“Biz bu aşureyi niye yiyoruz?”

Dinler arası adet gelenek görenek ve alıntıların insanları birbirine yaklaştırdığını biliyoruz. Aşure adeti de iyi ki var ve malzemesi eksik konulmadan yapılan aşureyi yemeyi çok severim. Size renkli gelen dinimizde böyle adet var mı yok mu demeden canımız ne çekiyorsa alırız yeriz. Ama neyi neden yaptığımızı, yediğimizi içtiğimizin nerden geldiğini sorgulayanımız azdır. “Hoşafın yağı kesildi. Çıkar ağzından baklayı. Ben, onun cemaz-il evvelini bilirim” söylemini kullanırız da bunun nereden geldiğini bilerek merak ederek mi kullanırız.?

Din bezirgânı baronların, insanları her şeyden önce din konusunda cahil bırakmayı, kafa çalıştırtmamayı gerekli gördüğü ve neyi neden yaptığını bilmemek hususunda dini inançlarını kitapta yazıyor diyerek müritlerine nasıl pompaladığını hep merak ettim. Merhum Aziz Nesin, de bu hususta der ki, “Kabul edelim ki biz Türkler pek bir şey ‘icat’ edemeyiz ama “a bu Kur’an da vardı diye iyi uydururuz”.Teknolojinin geliştiği Ay a Mars’a gidildiği zamanımızda halkın nasıl hala soyut dini inanışlara inanır olduğuna Aşure’ye gelmeden bir bakalım: T.Özal annesinin Süleymaniye Külliyesine gömme girişimi önlenmeseydi. 4+4+4 mezunları oraya çaput bağlayacaklardı. Çamlıcaya yapılacak 15 bin kişilik cami külliyesinde kimin türbesi olacağını tahmin edersiniz?

Eski M.E Bakanı Ömer Çelik’in kitabında alıntılara (inhial) yer vermesi, Cübbeli hocanın,” CERN atom parçacıkları bulunsa ne olur ne değişir” şeklinde tarihi açıklaması 700 yıl sonra olabilmiştir.

Muharrem ayında…İki farklı görüntü yaşanır.

Birincisi; evlerde aşure pişecek, komşulara dağıtılacak, keyifle kaşık sallanacak. Bir “kutlama” görüntüsü...

İkincisi; ekranlarda, gazete fotoğraflarında, karalara bürünmüş insanlar, zincirlerle dövünüp kendilerini kanatacaklar. Bir “yas” görüntüsü…

İkisi de aynı tarihte. Kerbela olayının yani, Muharrem ayının 10. günü. Aynı dinin mensuplarından birileri derin bir yas sergilerken, diğer bir kesim adeta onlarla alay eder gibi bir kutlama nasıl yaşar ? Neden yaşar ? Genelde dini kitaplar birbirinden alıntılarla dolu olduğu otorilerce belirtilmektedir. “Musevilikte dünyaya önem verilir; Ahiret ihmal edilir. Hıristiyanlık’ta ahirete önem verilir; Dünyayı ihmal edip el etek çekerler. Müslümanlıkta dünya ve ahiret dengesi vardır. Yahudiler ve Hıristiyanlar Allah’a ibadet ederler.(oruç, hac, sadaka vardır.) “yani dinler arası inhial (kopya) süregelmiştir.

“Biz bu aşureyi niye yiyoruz?” Peki, peygamber Muharrem’in 10’unda neden oruç tutarmış, onun yolundan gidenler neyin orucunu neden tutuyorlar bilen var mı ? Bunun gibi

-Yas tutanlar (Şiîler), peygamberin torunu Hüseyin’in çocukları ile birlikte Kerbelâ’da Emevîler tarafından vahşice katledilişinin protestosunu yaşatıyorlar. Gerçekleştirdiği bu vahşetten sonra Emevî yönetiminin tavrı ne olmuş ? Şiîlerin protestolarını canlı tutmak için sergiledikleri bu yası boğuntuya getirmek, etkisiz kılmak için, siyasal bir taktik olarak, aynı günü bir bayram havasına sokup insanlara kutlatmak geleneğini başlatmış. Bunu Osmanlı’da giderek Sünnî kesime, tabiîatıyla, Türkiye’e benimsetilmiş. Bu kutsal günde yapılacak işler şöyledir:

- Aşure günü oruç tutmak sünnettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Aşure günü oruç tutanın, bir yıllık günahları affolur.) [Müslim, Tirmizi, İ. Ahmed, Taberani]

-(Aşure günü oruç tutan o yıl tutamadığı [nafile] oruçlarının sevabına kavuşur.) [Deylemi]

-(Aşure günü bir gün önce, bir gün sonra da tutarak Yahudilere muhalefet edin.) [İ.Ahmed]

-(Aşurenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehidler ve salihlerin ibadetleri kadar sevaba kavuşur.) [Şir’a] [Yalnız Aşure günü oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile tutmalı!]

-Peygamber efendimiz bir gün öğleye doğru buyurdu ki:

(Herkese duyurun! Bugün bir şey yiyen, akşama kadar yemesin, oruçlu gibi dursun! Bir şey yemeyen de oruç tutsun! Çünkü bugün Aşure günüdür.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud]Kyn.4

Birileri “Peygamberimizin soyu katledildi” diye yas tutarken, neyi neden yediklerini bilmeyen din kardeşlerinin de aşure keyfi sürdürmesinin nedeni bu. Eee, tabiî, milletin önüne çıkıp da “Aşure yiyin de peygamberin soyunun kurutuluşunu kutlayın... Oruç tutun da Yahudilerin ‘Yom Kipur’unu kutlamış olun” denemezdi. Bu konuda düşülen telâş nedeniyle, dikkatleri başka yöne çekmek ve Muharrem’in 10’una yine de bir kutsallık yükleyebilmek için uydurmacılıkta bir rekor kırılmıştır. Bakın Muharrem’in 10’unda (her kim nereden, nasıl biliyorsa) sözde neler olmuş :

1. Hz. Nuh, gemisini Cudi Dağı'nın üzerine o gün demirlemiş. ( Yeriyle, günüyle bunu Dünya’da bir tek biz biliriz).

2- Hz. Yunus, balığın karnından o gün kurtulmuş.

3- Hz. Adem'in tövbesi o gün kabul edilmiş.

4- Hz. Yusuf, kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan o gün çıkartılmış.

5- Hz. İsa o gün dünyaya gelmiş ve o gün semaya yükseltilmiş. (Hristiyanlardan saklıyoruz bunu. Onlar bilmez).

6- Hz. Davut'un tövbesi o gün kabul edilmiş.

7- Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail o gün doğmuş.

8- Hz. Yakup'un, oğlu Hz. Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamış.

9- Hz. Eyyüb, hastalığından o gün şifaya kavuşmuş.

10- Hz. İbrahim’in, Nemrut’un ateşinden o gün kurtulmuş.

Musa Kızıldeniz’i yarıp taraftarlarını o gün kurtarmış.

Asırlardır insanlara bu uydurmalar hem de en saygın bildikleri kişi ve kurumların da desteği ile pompalanır olmuştur. Ne kadar yaygın bir kampanya ile pompalandığını göstermek için örnek olarak seçilmiş olan aşağıdaki 4. ilâ 30. sıra arasındaki kaynaklara göz atılabilir. Şii ve Sunni aynı aşureyi yiyorsa bu Sunni-Şii savaşını kim çıkarıyor?. Aşureye katılacak malzeme 13 adetten az olmamalı eksik koysanız bile Afiyet Olsun!

Erdil Ünsal

Kaynaklar:

4. http://www.diyanet.gov.tr/…/Diyanet-Isleri-Baskanligi-Duyur…

30. http://www.unitedamericanmuslim.org/asure_gunu.php

( “Biz Bu Aşureyi Niye Yiyoruz?” başlıklı yazı erd44 tarafından 18.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.