YALNIZLIK TÜRKÜSÜ

 

Karlı dorukları duman sararken,

Nazar ettim o muhteşem ahenge…                    

Dilek vadisinde menzil ararken,               

Boyandım öteye çağıran renge.

 

En solgun hayaller yeşerdi bir bir…

Itır ıtır açtı karanfil dalı,

Akıp gitti hayal, bozuldu sihir.

Gerçeğe dönüştü sevda masalı,

 

Şu sahte sevdalar çağın cilası,

En berrak sulara muhtaç yürekler…

Nerde Mecnun, acep nerde Leylâ’sı?

Kaç çölün ardında kalmış dilekler?

 

Yalnızlık türkümü çölde bırakıp,

Ümitler besledim sunmaya hazır…

Bağlanırım içten gemiler yakıp.

Çözmek istedikçe düğümlendi sır.

 

Üşüyen sevgiler yaktı özümü…

Yorgun caddelere sindi hasretim.

Vuslat rüzgârları öptü yüzümü,

Dağların ardına indi kasvetim,

 

Yıldızlar sımsıcak baktı toprağa,

Gülen gözlerimde bir ışık yandı…    

Bir şebnem umutla düştü yaprağa,

Günbeyli yeniden gayret kuşandı.

 

Uhrevi duygular gönülde servet,

Kadim kelamların derinliğinde…

Gözyaşım, sineme dökülen rahmet,

Bir tûba gölgesi serinliğinde.

 

Kadim kelamların derinliğinde…      

 

Mahmut TOPBAŞLI

 

 

( Yalnızlık Türküsü başlıklı yazı GÜNBEYLİ tarafından 15.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.