Kim bilir neyin hüznüydü
Şairin diline doladığı
Öylesine güzel anlatıyordu ki acıyı
Sakın acı güzel anlatılır mı demeyin
Anlatıyordu işte...

Kim bilir neyin sevinciydi
Kalemden inci gibi dökülenler
Mutluluğu taddım da
Bilirim elbet
Bilirim sevincin kalemde göz yaşı olduğunu...

Kim bilir hangi şehidi anlatıyordu
Vatan diyen dizeler
Hangi ananın göz yaşlarının timsaliydi
Tabuta sarılmıştı şiir
Arkasında gidenlerdendi şair...

Yıldızlar kıyamet gibi dökülüyordu
Her heceden
Şikayet ediyordu geceden
Ne suçu vardı gecenin
Kim bilir hangi karanlığı anlatıyordu şair...

Sevdaya umut demiş
Sevdaya deniz demiş birisi
Kim bilir hangi denizde boğuldu
Eti martılarla buluştu
Kim bilir ne zannetti umudu...

"Yüzlerce ağızdan koro gibi devamlı"
Kar musukisi olur mu
Olur yazılırsa
Ya da hiç dinledik mi kar sesini
Yağmurun sesini dinliyoruz ya...

Cennet demiş
Cehennem demiş
"Vuslat demiş ölüme"
Düğünse ettiği kelime
Kim bilir ne zor dayandı zulüme...

Eflatunla kırmızı arası çiçek açar da
Ben erguvan ağrısı demez miyim
Demişim işte bir keresinde
Mestinaz hallerine
Kim demiş "öylesine bir şair işte" 

Bir kuytu da yazarken bile mesûdum
Cennette neler yazmam ki
Hele bir dönsün sevdiğim...

Mehmet Fikret ÜNALAN
20 ekim 2016 Saat 15.55
Güzelçamlı/Kuşadası
( Kim Bilir başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 21.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.