet Okuyan’ın meali ise şöyledir: 

‘’ Allah sizi bir candan ( bir cevherden ) yarattı. O kaynaktan eşini de yarattı. O arada sizin için sekiz çift canlı varlık indirdi.

Yani Mehmet Okuyan’ın mealinde sekiz çift davar değil sekiz çift canlıdan bahsediliyor ve bu sekiz çift canlının da Adem dışındaki diğer insanlar olduklarını söylüyor. ( Davar tabiri Yaşar Nuri Öztürk mealinde de vardır ) 

Peki yaklaşık kırk ilahiyatçı ‘’o sekiz çift canlıdan sekiz çift hayvan, hatta bazıları koyun,keçi, sığır, deve, bazıları davar diye bahsederken ‘’sekiz çift insan’’ diyen Mehmet Okuyan ve bir iki ilahiyatçıya mı inanalım? ( Mesela Caner Taslaman) Yani Allah önce Adem İle Havva’yı yarattı, hemen peşinden de sekiz çift insan daha yarattı ve insan nesli toplamda bu dokuz çift insandan türedi’’ mi diyelim? 

Evet…Önümüzde bir kaç seçenek var ki tekrar ediyorum, -bir arkadaşımın da yorumunda belirttiği gibi- bunların hepsi varsayımdır:

1- Yaşar Nuri Öztürk’ün görüşü: Adem ilk insandı ama bizim kulvarımızdaki ilk insandı. Yani Ademden önce de bedenen insan ama ruhen insan olmayan canlılar vardı. Dolayısıyla Adem peygamberin evlatları ensest ilişki ile çoğalmadılar

2- Alevilerin görüşü: Allah, Adem ile Havva’yı yarattı. Onların kız ve erkek çocukları dünyaya geldikten sonra cennetten Naci ve Naciye adında iki temiz insan daha gönderdi ve insan nesli bir ensest ilişki yaşamadan çoğaldı.

3- Mehmet Okuyan ve Caner Taslaman’ın görüşü: Allah Adem ve Havva ile birlikte sekiz çift insan daha yarattı böylece bir ensest ilişki olmadı Adem’in çocukları arasında.

4- Abdülaziz Bayındır’ın görüşü: Nuh Peygambere kadar insanlar ensest ilişkiyle çoğaldı, Nuh’tan sonra Allah bu ilişkiyi yasakladı.( Sünni İslam dünyasındaki en yaygın görüş bu maalesef.) 

5- Ali Rıza Demircan’ın görüşü: Adem Peygamber ‘in evlatları ensest ilişki ile çoğaldılar ama yine Adem peygamber zamanında nesil iyice çoğaldığında Allah bu ilişkiyi yasakladı ?????? ( Nasıl ben de anlamadım doğrusu ) 

6- Cübbeli Ahmet Hocanın Görüşü: 

Cübbeli Ahmet Hocanın bu konudaki görüşünü aslında tam olarak bilmiyorum ama onun Hz Adem ile Hz. Havva’nın çıplak resimlerinin yapılmasına verdiği tepki ile ilgili bir videosunda şöyle bir ifade vardır: 

‘’Havva anamız bütün peygamberlerin anasıdır. Dolayısıyla onu iffetsiz bir kadın gibi resmetmek son derece yanlıştır. Böyle bir şey olamaz’’ Ve devam ediyor Peygamberimizden bir hadisle: Peygamberimiz demiştir ki ‘’Adem Peygamberden babam Abdullah’a kadar peygamber soyunda bir tek zina olmamıştır’’

Bu hadisi biraz araştırdığımızda şöyle bir şeye rastlıyoruz:

Hz Ali Tevbe suresi 128. Ayetinde geçen ‘’ Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz’’ (Andolsun ki; size, sizin içinizden azîz bir Resûl geldi.) ifadesi ile ne anlatılmak istendiğini soruyor peygamberimize. Peygamberimiz de ‘’ Soy bakımından, akrabalık bakımından, şeref ve itibar bakımından sizin en değerliniz benim. Adem Aleyhisselamdan babama, anama kadar, benim soyumda bir tane gayrimeşru ilişki, zina yoktur.’’diye cevap veriyor.

Yani Cübbeli Ahmet Hoca’ın görüşü olarak ‘’Adem Peygamberden Hz. Muhammed’e kadar peygamber soyunda zina olmamışsa Hz. Adem evlatları arasında da zinanın en kötüsü olan ensest ilişki olmamıştır’’ diyebiliriz.

7. Bayraktar Bayraklı’nın görüşü: İlk insanın Adem ve Havva olduğu bize Kur’anda açıkça bildirilmiştir. Bunun dışında onlardan önce başka insanın/insanların yaratıldığını söylemek mümkün değildir. Ensest konusuna gelince: Bize Kur’anda bildirilmemiş bir konudur. Kur’anda bildirilmemiş bir konu üzerinde şöyle olmuştur, böyle olmuştur diye hüküm vermek ve yorumda bulunmak son derece yanlış olur.

Velhasılı kelam: Madem ki Peygamberimiz bir hadisinde “Bir müçtehit( Dini açıdan yorum yapmaya salahiyetli kişi) içtihat eder ve içtihadında isabet ederse iki sevap; hata ederse bir sevap vardır’’ demiş o halde her biri müçtehit olan bu insanların içtihatlarından ( yorumlarından ) hangisini kabul edersek edelim hata etmiş olmayız. Dolayısıyla kesin gerçeği asla ve asla bulmamızın mümkün olmadığı bu konuda yukarıdaki altı görüşün hangisini kabul edersek edelim hata etmiş, günah işlemiz olmayız kanaatindeyim. Ama? 

Ama hâla Hz. Havva’yı ve Hz. Ademi önlerinde sadece bir incir yaprağı ile resmetmek, ya da yukarıda sağdaki gibi minyatürlerini yapanlara ‘’Havva anamız iffetli bir kadındı. O böyle giyinmezdi’’ diye en sert tepkiyi vermek ama çok daha iffetsiz bir eylem olan evlatları arasındaki cinsel ilişkiye izin verdiğini kabul etmek nasıl bir mantıktır onu da anlayamıyorum. 

Madem ki konuyla ilgili çok daha insan fıtratına uygun yorumlar var o halde niçin bu yorumlara daha az rağbet ediliyor onu da anlayabilmiş değilim.

Kısaca: Ben tüm bu içtihatlar ( yorumlar ) çerçevesinde ‘’Adem Peygamber ve Havva anamızın evlatları arasında bir ensest ilişki yaşandığına inanmıyorum. Hz. Havva’nın, Hz Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığına da inanmıyorum.’’ Diyor, noktalıyor ve tüm okuyan, yorum yazan arkadaşlarıma en kalbi selam ve şükranlarımı sunuyorum. 

( Adem İle Havva-naci İle Naciye ( Biz Ensest İlişki Çocukları Mıyız? ) 2. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 24.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.