Tek damla gözyaşı yetiyordu oysa maneviyatımı sıvazlamaya
Tek söz...
Tek dokunuş...
Bol sarımsaklı kokusundan sonra Kelle Paçanın
Islak bir öpüş...
.
.
.

Bu aralar
Sık sık
Tütsülenmiş et kokusu alıyor kuzgun burnum
Kimselerin giremediği alev topu ormanlara dalıyorum ardından 
Her seferinde çırılçıplak

Acıyarak işiyorken
Can çekişen tüm mahlukatın ölümcül yanıklarına
Mahremime lanet Kızılca bir yılanın
Süzülüşünü izliyorum alevli çalılardan
Hayranlıkla

Ve
Bu aralar
AGİ si geç yatmış dilberlere vakumlatıyorum can suyumu
Cilası tek satırlık satış misyonerleri izliyorken sevişmelerimi
Sol avuç içlerine sığıştırıyorlar tüm hissiyatlarını gördüklerine bin pişman

Küllenmiş Kızılcık ormanlarından
Bol yakıcı ısırgan otları sipariş ediyorum
Tükenmiş ruhumu sürüklediğim güvenli mezarımda
Bekliyorken aç biilaç
Acemi bir kaptan 
Gümbür gümbür
Daldırıveriyor koca şilebini 
Boklu deresine Fenerbahçe'nin 

Islak,
Boklu bir şilep 
O an set çekiveriyor doymak bilmez açlığıma
Nefret çığlıklarımın üzerinde halaya duruyor 
Leş karıncalarının milyonlarcası emprovize

Kokusu kekre balçıklar kayıyorken her bir hücreme çatal dilimden
Gün ışığına tutunuverip
Kim bilir kaçıncı kez iniyorum 
Ruh zeminime kan ter içinde 

Lefter'in kemikleri sızlıyor...

Ve 
O muhteşem sol ayağı Alex'in
İlk kez ıskalıyor önünde duran Sarışın bir travestiyi!


Yıldıray Kızıltan
( Kuzgun Mesaisi... başlıklı yazı Y.KIZILTAN tarafından 11.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.