Bazý bazý takýyorum kafayý deðiþik ve ilginç kelimelere. Öyle durmadan tekrarlýyorum içimden, hem de dýþýmdan. Siz de mi yapýyorsunuz yoksa? Siz de mi derken bazýlarýnýz yapýyordur belki... Yapmayanýnýz da vardýr caným. Öyle geliyor iþte karabasan gibi, gaipten gelen bir sesmiþ gibi... Enerji Cotbus iþte bu ilk kelime. Bilenler bilir Energie Cotbus sanýrým eski Demokratik Almanya zamanýnda oranýn bir futbol takýmýnýn ismiydi. Takýldý iþte ya kafama ne yapayým? Atsan atýlmaz, satsan satýlmaz. Hemen çarpýtýyorum kelimeyi. Üstüme yoktur çarpýtmak da. Kot giyip de Busa yani otobüse bindikten sonra enerji harcayan adam olsa gerek. Nasýl akýllar ama. Daha ne kelimeler var durun hele. Gelir bakalým yavaþ yavaþ. Em Ay Beþ. MI-5 diye de yazýlýr. Biliyorsunuz caným iþte bu da Ýngiliz Ýç Ýstihbarat Servisi. Bir de bunlarýn altý olaný (6) olaný yani Em Ay Altý var. O da dýþ istihbaratlarýna bakar. Yedisi sekizi var mý onu bilemiyorum. Ýngilizlere sormak lazým. Bu da herhalde ayýn beþinde ki emisyon hacmini ölçmek için bir formül mü olsa gerek, diye de düþünmüþtüm. Alternatif üretelim Emine Nine bu gün ayýn altýsý filan gibi...


Of ki of bu sonbahar günü iyi saçmalýyorsun dediðinizi duyar gibi oluyorum. Hep ben mi saçmalýyorum caným? Bu ülke de çoðu zaman hemen hemen her kesimden insanlar da saçmalayabiliyor, siz de beni görüyorsunuz. Hani bir zamanlar ''Benzin vardý da biz mi içtik.'' diye saçmalayanlardan tutunda, askere ''Kelle'' diyen saçmalayýcýlar. Samsunu Akdeniz'in incisi sanan saçmalayýcýlar. Daha sayayým mý?


Neyse biz yine kelimelere takýlalým. BAAS vardý hani bilirsiniz. Þu meþhur Irak Rejiminin kapalý kutusu parti idi. Yani ne derim ben buna baas baas baðýrsaydýnýz da ülkeniz yerle bir olmasaydý keþke. Baþýnýzdan atsaydýnýz diktatörleri ve dikta rejimlerini...


Bak sen nereden nereye Walter Þerbiyak gelmesin mi þimdi aklýma. Eski NBA Liginin beyaz Amerikalýlarýndan birisiydi. Sonra býraktý basketbolu... Walter þerbi diye sigara içiyormuþ da yak bir þerbi demiþmiþler mesela. Desinler ne yapalým. Daha dolu, daha dolu takýlýp takýlýp geliyorlar. Al iþte bir tane daha Zbigniew_Brzezinski hadi bakalým. Duyanýnýz da var belki duymayanýnýz da bu ilginç ismi. Sanýrým Amerikalý. Araþtýrýnca aslý ve nesli Polonyalý çýkýyor. Hem de bayaðý yaþlý 1928 doðumlu imiþ. Ooo Kazimierz diye bir adý daha var. O da göbek adý mý ki acaba? Yok, caným sanmam, onlarda göbek adý diye de bir þey var mý ki? Kitaplarý da var. Obama'nýn akýl hocasý olduðu da söyleniyor ve de etiketinde Profesör unvaný var.


Bizim berber Yusuf'un yanýna gittiðimde takýlýrým ona hep. Bir berber bir berbere gel birader seni permaþharp ile bir güzel týraþ edeyim de yüzünü kesmeyeyim demiþ. Yok caným Yusuf yüzümü kesmedi ara da sýrada sakal týraþý da olurum ona...


Nereden nereye bak? Þimdi de Matrakçý Nasuh geldi aklýma. Ýlk duyduðumda, hakkýnda bilgi sahibi olmadýðým için, sanýrým o devrin komiklerinden biri, hani matrak þeyler yapýyor diye düþünmüþtüm. Hiç alakasý yok oysa ki matrakçý lýðýn o komiklikler ile bilakis yaptýðý iþ çok ciddi çok kayda deðer bir iþ. Bosna doðumlu olduðu biliniyor Matrakçý Nasuh'un. ''Matrakçý ya da Matrakî adýyla anýlmasý, lobotu andýran sopalarla oynanan, eskrime benzeyen bir tür savaþ oyunu olduðu bilinen "matrak" oyununda çok usta olmasýndandýr. Bu oyunun mucidi olmasýndandýr.'' Adam bir derya deniz yani bakar mýsýnýz? ''Nasuh, özellikle geometri ve matematik alanlarýnda önemli bir bilim adamýydý. Uzunluk ölçülerini gösteren cetveller hazýrlamýþ ve Matematikle ilgili iki kitap yazmýþtýr. Cemâlü'l-Küttâb ve Kemalü'l- Hisâb ile Umdetü'l-Hisâb'ý'' Tarihçilik yönü de çok kuvvetli Matrakçý Nasuh'un.


''Matrakçý Nasuh dönemi minyatürde zirve bir dönemdir. Osmanlý tarihini konu alan eserlerini resimlerken, figürsüz manzaralar veya kuþbakýþý topografýk tasvirler olarak tanýmlanabilecek yepyeni bir üslubu yaratan sanatçý, (Matrakçý Nasuh) adýyla ünlenmiþ, tarihi konulu eserlerde büyük geliþmelere sebep vermiþtir... Osmanlý minyatür sanatýnýn geliþimini üçe ayýracak olursak, matrakçý Nasuh' üçüncü döneme girer. Üçüncü dönem, minyatürde baðýmsýz üsluplarýn ortaya çýktýðý dönemdir. Matrakçý Nasuh, Aksoy'un deyimiyle gerçekten de, "Doðu'nun Leonardo da Vinci'si ve Osmanlýlarýn renk ustasýdýr. Rönesansýn çok yönlü sanatçýlarý ile ayný özelliklere sahiptir.''


Arhavi, Ardeþen, Ardanuç, Ardahan. Hepte karýþtýrýr insanlar bu yer isimlerini. Bir daha anýmsatalým bakalým. Arhavi, Artvin ilinin deniz kenarýnda bir güzel ilçesi. Ardeþen'de Rize'nin bir güzel ilçesi, Ardanuç yine Artvin Ýlinin bir ilçesi, Ardahan ise daha önce Kars iline baðlý ilçe iken þimdilerde Ýl olarak Türkiye Coðrafyasýnda ki güzide yerini aldý. Dikkat ettiniz mi kelimelerin baþýnda hep Ar var. Çok namuslu insanlar yaþýyor demek ki burada, diye de düþünmeden edemiyor insan. Yurdumun her tarafýnda var namuslu insanlar öbür þehirlerdekiler alýnmasýn sakýn....


Baz Ýstasyonlarý var hani þu cep telefonlarýnýn olmazsa olmazlarýndan. Onlar olmasa hiç bir cep telefonu çalýþmayacak. Bizim bir Fizik Hocamýz vardý Necati Hoca sizden iyi olmasýn iyi öðretmiþti bizlere fiziði. Onun lafýdýr ''Asitler, bazlar, kýzlar, tuzlar ve Lazlardan korkacaksýn.'' derdi. Kýzlardan ve Lazlardan korkmadýk da haliyle asitler ile bazlar ve tuzlar yine de epey tedirgin ettiydi bizleri zamanýnda ... Tabi ki cep telefonunda ki baz ile kimyasal bazlar çok farklý þeyler... 


Okumayý O ''Rabbimiz'' emretti, kalem ile yazmayý da O öðretti, ayetler ile de sabit olduðu üzre, biz de onun dediklerini, öðrettiklerini yapýyoruz. Böyle iþte akýllar biz de de iþimiz gücümüz yok, gece gündüz bunlarý düþünüyoruz. ''Diyacaksýn ki niya iþte eyla.'' Hepinize en derin sevgi ve saygýlar bu sonbahar günü…