Canımız
sıkılıyor bazen pazar günleri arkadaşlarla balığa gidiyoruz. Maksat muhabbet
olsun, bazen tutarız, bazen de es geçeriz o bizi tutar oltanın başında da, bir
çıkayım şu sudan hava alayım demez dürzü balıklar...
Sabahın dördünde zrrrrrrr telefonun zili çalınca, akşam geçte yatsak zıpkın
gibi, fişşek gibi kalkıyoruz anasını satayım. Bazen de düşünüyorum''canlı be
bunlar saf saf oltaya geliveriyorlar keratalar''Sazan kolay da, turnayı
yakalamak zor, onun zeka katsayısı biraz sazandan yüksek mi ne? Zibidi turnalar
uğraştırıyor. Abi siz de sazan akrabalarınız gibi gelsenize oltalarımıza
haspalar...
Neysem sabahınan vardık. Kırıkkale taraflarında bir yer, turnası meşhurmuş.
Frezeci Uğur, Bülent, benim oğlan, bizim kalfa ve oğlu, ayakkabıcı Osman
kardeş, bir iki arkadaş daha var. Bir soğuuuk bir soğuuuk hava, Allah'dan içlik
giymişiz içimize...
Dostum Uğur''Abi geçen hafta buradan epey bir şeyler çektik''dedi. Ne güzel demek
ki burada balık var. döndüm Uğur'a ''Önce bir sabah çayı içelim de kendimize
gelelim dostum'' o da bana baktı''tabi abi'' O ara da bir iki arkadaş botu
hazırlıyor, oltaları gözden geçiriyor. Sabahın altısında çayımızı içtikten
sonra, oltalarımızı sallamaya başladık. Virra bismillah rast gelsin, gazanız mübarek
ossun arkadaşlar sekizinci turna ve sazan meydan muharebesinde...
Acemi balıkçı Osman kıyıdan başladı oltayı sallamaya; atıyor çekiyor, atıyor
çekiyor, ama boşa çekiyor gibi sanki. Bir ara bir salladı arkadan öne doğru
gelmiyor olta.''Osman çalıya taktın oğlum''dedim. Cevap hazır''O zaman da guş
tutarık abi''hadi oradan dedim...
Vakit de bir çabuk geçiyor ki balık da, bir de bakmışsın saat on bir olmuş. O
arada yan tarafa başka balıkçı arkadaşlar geldiler ''selamın aleyküm rast
gelsin'' dediler. Her ne kadar bize rakipselerdeTanrı selamı almasan
olmaz''Voo aleyküm selam hoş geldiniz biladerler''dedik. Bir taraftan biz
sallıyoruz oltaları, bir yandan da onlar sallıyor kıyıdan. Yan gözle de
bakıyorum acaba bir şey tuttular mı diye. Balıkçı rakip balıkçıyı sevmez,
balıklarda hiç bir balıkçıyı sevmez haliylen. Nasıl çıktı bu lafta ağzımdan
özlü söz gibi oldu ya!!!
Saat bir oldu biz de tık yok. Uğur'a döndüm''Ollum Uğur geçen hafta burada
ondan fazla balık tuttuk abi diyen sen değil misin'' Uğur biraz mahçub''Ne
bileyim abi o geçen haftaydı, bu hafta balıklar derslerine iyi çalışmış
yakalanmama konusunda staj görmüşler sanki'' O arada karnımız acıkınca ekmek
arasında köfte möfte hazırladı arkadaşlar bir güzel onları mideye indirdik...
Saat birden sonra tekne ile çıkan arkadaşlar iki üç tane çekmişler bot ile, bir
iki tane de biz çektik turna kıyıdan. Anca bir kişiye öğlen yemeği olacak kadar
balık tuttuk o gün gerisi hikaye. Yanımıza sonradan gelen adamlarda üç dört
kiloluk bir turna tutunca bizim moral iyice bozuldu. Döndüm arkadaşlara''De
haydiyin ollum göldeki öbür balıkları azat edelim doğru eve çevirelim
istikameti'' Biraz da hava soğuyunca hep beraber dönüş yoluna koyulduk. Balık
bahane ya bahane maksat muhabbet olsun muhabbet...