Serbest Kürsü / Nesir

Eklenme Tarihi : 24.10.2016
Okunma Sayısı : 2385
Yorum Sayısı : 2



Yine  ünlem işaretlerini (!)  okuyucuya  bıraktım. 

----------------------------------------------------------------------

Evet  aslında  doğru  bir  soru. Öyle  ya çeşitli  platformlarda yaklaşık  1000 e  yakın  yazı  yazmışım  ve  bu  yazılar  içinde  çoğu  mizah  olmakla  birlikte  siyasetten  dine,  spordan  aktüaliteye  her  şey  var  ama  gel  gör  ki  daha  iki  gün  önce  komşusu  olacak  bir  sapık  tarafından  önce  tecavüz  edilip  ardından  hunharca  öldürülen  3,5 yaşındaki  Irmak  Bebeğin  (  Irmak  Kupal)  katledilişine  dair  herhangi  bir yazım  yok.

Biliyorsunuz  çok  değişik  konularda  yazı  yazmaktan  aciz  bir  insan  değilim.  Bu  konuda  da  elbette  yazarım  ama  yazmıyorum.  Çünkü  şöyle  yazılanlara,  konuşulanlara  baktığımda  bu  konuda  yazanlar ve  konuşanlar  meseleyi  çözmüşler.  Yani  bu  ülkede  Irmak  bebekler  niçin  tecavüze  uğruyor,  niçin  ülkemiz  ve  tabii  ki  tüm  İslam  ülkeleri  pedofili  olayları  bakımından  dünyanın  ilk  sıralarında  hepsi  açıklanmış  değerli  uzman  vatandaşlar  tarafından.  Hatta  sadece  sebepleri  değil,  bu  olaylara  nasıl  son  vereceğimiz  de  gayet net  bir  şekilde  açıklanmış. 

Kısaca  bana  sadece  ve  sadece  ‘’ Allah  tüm  böyle  sapıkları  kahretsin.  Elleri  ayakları  kurusun,  nesilleri yok  olsun.  Cehennemde  cayır  cayır  yansınlar’’  Gibi  beddua  kısımları  bırakılmış.  Ya  da  pek çok  vatandaş  gibi  ben  de ‘’ Kur  bakalım dar ağacını,  sallandır  şerefsizi,  hatta  öyle  hemen  öldürme,  işkenceler  altında  inim  inim  inlet  ki  bir  daha  tecavüze  yanaşmasın’’  Diyebilir,  Irmak  bebeğin  katili  olacak  herife  bir  bayan  yazarımızın  da  dediği  ‘’ G.tveren’’ derim…Pardon ben  diyemem. Ben  dersem  çok  terbiyesiz  bir  ifade  olur. Çünkü  koskoca bir  öğretmenim.  O  bakımdan  aynı  sapığa  i.ne,  o.  çocuğu,  filan  da  diyemem  öyle  herkes  gibi  rahat  rahat..  Hatta  böyle  genel  ahlaka  mugayir  ifadeler  kullanırsam  yazım  silinebilir  bile.

‘’Tebbet  yeda’’ (  Elleri  kurusun)   diyebilirim ama zamanında  bir başka  böyle  olay  için  demiştim, Kur’andan  bir  ayet  olduğu  için  pek  hoş  karşılanmadı.  Çünkü  bu  sapıklar  hep  dindar  kesimden  geliyorlardı. Aynen  Irmak  Bebeğin  katili  Hikmet  Aktürk  gibi.

Eee?  Bu  çirkin  olayın  sebebi  ortaya  konmuşsa,nasıl  baş  edeceğimiz  de  gayet  açık  bir  şekilde  biliniyorsa  ve  dahi  ben  şöyle  rahat  rahat  küfür  dahi  edemiyorsam  başka  ne  yapabilirim?

Bakın mesela en  yetkili  ve  etkili  bir  ağızdan  bu  çirkin  olaya  konan  teşhis  ve  daha  sonra  tedavi  metotları  neler:

CHP  Milletvekili  Fatma  Kaplan  Hürriyet,  mecliste  yaptığı  konuşmada  sözlerine  şöyle  başlamış.

‘’Melek yüzlü  çocuklarımızı  kurban eden  zihniyet  etrafımızı  sardı’’

Önce  bu  sözden  başlayalım.

Zihniyet: ( Türk  Dil  Kurumu  sözlüğüne  göre) :
Bir toplumdaki ya da topluluktaki bireylerde, görüş ve inanış etmenlerinin etkisiyle oluşan düşünme yolu, düşünüş biçimi.

Yani  toplumuzdaki  inanç  ve  görüş  etmenlerinin  etkisiyle minicik  bebeklere  tecavüz  edilebileceği ve  öldürülebileceği  yönünde  bir  düşünüş yolu,  düşünüş biçimi  oluşmuş. Toplumumuzun  tamamında  olmasa  bile ‘’Etrafımızı  sardı’’ğına  göre toplumdaki  bireylerin   oldukça  önemli  bir  kesimi  pedofili  ve  çocuk  katliamının gayet  normal  bir  şey  olduğunu  düşünüyor.

Sayın  milletvekili  devam  etmiş:

 
“Televizyon tarihinin en iğrenç anlarına tanıklık ettik. İnsanlığımızdan utandık. Hangi zihniyet 3 buçuk yaşındaki bir bebeğe değil dokunmak, yan gözle bakabilir. ‘’

20  Ekim  2016  da  televizyon  tarihinin  en  iğrenç  anlarına  tanıklık  ettik  mi? 

İşin doğrusu  yılını  hatırlamamakla  beraber  1990 lı  yıllarda  yanı  kız  çocuğum  Tuba  henüz  bir  buçuk  yaşındayken ( Demek  ki 1994  ya da 1995 de) onun  yaşlarında  bir  bebeğe    yani  bir  buçuk  yaşında  bir bebeğe  tecavüz  edilip  öldürülmüştü  ve  bizler  bunu  televizyonlarda  göz  yaşları  içinde  seyretmiştik.  Kısacası  Irmak  bebek  olayı  ilk  değildi.  Ama  sanırım ilk  olan  şey  sapığın  bunu  bir  tv  programında  itiraf  etmesi,  ağlayıp sızlaması, kendince  mazeretler ve  sebepler  ileri  sürmesiydi  bu  sapıklığa.

Utandık  mı  peki?

İnsan  isek  insan  olduğumuz  için  utandık. Böyle  biri  ile  aynı tür bir varlık  olduğumuzdan utandık. ( İNSAN  İSEK  TABİİ  Kİ  )

Ve  soru:  ‘’Hangi  zihniyet  üç  yaşındaki  bir  bebeğe  değil  dokunmak,  yan  gözle  bakabilir?’’

Zihniyet yani düşünce  sahibi  bir  varlık   üç  yaşındaki  bir  bebeğe  yan  gözle  bile  bakmaz.

Milletvekilimiz  devam  etmiş:

‘’Ülkemizde çocuğu korumaya dayalı bütüncül bir çocuk politikası bir an önce hayata geçirilmek zorunda”

Doğru  mu?  Elbette  kesinlikle  doğru.  Böyle  bir  politika  bir  an  önce  mutlaka  hayata geçirilmeli.  İyi  de  bu  politikayı  hayata  ben  geçiremeyeceğime  göre? 

O  halde  milletvekilimi  takip  etmeliyim  bakalım bu  politika  nasıl  hayata  geçecek?

Merakla  ve  sabırsızlıkla  millet vekilimi dinlemeye  devam  ediyorum  ve  diyor  ki  devamında:

’Bebek ve tecavüz kelimelerinin aynı cümlede geçmesine dur demek gerekiyor’’

Amenna…Kim  hayır  diyebilir  ki.  Elbette  bebek  ve  tecavüz  kelimeleri  aynı  cümle  içinde  kullanılmamalı.  Hatta  canlı  varlık  ve  tecavüz  kelimeleri  de  aynı  cümle  içinde  kullanılmamalı.

E  haydi  ama  çözüm  önerilerini  sırala  daaaa.

Devam  ediyor:

‘’Bu gün  kahrolarak görüyoruz ki, bu tür, aklımızın almayacağı bebek-çocuk tacizi olayları son bulmuyor’’

Maalesef  o  da  bilmediğimiz  bir  konu değil.  Sokaktaki en  sıradan  vatandaş  da  bebek-çocuk  tacizi  olaylarının son  bulmadığını  söyleyebilir.

Millet  vekilim  devam  ediyor:

‘’
“İnanç sistemi ve eğitim sistemindeki gericilikler nedeniyle sürekli baskı altında tutulan çocuklar bu çarpık sistemin kurbanı oluyor.’’

Allahınızı  severseniz  siz  bu  cümleden  ne  anladınız  yazın  bana  yorum  olarak.  Çünkü  benim  anladığım  aynen  şu:

İnanç  sistemimizdeki  eğitim  sistemimizdeki  çarpıklılar  sebebiyle  sürekli  baskı  altında  yetiştirilen  çocuklarımız ( mesela  üç  yaşındaki  Irmak  bebek) işte  bu  çarpık  sistemin  kurbanı  oluyorlar  (  Yani  onlara  tecavüz  ediliyor ve  öldürülüyor)

Bu  durumda  demek  ki  Irmak  bebekler  çarpık  bir  inanç  ve  eğitim  sistemi  içinde  sürekli  baskı  altında yetiştirilmemiş  olsalar  böyle  kurban  olmayacaklar?????

Gördüğünüz  gibi  ben  bu  konularda  yazı yazma  salahiyetine  sahip  bir  insan  değilim.  Çünkü  algılama  sorunum  var  her şeyden  önce.  Sayın  milletvekilim  ne  konuşuyor(  işte  orayı  anlamıyorum)  ben  ne  anlıyorum. Yani  herhalde  sapık  için  ‘’Kurban’’ kelimesini  kullanmış  olamaz  değil  mi?  Çünkü  kurban  olan  o  değil.   Kurban  masumiyeti  ifade  eder  bildiğim  kadarıyla. Masum  olan  da  Irmak  Bebek…

Milletimin  vekili  devam  ediyor:

‘’ Bu  gün  Diyanet  bir  babanın öz  kızına  şehvet  duyması  haram  değil  diyorsa,  Bir  cemaatin  lideri  yedi  yaşındaki  kız  çocuğunu  erkek  hoca  okutamaz veya  üç  yaşındaki  kız  çocuğu  amcasının yanına  külotla  çıkmamalı  diyorsa, eğer  üç  yaşındaki  bebeğin  ölümüne  neden  olacak  harekette  bulunanlar  cezalandırılıyorsa, bu  lafları  eden  çarpık zihniyete  sahip  insanların  da sesinin  kesilmesi  gerekiyor. ‘’

İşte  bu…Meselenin hem  sebebini  hem  de  nasıl  halledileceğini  anlattı  nihayet.

Meselenin  yani  Irmak  bebeğe  tecavüz  edilip  öldürülmesinin  ana  sebebi  sapığın  bir  pedofili  hastası  sapık  olması, daha  önce  kendi  öz yeğenini  de  taciz  etmiş  ve  bu  yüzden  1,5 sene  ceza  görmüş olması,  kendi  ifadesiyle  parayla  bile  kadın  bulmakta  zorlanması ve  sair  sebepler  değilmiş  olayın  sebepleri.  Ya  neymiş?  Sıralayalım:

1- Hikmet  Aktürk  adlı  bu  sapık  Diyanetten  fetvayı  almış.  Diyanet  daha  önce  babanın  kız  çocuğuna  şehvet  duyması haram  değildir  demiş  ya.  Himmet  Aktürk  de  ‘’ Ulan  babaya  haram  değilse  bana  hiç  haram  değil’’  Diye  mantık  yürütmüş  ve  gitmiş  üç  yaşındaki  Irmak  bebeğe  tecavüz  etmiş  sonra  da  öldürmüş.

2- Bir  Cemaatin  Lideri (  Aslında  hiçbir  cemaatin  lideri  olmayan Nurettin  Yıldız kast  ediliyor)  ‘’Altı  yaşındaki  kız  çocuğu  ile  evlenilebilir’’  demiş,  sapık  Himmet  Aktürk  de ‘’ Ulan  altı  yaşındaki  ile  evlenilir  de  üç  yaşındakiyle  evlenilemez  mi?’’  diye  mantık  yürütmüş  ve  üç  yaşındaki  Irmak  bebek  ile  kendi  mantığınca  evlenmiş.
3- Aynı  cemaatin  lideri(!) ‘’Yedi  yaşındaki   kız  çocukları  erkek  hocaların  okutması  caiz  değildir’’  demiş.  Sapık  da  üç  yaşındaki  Irmak  bebeği  niçin  bir  erkek  hocada  okudu  diye  cezalandırmış.

4- Aynı  cemaat  lideri(!)  ‘’ Üç  yaşındaki  kız  amcasının  yanına  külotla çıkmamalı’’  Demiş.  Ve  sapık,  üç  yaşındaki  Irmak  bebeği  -  amacasının  karşısına  külotla çıktığı  için  öldürmüş.

[Diyanetin  öyle  bir  fetvası  var  mı  yok  mu,   bahsi geçen  cemaat  lideri(!)  tam  olarak  ne  demiş,  o  konulara  hiç  girmiyorum. Girmeyi  de  gerekli  görmüyorum  zaten. Aynen  aldık  kabul  eyledik.  Zira  Avustralya’da öz  kızına  24  sene  boyunca  tecavüz eden 
Josef Flitzl de  fetvayı  bizim  Diyanetten  ve  Nurettin  Yıldız’dan  alıyor. Hatta  Vatikandaki  pedofili  vaklarının sebebi  de  işte  bu  ve  buna  benzer  bizim  sarıklılarımız. Taa  oraları  bile  karıştırmışız.]

Yani Irmak  Bebek  olayında  katil  bir  tane  değil.  Hikmet  Aktürk denilen  sapığın  yanında  Diyanet  İşleri  Başkanlığı  da  suçlu.  Ve  tabii  ki  Nurettin  Yıldız  da.

Eee.  Teşhis  tamam.  Tedavi  nasıl  olacak  peki?

Milletimin  vekili  onu  da açıklamış:

‘’Eğer  üç  yaşındaki  bebeğin  ölümüne  neden  olacak  harekette  bulunanlar  cezalandırılıyorsa, bu  lafları  eden  çarpık zihniyete  sahip  insanların  da sesinin  kesilmesi  gerekiyor. ‘’

Yani  ‘’Arkadaş,  madem  üç  yaşındaki  bebeğin  ölümüne  neden  olan  harekette  bulunanları  cezalandırıyorsunuz  o  halde  bu  yukarıda  belirttiğim  lafları  eden  Diyanet  İşlerini  de  cezalandırın.  Nurettin  Yıldız’ı  da  cezalandırın.  Hatta  temelli  seslerini  kesin.

Gördüğünüz üzere  kesin  etkili  sonuç  da  verilmiş. Mehmet  Bardakçı  ve  ekibi  ile  Nurettin  Yıldız’ı  sallandırdık  mı   bu  ülkede bak  bakalım  bir  daha  çocuk  tecavüzü,  çocuk  katliamı  oluyor  mu? Hatta  Vatikan’daki  pedofili  olayları  bile  şak  diye  kesilir  de  onlar  da  sayemizde  rahata  huzura  kavuşurlar.

‘’Yahu  sallandırmak  da  nereden  çıktı?  Milletvekili  öyle  bir  şey  dememiş’’ denebilir  elbette.

İyi  de  bu  konuda  sadece  milletimin  vekili  konuşmuyor  ki. Mesela  çok  büyük  bir  düşünürümüz: ‘’ Sen  o  hapse  gir,  kader  mahkumu,  namus  cinayeti  işleyen  ağabeylerimiz  umarım  verirler  senin  cezanı’’  Diyerek  adalet  için   etkili  yolu  gösterdikten  sonra hani her  ihtimale  karşı  hapiste  bu  sapığın  cezasını  o  ağabeylerin  verememesi  durumunda  yapılması  gereken de  özetlemiş  kısaca:  ‘’ Bana  kalırsa  asın  gitsin’’

Velhasılıkelam gördüğünüz  üzere  benim  bir  şey  yazmama  gerek  kalmamış.  Herkes  her şeyi  yazmış  ve  neler  yapılması  gerektiğini  gayet  net  bir  şekilde  açıklamış. 

Şimdi  elimizde  bunca  veri  varken  benim  çıkıp  da    

Bana emmi diyen dilber 
Emmin seni heyheylesin 
Yaşı küçük boy münasip 
Emmin seni heyheylesin 


Diye  şiir yazan  birinin  halk kahramanı  ilan  edildiği  bir  ülkede  bu  çocuk  tecavüzlerinin  ve  tacizlerinin  sonu  gelmeyecektir’’ Dememin  bir  alemi  var  mı? 

( Ey Sami Hoca. Her Otu B.ku Yazıyorsun Da Irmak Bebek Olayını Niçin Ya başlıklı yazı Sami Biber tarafından 24.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.