Kandırılmış akşamların sabahı var;

Düşlerin ise öncesi

Ve yarınlara gebe benliğin ifrat yüklü sözlüğü.

Bir elinde rugan çizmeler,

Sol kulağında sağ/anağ/ın yankısı,

Nidasında ise saklı gizemli bilmece.

 

Tüm hezeyanların bir çıkış noktası var:

Pergelin ucunda çizdiği yuvarlak ressamın,

Elinde tokası bağlarken ıslak saçını şair:

Hem de afili bir hüzün

Depreşen günbegün.

 

Neden şiir yazar insan?

Ve neden susar suslara gömülmüş bir cehaletin

Aykırılığına gizlendiği iken gün gibi aşikâr,

Yine de şakır adeta

Konduğu kırık dalına gülün

Hazin bir lehçe yüklercesine

Derken çözülür bağı diz/e/lerin.

 

Ölmeli mi yazmadığı akşamlarda?

Gömmeli mi umutlarını kaygan toprağa?

Elinde o dirayet zincirine eklediği yarınlara

Bağlandığı imgeleri de mi reddetmeli

Varlığına tenezzül etmez iken

Yüreğin temsili resmi,

Şeceresine kaydettiği dünleri de sırtlayıp

Boğulmayı meziyet bilmeli ister istemez,

Hele ki rüştünü ispatlamadığı yenilgilerin

Çökük avurtlarını da gizlemeli peyder pey

Ve çöküşü iken zimmetli evrene

Yâd ettiği bin bir sevdayı bellemeli,

Yazarken usul usul…

( Neden Şiir Yazar İnsan? başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 24.09.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.