sen yoktun!
ben her gece uykusuzken...


önce,
sen diyen yanımı araladım,
sonra koşar adımlarla düşlerime uğradım
içimdeki sensizlik çığ gibi büyürken
üzerine biraz daha yürüdüm,
yokluğunun şiddetine aldırmaksızın
attım kendimi gecenin koynuna
bir ihtimal seni bulurum diye.


sen yoktun!
ben zindanlarda uyurken...

sanki,
zifiri bir bataklığın içindeyim
çıkmaya yeltendikçe
daha bir kararıyordu gözlerim
dudağıma kadar gelen sözcüklerin
ritmi bozuluyordu yokluğunda
yerini bir kaç tutam hıçkırık
fazlasıyla özlem
bir o kadar da vuslat kaplarken
keşke bilebilsen
yokluğunun bu deli esaretini.


sen yoktun!
ben yokluğuna ağlarken...

çok,
ama çok zaman dinmedi
içimde biriken ağrılı gözyaşları,
sağanak sağanak düştü
sel olup taşırdı,
canımı öyle bir acıttı ki her bir damlası
yokluğunun madalyası gibi yapıştı bağrıma
söküp atamadım sen diyen canımı
sen derken bu yüreğim.



sen yine yoktun
ben sensizliğe ölürken...

şimdi yüreğim,
her zamankinden daha bir bedbaht
daha bir ezik
ve yoğun bakımın en ücra köşesine
öyle bir itilmiş ki
varlığın bile yetmez
beni diriltmeye.

affet beni ölüyorum
yaşayan sen ol.

Polat Tek
22 Eylül 2016

( Affet Beni Ölüyorum... başlıklı yazı Polat Tek tarafından 22.09.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.