Önce kız uzandı yatağa
Sonra bıçak,
Sonra birbirlerine sarıldılar
Bir sezeryan tasarımı gibi
Kırmızı bir ateşle ıslanarak
Yatağın içine aktılar...
.
.
Ertesi gün onu bulduklarında artık yoktu
Bıçağı yavaşça çıkardılar koynundan
Göz kapakları huzurla kapanmışcasına
Sol elinde pamuklu bezden tavşanı
Balmumu saçları kızıla boyanmış
Dudakları tebessüm eder gibi kıvrılmıştı...
.
.
Adı Nesrin'di, soyadı yoktu
Soyadını onbir yaşında çalmışlardı ondan
Henüz daha oyun oynarken bebekleriyle
Hayallerini bir anda ötelediler
Onu oyundan çalarak, gerdeklediler...
.
.
Artık yapacak bir hayali yoktu...
Okul sırasında çantası yapayalnız kaldı
İçinde yırtık defteri ve eskimiş kalemi
Bir de uğuru vardı, tahtadan oyulmuş
Bir güvercin figürüydü bu,
Kanadı açık olsa bile uçamayan
Uğuru sandığı kanadı açık
Çantanın arka gözünde ufacık...
.
.
Eğer o güvercin şu an yanımda olsaydı
Bunlar olmazdı,
Diye düşünerek içini çekti
Sonra ahşaptan mutfağa gitti
Çekmeceyi çekti
Şimdi evde yapayalnızdı...
.
.
Önce kız uzandı yatağa
Sonra bıçak
Sonra birbirlerine sarıldılar
Bir sezeryan tasarımı gibi
Yatağın içine aktılar...
.
.
Vedat DÜNDAR