Sürüngen mahlaslar…
Karanlık sanrılı bir ahkâmda
En boyutsuz cüsse işin
aslı
Hangi kelamsa rehin
verdiğim dünden önce.
Yalıtılmış
kambersizliğimin olmazın oluru bir düğümse
Şehit verdiğim yüreğin
def’i ne zaman ki
Demeye ne hacet?
Dünden kalma bir ölüyüm
Vebalini boynuma
asmaksa
Tefekkürün cazip tınısı
Kayboldum sonunda
rehavetin sancağını
Dikmezden önce.
Hangi ebemkuşağı ise
sırıtkan bin bir tehdidi
Buyur ettiğim silik
günce.
Asılsız bir ihbarım
işin aslı:
Teveccüh buyuran hangi
aklı evvel satırı
Çarçur etmişsem o
yazmadığım renksiz cüssemde
Biraz da hoyrat
edindiğim onca lehimsiz imge
Henüz bir dizeye buyur
etmediğim
Temeddüh yüklü
sefasından yoksun
Artık hangi şiirse…
Ölümsüzlüğün sancısı mı
yoksa
İçimde ukde kalmaya
mahkum
Belki de bilindik bir girizgâhta
kaybolmaya dair.
Tümden geldim tüm
hezeyanlarımla:
Erip ereceğim hangi
kerametse
Asılı kaldığım ucu
kırık sarnıcın
Hegemonyasına
gizlediğim sayısız detayı
Zihne kazıdığım bilinç
ötesi bir muvaffakiyetle
Tehir ettim ölümü bir
gün daha
Ve bir gün daha demelere
muktedir yoldan çıkmış
Aklı kayıp şair:
Bil ki ben o değilim
Türeyen yalnızlığımı
boykot ediyorum zahir
Ve yazmadığım hangi
şiirse ölmelere dair
Bir ifratı çiğniyorum
dizelerle
Dize gelmeyen hangi
dize ise;
İçinde saklı kalmak
boynumun borcu
Ve sürüyorum sefasını
yazmadığım her şiirin.