15 Temmuz darbesinin ardından, yine darbe mi olacak diye endişe ve depresyon halinde, her haber programında ateşli tartışmalar televizyon kanallarında devam edip durmaktadır. Bu elim darbeden önce, doğudaki terörden dolayı ölen şehit askerlerimizin tartışmaları yapılırdı. Bunları izlerken acı çekerdim. Beteri varmış. Son günlerde, neredeyse her gün 3-5 asker şehit oluyor, kimse bunu haber yapmıyor ve tartışmıyor artık. Her haber kanalında darbe ile ilgili haberler canlılığını muhafaza ediyor. Bu tartışmalar o kadar vehim ki, her dinlediğimde Allah’ım neler oluyor diye, yine böyle vehim olaylar mı olacak diye, depresyona giriyorum. Bunlar konuşulmalı mı, belki evet ama vehim olayları bilen malum devlet birimleri, bu istihbaratı değerlendirip, halkı fazla huzursuz etmeden gereğini yapmalıdır, yaptığından da asla şüphem yok.Halk çalışacak, üretecek ve onlar için yaşam edecek ve etmeli de, geçmişte olduğu gibi. 

15 temmuz darbesini asla unutmayacağım, duyarlı halkımızda unutmayacaktır. insan ölüye üç gün ağlar ya, 4. gün ve sonrası ağlamaz, sadece anıları hatırlar ve üzülür, kısa bir hazan gözlerine dolar ya, öyle bir şey olmalı diyorum. Neredeyse iki aydır, ölenden fazla ölüp dirilen bir psikoloji yaşıyorum. Bomba atan uçakları gördük, helikopterden tarayan askeri gördük, nişan alıp masum üzerine askere sık diyen komutanlar gördük ya; bu görüntü mide bulandırdı ve hala o görüntünün her anımda anılması o bulantıyı devam ettiriyor sanki. Biz bu psikolojiden çıkmalıyız. Bu gibi olayları unutmamalıyız ama hayat da devam etmeli.

Biraz önce izledim, falan yerde boş bir arazide epeyce kuru sıkı tabanca bulunmuş. bunları kim gömer, kim ne amaç güder bilsek ne olacak ki, ne yapabiliriz ki… Biz vatandaş olarak bilmeyelim. Bu görüntüler beni geriyor, çok kişiyi geriyor. Güzel şeylerden bahsetmek lazım, nefes alabilmek için.Anlatılan güzel haberler geleceğe umutla bakmamızı sağlayacaktır. İnsan geleceğinden güzel umutları taşımazsa, nasıl bir yaşama isteği olur ki? Devlet, bu konuda gerekeni eminim yapıyordur ve bu yapılanları tartışmak ve deşifre olmasını artık istemiyorum. 15 Temmuzdan sonra televizyon kültürüm neredeyse öldü, hiç bir haber konusu beni kendisine bağlayamıyor. Keyifle televizyon seyredemiyorum. Yakında “Diriliş” dizi başlayacak, geçen sene çok severek izledim, bakalım ne kadar benim bu gerginliğimi, televizyona karşı ilgisizliğimi yok edecek, göreceğim yayınlandığı zaman inşaallah. Lig maçlarını, milli maçları seyrederken, gol olsa avazım çıkana kadar bağırırdım. Şimdi sıradan bir olay gibi geliyor. Gollere sevinemiyorum artık. İki olimpiyat oyunu geçti, zevkle yarışmaları seyrettiğim olmadı. Merak etmedim. Yahu, bende mi sorun var, yoksa, yaşatılan görüntü mü beni bu hale getiriyor. Ya da başkaları da benim gibi mi? Elliyi geçmiş yaşımda, artık aynı oyunların sürekli oynanması, sonuçlarının kötü olması, boş yere insanların ölmesi, masum hayatların mahvolması, adalete olan inancımı mı mahvetti ki… Geleceği göremiyorum açık seçik artık. Sanki karanlığa bakar gibi ilerliyorum. Lambalar sönmüş, gökyüzünü simsiyah bulutlar sarmış gibi…

Caniler, zalimler özgürlük içinde, saltanat içinde yaşamaya devam ediyorlar. Allah’ın yarattığı canı aldıklarının farkındalar, rahatça yemek yiyorlar, sularını içiyorlar, nasıl bir duygu, nasıl bir vicdan bu ya… Nasıl bir vurdumduymazlık ve ihanet bu, bunlar nasıl insanlar? Sanırım bu çarpıklık dizilerden yansıdı yaşam biçimimize. Dizinin birinde adamın biri onlarca kişi öldürüyor ve kahraman gibi görüntü veriyor. Bu kahramanın ailesinden birisi öldürülse, yas tutuyor, öldürene kin güdüyor, intikam yemini ediyor. Öldürürken iyi de, öldürülürken kötü mü oluyor… Bu nasıl mantık ya! Şiddetle eğlenen, onu konuşan bir nesil yetişti işte! Kişiler zalim olduğunun bile farkında değiller, bu yaşananları gördükten sonra, darbe sonrasını yaşadıktan sonra böyle düşünüyorum. Darbe’de biz masumlar mermi sıkmadık, tankı masum üzerine sürmedik, F16'lar ile bomba atmadık ama yapanları gördük işte…. O yapanlar yaptıklarıyla övünüyorlar şimdi çiftliklerinde! O dizinin kahramanı oldular şimdilerde…

Televizyonla ilgim çok kalmadı artık. Kitap okuyorum. Kur’an okuyorum… Zikir edip tefekkür ediyorum. Memleketim için, insanımız için, tüm Müslüman kardeşlerimiz için dua ediyorum. Aynı şeyleri dinlemekten, görmekten gına geldi atık. Her şeyi Rabbime havale ettim, tevekkül ettim. Elimden gelen başka bir şeyde yok. Yok işte…

Saffet Kuramaz

( İkinci Darbe Söylentisi De Nedir başlıklı yazı safdeha tarafından 28.09.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.