Aşkın cellâdı bir kelime daha düştü

Ertesinde hicap yüklü bir söylence

Ve büktü dalımı.

Asılıydım darağacında,

Dar, mesnetsiz hatta cebi delik bir kefen

Ve duvağın ölümü örten hicvi:

Karanlıktan çıkası bir yönerge elimde

Boşluğun etrafında dönmeye meylettiğim

Yine de sükûtu evlat edindiğim öylesine bir mezar.

 

Aklın raylarında ne çok med-cezir,

Gidip gelmelere şahit o kenevir cüppede

Saklı tuttuğum cehaleti

Hırpani gönlün:

Belli ki hüzün vurdu damgasına sağanağa,

Çöktü çökecek asılı iskeleti ömrün

Yoksa öldüğümü kabullenmemek

Altında ezildiğim?

 

Sinen hüznü savsaklamalı,

Gönülsüz dokunuşunu kucaklamaksa işin aslı,

Suslara bürünüp,

En çatık kaşlı kelamı yar bilmeli.

Bir serzenişin hükmüne vakıf iken Tanrı,

Her bilmeceye musallat olan töhmeti de istiflemeli diğer yandan:

Hezeyanı bertaraf eden hayli yüklü cereyandan alıp da payını

Düşmeli mutluluğun peşi sıra.

 

Ayıklandığı kadarıyla çakıl taşı,

Bir sofrada sevginin de eşliğinde

Hangi yemekse doymalı aşka,

Yemeden dolan yorgun ruhu,

Bir kelamı da sırdaş belleyip belli belirsiz.

 

Üstüne alınma anlık yanılgılarımı,

Apaydınlık olmalı dünya, dediğime de kanma

Hele ki yudumlamakla eş tuttuğumsa yaşamak:

Bir yürekte derli toplu

Ve iyi hale muktedir bir mahkûmun gıyabında

Nefes nefese konuşlu hicrandan mütevellit akşamların girdabında:

Alınma da alnı açık düşler iken düşüşe geçen

Ve mahrem bir imgeyi sırdaş bilen.

Görmez misin neferini yüreğin:

İzini sürdüğüm sevdalar olsa da en can yakan:

Buharından elim yandı madem,

Üfürdüğüm gel-geç hayallerin tek istikameti

Görmez misin: Gönül rotam…

 

Sus çiçeklerini giyindim de geldim:

Açık hava mezarlığında öldürdüğüm kim bilir

Kaçıncı düğüm?

İliştiremediğimdense ilişemediğim,

Sabaha kurmaya meyledip

Gecenin körü dirildiğim kaçıncı ölüm?

 

Alışkınım oysa ölmelere,

Doğduğum gecenin hürmetine asılı kaldığım

Gök kubbede

Ve hangi akla hizmetse

Eremediğim hidayete ulaşmışken çoğu mürit:

Salkım saçak bir hitabette,

Boş vermişliğin gıyabında belli ki

Kayıtsızlığımın nidası.

Gölgelerden mütevellit düşkün imgelere de

Yaslayıp sırtımı

Ve bağnaz bir cümlede bilip de beklemek,

Beklentiden yoksun ikbalimi tek hükümle rehin vermek.

Hem de ne pahasına?

 

 

( Sus Çiçekleri... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 28.09.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.