yaşamın kıyısına tutunmuş
bir katredir gönül ummanında...
ırmaktır mavi nil gibi serin
durgun suskun denizdir derin
rotası belli olmayan
yükü ağır sessiz bir gemidir.
sessizliktir fırtına öncesi
uçamayan kanadı kırık bir kuştur yaralı
yalnızlığın boz bulanık sularında
duyulmayan sessiz bir çığlıktır
nağmedir gönül tellerinden dökülen
kimi zaman hüzzam bir şarkıdır
kimi zaman bozlak bir türküdür
kimi zaman da yürekte feryat eden bir ney'in
gerilmiş bir keman teli gibidir
sol yana zuhur eder ince bir sızı
titrek bir ahenkle olur ahuzar
bazen de virane bir gönülde mızraptır
titretir gönül telini derinden
derinlere dalan menevişli gözler
zemheri ayazında buz tutan ütopik düşler
renkli maskenin ardında fildişi bir beniz...
yalnızlığın sahrasında bir vaha
insanın kendini gördüğü bir ayna
meçhul bir girizgahın son deminin
alaca karanlık yalnızlığında
hayatın ne kadar boş ve anlamsız olduğu algısının
geç kalınmışlığın ezikliği karşısında
kül rengi eskimiş bir tebessüm eşliğinde
boş gözlerdeki binbir mana ile
sonsuza kadar seyre dalmaktır susmak
bir varmış bir yokmuş gibi...
(
Susmak başlıklı yazı
Ayışığı tarafından
24.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.